Hz. Âdem’den Hz. Muhammed’e kadar gönderilen nurdan öncüler aynı iman esaslarını getirmiş, hepsi de Allah’ın varlığı ve birliğini ifade eden tevhid ilkesini savunmuştur. Bu dil kâinatın dili, bu türkü kâinatın türküsüdür.
Yazar Kamil Çakır'ın Sinedeki Cevher kitabı Gülhane yayınları'ndan çıktı. Kitaptan;
İnanç, ibadet, aile ve toplum düzeni, ahlaki prensipler, Allah, dua, peygamberlerin ve geçmiş milletlerin kıssaları, ahiret hayatı, mükâfat, ceza ve pozitif bilim konularında kıstas bilgiler sunan Kur’an-ı Kerim, kâinatı kuşatan haledir.
Hz. İbrahim’in son duası, Hz. Îsâ’nın İsrâiloğullarına hitaben müjdesi, Tertemiz soydan gelen, iki kurbanlığın oğluydu Hz. Muhammed. Rahmetti diğer adı. İnsanlığa iman ve ibadet hususunda dosdoğru yolu öğreten En güzel örnekti.
Dinin direği, göz nuru, kalp aydınlığı, dünya ve ahiret güzelliği, sıkıntılara çözüm, kapalı kapıların anahtarı, gönül serinliği, kulu Rabbine yaklaştıran “namaz”dır. Namaz Her daim Dost’la olmaktır.
Nefsi emmarenin hiddet ve şiddetini kırıp onu sükûnete kavuşturan bir ibadet olan oruç Rabbani bir terbiyedir. Bir malın belirli bir kısmını muayyen bir zaman sonra Allah rızası için ihtiyaç sahibi Müslümanlara vermek demek olan zekât huzur toplumunun mayasıdır. İslam’ın en belirgin ibadeti olup diğer medeniyetler ile İslam medeniyeti arasındaki en önemli fark kurbandır. İbrahim’ce iman, İsmail’ce teslimiyet tir. Hac, öze, ezele, ebede, kardeşliğe ve maşuka yolan kutsal yolculuktur
Bazı zamanlar vardır ki, onların kıymeti diğer zamanlardan daha fazladır. İsmini meleklerin verdiği Leyle-i Regaip olan rağbet gecesi, aklın kalıpları içinde açıklamasının yapılamayacağı ruhun sonzusluğa tırmanışı sayılan, Hz. Peygamber’in ruh ve bedenle yaptığı bir yolculuk olan Mirac, bin aydan daha hayırlı olan ve hayata rengini veren gecedir kadir gecesi. Günahlardan kurtuluş demek olan Berat tünelin ucundaki ilahi ışıktır. Mübarek gün ve geceler insanların manevi kurtuluşa ermeleri için Yüce Yaradan tarafından sunulan fırsat zamanlarıdır.
Mevsimler içerisinde baharın farklı oluşu gibi, üç ayların da farklı bir etkisi vardır insan ruhu üzerinde. Boynumuzdaki nurdan kolyedir onlar. Aylar arasında Ramazan ayı, vücutta kalp gibidir, Kur’an ayıdır. Allah Teâlâ cuma gününü daha fazla saygı gösterilmesini emrederek haftanın diğer günlerinden ayırmış günlerin efendisi kılmıştır.
Hicrî tarih, iki cihan serveri Hz. Muhammed’in (s.a.s.) Mek- ke'den Medine'ye göç edişi ile başlar. Her dönüşü beyaz bir sayfa önünde tutar bizi.
Aile bir toplumun başlangıcıdır. Aile Kainatı ayakta tutan tohumdur. Ümmetin temel bağı din kardeşliğidir. Bu kardeşlik Rabbin huzurunda sıklaşan saflar gibidir. Toplumu besleyen ana damarlardan biri din kardeşliğidir.
Yaratılanın yaratanından özür dilemesi olan tövbe, kula mübarek armağandır. Hüznümüzü ve sevincimizi ilk önce paylaştığımız kişiler olan komşularımız ile ilişkilerimiz, birlikte yaşamanın ABC’sidir. Bir yılda iki kez yaşadığımız, hazların zirvesi başka bir manevi iklim olan bayramlar kırık gönüllerde bir güzel tebessüm bırakır.
İbadetlerin kalkanı ve kapısı bellediğimiz ramazan ayı biterken ay yüzlüye veda ederiz. Asıl gayemiz hayatı ramazanlaştırmaktır.
Allah’a yalvarma, yakarma, maddi veya manevi bir şey talep etme, isteme, seslenme, çağırma, ihtiyaçlarını arz edip yardım dileme, niyazda ve münacaatta bulunma demek olan dua Rab’le konuşmaktır. Allah’ın korumasında olan kişinin hayatı müminin yolculuk rehberidir. O yalnız O’ndan ister. Böyle olan kişi güvenilir insandır.
Gençlik bir milletin geleceğe ait ümitleridir. Gençlik bir millete hayat veren can damarıdır. Gençlik bir milleti ayakta tutan temel sütunlardan biridir. Gençlik bir milleti istikbale taşıyan köprüdür. Gençlik geleceğin teminatıdır. İnsana insan olma özelliğini kazandıran temel yapı taşlarından biridir inanç, insanı insan yapan inandığı gibi yaşamaktır. Mümin ya hayır söyler ya da susar. Bu inançlarla yaşayanlara göre dünya da ahirette bizimdir.
Bir damla sevgidir dünya... Bir damla sevgidir insan… Bir damla sevgidir hayat ve bir tutam sevgi ile daim olur her şey. İnsanın hayatı iki duygu arasında geçer: Korku ve umut arasında. Akraba ve yakınları ziyaret etme, hallerini ve hatırlarını sorma, gönüllerini alma bir rahmet müjdesidir. İyi kullanıldığında selamete, kötü kullanıldığında ise insanı felakete sürükleyen dilimiz önce bizi yaralar.
İnsanlık hamuru ellerinde yoğrulan, Kur’an ve hadislerde övgüyle bahsedilen kadınlar, anneler vardır. Ebediyetin kadın sultanlarıdır onlar. Dünyada iken Sevgili Peygamberimizin gül yüzünü görme bahtiyarlığına nail olup ona ve getirdiklerine iman etme şerefiyle şereflenen sahabiler nurlu ırmaklardır.
Tarihte dünyanın çeşitli yerlerinde, İslam anlayışıyla, tüm insanlığın yüz akı olan medeniyetler inşa ettik. Rahmetin suladığı topraklarda yalnız mimarî üslup bakımından değil, hayat üslubu bakımından da göze çarpan bir fark vardır.
Şefkat, muhabbet, hürmet ve edep üzere kurulu dinimiz, sadece insanlara değil, hayvanlara da bitkilere de merhameti emreder. Bu temel ilke üzerine iyilikle kurulan dünya İslam medeniyetidir. İyilerle kötülerin savaşı bu güne dek hep devam etti. Bazıları barışı olmayan savaş taraftarı oldu. Bazıları da Ensar olabilmek için gayret sarf etti. Bütün bu vasıflar siretimiz ve suretimizi oluşturur. Bu siret ve suret üzere yaşayanlar kutlu teşbih taneleri gibidir.
Allah’a iman teslimiyeti, meleklere iman güveni, kitaplara iman hakiki yolu, peygamberlere iman örnek şahsiyeti, ahirete iman adaleti, kader ve kazaya iman sorumluluğu güçlendirir. Hepsi birlikte sînede bir cevher oluşturur ki, ona asla kıymet biçilemez.
