Terör örgütü PKK’nın kurularak ülkemizin birliğini, dirliğini ve güvenliğini bozmak üzere Türkiye’nin üzerine salındığı yaklaşık 40 yıl boyunca 40 binin üzerinde vatandaşımızın hayatını kaybetmesinin yanı sıra 2 trilyon dolar maddi zarar verdi.
Terör örgütü PKK’nın kurularak ülkemizin birliğini, dirliğini ve güvenliğini bozmak üzere Türkiye’nin üzerine salındığı yaklaşık 40 yıl boyunca 40 binin üzerinde vatandaşımızın hayatını kaybetmesinin yanı sıra yıllık ortalama 45 milyar dolarlık maddi zarar verdiği bağımsız uzmanlarca kabul ediliyor. Bu da bölücü terörün verdiği sosyal tahribatın yanında, Türkiye’nin büyümesini, bölgesinde ve dünyada etkili olmasını istemeyen emperyalist güçlerin bu amaçla kullandığı en önemli silahlardan biri olduğunu gösteriyor. Türkiye’nin 2024 yılı dış ticaret açığının 82 milyar dolar seviyesinde olduğu göz önüne alındığında, teröre giden 45 milyar doların ülkemizin ihtiyacı olan diğer alanlarda kullanılmasının önemini ortaya koyuyor.
ÜLKE İKİYE KATLANIRDI
Son günlerdeki barış iklimine ilişkin gazetemize konuşan Güvenlik Uzmanı emekli Albay İbrahim Keleş, şu değerlendirmelerde bulundu: “PKK terör örgütü ilk silahlı eylemini 1984 yılında Eruh baskınıyla gerçekleştirdi. Bu sürede 40 bine yakın canımız terör örgütü tarafından şehit edildi. Elbette ki hiçbir canın değeri maddi olarak ölçülemez. Fakat şurası da gerçek, terörle mücadele önce insan kaybı ve maddi kayıp olarak ele alınabilir. Eğitilmiş donatılmış güvenlik personelinin kaybı büyük bedeldir. Aynı zamanda kullanılan silah araç gereç ve diğer donanımların da ülkemize ekonomik olarak maliyeti oldukça yüksektir. Mesela bir güdümlü tanksavar silahının bize maliyeti yaklaşık bir araba parası kadardır.
BİR FÜZE 20 ARABA PARASI EDİYOR
Yine F-16’ların kullandığı sığınak delici MK-82 bombasının bize maliyeti yaklaşık 1 milyon dolar civarındadır. 10 yıl evvel teröre yapılan harcama 300 milyar dolardı. Sınır ötesi harekâtlarımızla bu 1 trilyon dolarlık bir maliyet ortaya çıkmaktadır. Yine bir o kadar da terör yüzünden yerinden yurdundan olan insanların uğradığı zarar, başta petrol olmak üzere var olup da çıkarılamayan yer altı kaynakları, meraların kullanılamaması bunu katlıyor. Bir terör örgütünün Türkiye gibi güçlü bir devlet karşısında 41 sene dayanması mümkün değildir. Başka devletlerin buna verdiği desteği görmezden gelemeyiz. Terör olmasaydı, Türkiye bir Türkiye daha olurdu. Kişi başına milli gelirimiz 13 bin dolar civarındayken 30 bin olacaktı. Terör örgütünün silah bırakarak denklemden çıkarılması, hem bölgenin kalkınması için, hem de Türkiye’nin enerjisini yurt içine harcayabilmesi önemlidir. Türkiye ayağa kalkacaktır. Emperyalist hesaplar da bozulacaktır.”
SÜRECİN SONUCU HAYIR OLACAKTIR
Batı Asya Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu da şu görüşleri dile getirdi: “Bahçeli’nin açıklamalarıyla başlayan yeni açılım sürecine baktığımızda bu kanserli hücrenin bu vücuttan temizlenip organizmayı sağlığa kavuşturacağı için sonucu hayır olacaktır diye düşünüyorum. Ayrıca düne kadar terörist başına en ağır tepkileri gösteren bir ismin terörün bitirilmesi noktasında elini değil, gövdesini taşın altına koyduğunu görüyoruz. Karşı çıktığına baktığımızda hiç birinin devlete, millete, vatana, bayrağa, milli manevi değerlerimize dost olmayan insanlardan oluştuğunu görüyoruz. Aynı zamanda da NATO ittifakının içinde bize dost görünen özü farklı, sözü farklı yapılanmalarda da aynı olumsuz görüşlerin ortaya çıktığını görüyoruz.
DÜŞMANLAR KARŞIYSA İYİ YOLDAYIZ
Kimlerin bize iyi yapıyorsunuz, iyi yapmıyorsunuz demesine bakarak, bu sürecin akıbetinin hayır olacağını düşünmek gerektiğine inanıyorum. Bugün yaşadığımız süreç elbette sancılı ve zor geçecektir. Ama her türlü iyileşme sürecinin safahatına baktığımızda bizim yaşadığımız süreci yaşayan diğer ülkelerdeki örneklerde olduğu gibi barış ortamının bir yığın depresyonu beraberinde getirdikten sonra sonuca ulaştığını görürüz. Yarınlara yönelik çok olumlu sonucun ortaya çıkacağına inanıyorum. Terörün ülkemize ödettiği maddi külfete baktığımızda, harcanan yüz milyarlarca doların, eğitim, sağlık, alt yapı, sanayi yatırımlarına yönlendirilse, kişi başına milli gelirimizin kat be kat artacağı aşikârdır. Bu nedenle terörün bitmesiyle sonuçlanacak bir barış sürecinin ülkemizin ve milletimizin menfatine olduğunu söyleyebiliriz. Dahili ve harici düşmanların tepkileri, yapılanın ne kadar doğru olduğunu göstermektedir.”