CHP milletvekillerinin Ergenekon Terör Örgütü davasına katılımının azalmasıyla Silivri’deki duruşmalarda olay çıkmıyor. Sadece 2 CHP’li vekilin izlediği dünkü Ergenekon davasının 287’nci duruşmasında, sanıklar esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yaptı
MUHAMMED EMİN / İSTANBUL
Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerinin Ergenekon Terör Örgütü davasına katılımının azalmasıyla, Silivri’deki duruşmalarda olay çıkmıyor. Ergenekon davasının 287’nci duruşmasında sanıklar esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yaptı. CHP İstanbul milletvekilleri Mahmut Tanal ve Ali Özgündüz’ün izlediği dünkü duruşma sakin geçti.
BAŞBUĞ GELMEDİ
Dünkü duruşmada CHP milletvekilleri Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük, İşçi Partisi (İP) lideri Doğu Perinçek ve Danıştay saldırısını gerçekleştirdiği iddia edilen Alparslan Arslan’ın da aralarında bulunduğu 38 tutuklu sanık ile tutuksuz sanıklardan Mehmet Murat Çelik hazır bulundu. Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, YAŞ üyesi Orgeneral Nusret Taşdeler, 1. Ordu Eski Komutanı Emekli Orgeneral Hasan Iğsız, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz de aralarında bulunduğu 28 tutuklu sanık ise duruşmaya katılmadı.
ERENEROL, MEHMET KOZAN’I AZLETTİ
Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, Sevgi Erenerol’a avukatı Vural Ergül’ün, mahkemeye dün dilekçe gönderdiğini, Erenerol’un avukatlığından istifa ettiğini açıkladığını söyledi. Özese’nin hatırlatması üzerine Mehmet Kozan isimli bir avukatının daha olduğunu belirten Erenerol, Kozan’ı da azledeceğini belirterek ardından Baro’dan kendisine avukat tayin edilmesini talep edeceğini söyledi.
AVUKAT, İZLEYİCİLERDEN ŞİKAYETÇİ OLDU
Tutuksuz sanıklardan Murat Uslukılıç’ın avukatı Metin İslamoğlu tarafından mahkemeye dilekçe verildiğini belirten Başkan Özese, “22 Nisan 2013 tarihli oturumda, duruşma salonundan çıkarken 5-6 kişi tarafından ağır hakaretlere uğradığını belirterek sesli ve görüntülü duruşma kayıtlarından bu kişilerin isimlerinin tespit edilmesini ve haklarında işlem yapılmasını talep etmiş” dedi.
“BİRLİKTE ÇALIŞTIĞIM HİÇBİR
KOMUTAN YARGILANMIYOR”
Ergenekon davasına sonradan birleştirilen ve “Şile kazıları davası” olarak bilinen davanın tutuklu sanığı Ulaş Özel, İstanbul Başakşehir’deki dairesinde ve üvey babasının evinde ele geçirilen mühimmatla ilgili savunma yaptı. Özel, kendisine yönelik operasyonun önce TİKKO operasyonu olarak başladığını, daha sonradan Ergenekon davası ile bağlantısı olduğunun iddia edildiğini anlattı. TİKKO örgütünden kaçıp devlete sığındıktan sonra JİTEM’e (Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele) çalışmakla suçlandığını savunan Özel, “Benimle irtibatlı olan, birlikte çalıştığım hiçbir komutan burada yargılanmıyor. Hepsi görevi başında. Biri Genelkurmay 2’inci Başkanı, biri de Jandarma Genel Komutanlığı Kurmay Başkanı” dedi.
Özel şunları söyledi: “Ben bir terör örgütünden kaçıp devlete teslim oldum. Devlet ne isterse yapmakla yükümlüyüm. Bu duygularla teslim oldum. Cezaevindeyken operasyonlara götürüldüm. Devlete yardım ettim. Hüseyin Yanç (PKK itirafçısı) da benim gibi aynı şartlarla çalışmış biri. Biz gelmişiz devlete sığınmışız. Polis, jandarma ayrımı yapamayız. Teslim olurken devlet bizim için bir karakol komutanıdır, hakimdir, cezaevi müdürüdür. Hepsi devleti temsil eden güvenlik gücüdür. Şimdi JİTEM ile irtibatlı, Ergenekon Terör Örgütü üyesi olmakla suçlanıyorum. Onlar (PKK’lılar) orada aktivist olacak biz terörist. Böyle olacağını bilseydim vallahi gelip de teslim olmazdım.”
“MÜHİMMATI DEVLET ALMADI”
Devlete teslim olduktan sonra jandarmada kendisine uzman çavuş rütbesi verilerek çalıştırılmaya başlandığını iddia eden Özel, kendisinde ele geçirilen mühimmatın da devlete ait olduğunu ileri sürdü. Özel, “Bombaların patlayıcı halde olmaması için fünyelerini kendim ayırmıştım. Anneme de dedim ki ‘Bunlar devletin, gelip alacaklar’. Ama gelip alan olmadı. Saklayacak olsam o kadar örgüt tecrübem olmasına rağmen neden ortalıkta bırakayım. Ben örgütteyken ne silahlar gömdüm. O bombaları da öyle gömerdim ki ben göstermedikçe kimse bulamazdı” dedi. Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde tutuklu sanık Kemal Kerinçsiz savunma yaptı.
SES KAYITLARINA İTİRAZ
Öte yandan, Tuncay Özkan’ın avukatı Hüseyin Ersöz ise, sanıklar ve yakınlarına ait olduğu iddia edilen internet ortamındaki ses kayıtlarının delil olarak kabul edilmesinin, TBMM Yasadışı Dinlemeleri Araştırma Komisyonu’nca, insan hakları açısından araştırılmasını istedi.