Suriye'de yeni gelişme! SDG’nin Suriye ordusuna katılımı için ön anlaşma yapıldı
Omurgasını terör örgütü YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Şam yönetimi arasında, SDG unsurlarının “bütünsel şekilde” ulusal orduya entegre edilmesi konusunda ön mutabakata varıldığı açıklandı.
Terörist Mazlum Abdi, anlaşmanın uygulama safhasına geçişinin sahadaki gelişmeler nedeniyle geciktiğini, ancak planın Savunma Bakanlığı ve ordu komutanlığı bünyesinde çeşitli görevler üstlenmelerini içerdiğini söyledi. Abdi, kuzeydoğudaki “polis” birimlerinin de İçişleri Bakanlığı’na bağlanmasının öngörüldüğünü belirtti.
Açıklamaya göre Şam’la üzerinde uzlaşılan çerçeve, SDG’nin komuta kontrolünün kademeli olarak merkezi devlet yapısına devrini, personelin rütbe ve görevlerinin yeniden tanımlanmasını ve güvenlik bürokrasisi içinde kurumsal pozisyonlara yerleştirilmesini hedefliyor. Bu, sadece askeri birliklerin statüsünün değil, idari ve kolluk yapılanmalarının da dönüştürülmesi anlamına geliyor. “Bütünsel entegrasyon” ifadesi, parça parça değil, kuvvetin ana gövdesiyle beraber hareket edecek bir modelin masada olduğuna işaret ediyor.
UYGULAMA NEDEN GECİKTİ? SAHADAKİ DİNAMİKLER
Mazlum Abdi, Suveyda ve kıyı kentlerindeki gelişmelerin takvimi yavaşlattığını söyledi. Bu not, rejim kontrol bölgesindeki iç güvenlik önceliklerinin ve kaynak dağılımının, entegrasyon takvimine doğrudan etki ettiğini gösteriyor. Ayrıca, kuzeydoğuda hâlâ değişken olan yerel dengeler, sınır hattındaki gerilimler ve uluslararası aktörlerin pozisyonları da takvim üzerinde belirleyici olmaya devam ediyor.
ANKARA’NIN ÇİZGİSİ: “TERÖRE KÖK SALDIRMAYACAĞIZ”
Türkiye, YPG/SDG’yi PKK’nın uzantısı olarak görüyor ve Suriye’nin kuzeyinde bu yapının herhangi bir meşruiyet kazanmasına kategori olarak karşı çıkıyor. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in “bölgede hiçbir terör örgütünün kök salmasına izin verilmeyeceği” yönündeki vurgusu, Şam–SDG hattında atılan her adımın Ankara tarafından yakından izleneceğinin altını çiziyor. Olası entegrasyonun, Türkiye’nin sınır güvenliği ve mülteci dönüş planları üzerindeki etkisi, önümüzdeki dönemde Türk diplomasisinin ana başlıklarından biri olabilir.
ŞAM’IN HESABI: EGEMENLİK ANLATISINI PEKİŞTİRMEK
Merkezi yönetim açısından SDG’nin devlete bağlanması, ülke bütünlüğü anlatısını güçlendirecek sembolik ve pratik bir adım. Ordu ve emniyet şemsiyesi altında yeniden yapılanma, enerji sahaları ve sınır hatları dahil stratejik bölgelerde tek otorite iddiasını tahkim edebilir. Ancak bu süreçte komuta bütünlüğü, rütbe uyumu, disiplin standardizasyonu ve lojistik entegrasyon gibi zorlu teknik başlıklar Şam’ın önüne çıkacak.
ABD, RUSYA VE DİĞER AKTÖRLER: DENKLEMİN GÖRÜNMEYEN AĞIRLIKLARI
Suriye kuzeydoğusundaki güvenlik mimarisi, uzun süredir dış aktörlerin gölgesinde şekilleniyor. Washington’ın SDG ile kurduğu taktik ortaklık, Moskova’nın rejim üzerindeki nüfuzu ve bölgesel ülkelerin güvenlik kaygıları, entegrasyonun hızını ve şeklini belirleyebilir. Her iki küresel aktörün de sahadaki gerilimi tırmandırmayacak, çatışmasızlık düzenini koruyacak bir formülü öncelemesi muhtemel; ancak bu, ayrıntılarda zorlu pazarlıklar anlamına geliyor.
SAHADA NE DEĞİŞEBİLİR? ÜÇ SENARYO
En iyimser senaryoda, entegrasyon kademeli ilerler; sınır güvenliği ve iç asayişte tek komuta sağlanır, yerel çatışma riski azalır. Orta senaryoda, süreç alan bazlı ve kısmi kalır; kimi birlikler hızla bağlanırken, kritik bölgelerde sürtünme devam eder. Kötümser tabloda ise komuta devri tartışmaları ve yerel çıkar ağları, çatışma sarmalını tetikleyerek süreci askıya alır. Bu üç olasılık arasında salınımı belirleyecek olan, sahadaki güvenlik olaylarına verilecek “eşgüdümlü ve ölçülü” tepkidir.
KURUMSALLAŞMA TESTİ: RÜTBE, MAAŞ, ASKERİ HUKUK
Bir kuvvetin devlete entegrasyonunda en kritik başlıklar; rütbe karşılıklılığı, personel statüsü, maaş ve özlük haklarının standardizasyonu ile askeri/cezai disiplin rejiminin uygulanabilirliğidir. Ayrı geçmişlerden gelen birliklerin aynı hukuk ve hiyerarşi altında işler kılınması, masa başında değil saha eğitiminde ve günlük nöbet düzeninde sınanacaktır.
YEREL TOPLUMLAR VE “POLİS” BİRİMLERİ: GÜVENİN İNŞASI
Kuzeydoğu’daki “polis” gücünün İçişleri’ne bağlanması, yerel topluma karşı sorumluluk ve merkezi denetim arasında yeni bir denge gerektiriyor. Sivil hakların korunması, keyfi uygulamaların önlenmesi ve şeffaf denetim kanalları, yalnızca güvenlik hissini değil, siyasi meşruiyeti de doğrudan etkileyecek.
ÖNÜMÜZDEKİ ADIMLAR: TAKVİM, YOL HARİTASI, GARANTÖR MEKANİZMALAR
Ön anlaşmanın kalıcı sonuca dönüşmesi için tarafların net bir takvim, kademeli entegrasyon yol haritası ve sahadaki olası sürtünmelerde devreye girecek arabuluculuk/garantör mekanizmaları üzerinde mutabakata varması gerekecek. Eğitim ve yeniden sınıflandırma programları, ortak devriye ve birlikte çalışabilirlik tatbikatları bu yolun zorunlu durakları olacak.