Onkolog Dr. Mehmet Aslan çağrıda bulundu; Akdeniz Gazze’ye Yol Olsun
Rabbiyat Araştırma Merkezi’nden Dr. Mehmet Arslan Onkolog ‘Akdeniz Gazze’ye Yol Olsun’ başlıklı bir basın açıklaması yaparak çağrıda bulundu. İşte o açıklama…
Muhteremler dünya büyük bir tehlike ve tehdidin altında. Siyonist canavar, firavuni siyonist canavar hortladı. Eğer bu canavara karşı bir müdahale etmezsek, en azından sesimizi yükseltmezsek, bu canavar dünyayı tüketecek. Bu canavarın beyni Siyonizm; batıl Yahudilik. Gövdesi İngiltere, Avrupa, kolluk gücü Amerika. Dolayısıyla bütün dünyanın kas gücünü eline geçirdiği şeytani krallık kuruluyor. Atamız Âdem’e karşı savaş açan şeytan, Siyonizm olarak tezahür etti. Ve bütün güçleri hortumluyor, bütün petrolü, gazı hortumluyor ve insanlığa karşı kullanıyor. Öyleyse Amerika katil, İsrail katil, bu bölgeden, orta bölgeden, ortalıktan defol Amerika defol! Siyonizm defol!
Ve bir de işbirlikçiler var. Bakın Körfez, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri… Halk, halk mazlumdan yana, haklıdan yana ama yöneticiler tamamen ipi Siyonizmin ellerinde. Körfez işbirlikçi, Abbas işbirlikçi, Ürdün işbirlikçi. Şerif Hüseyin Osmanlı’ya karşı direnmişti. Çoğu Arap itiraz etmesine rağmen yakasını İngiltere’ye kaptırmıştı. Aynı Ürdün şu anda da aynen devam ediyor. Bunlar işbirlikçi Körfez. İşbirlikçileriyle tuğyani Avrupa, Amerika, Siyonizm bir beden olmuş, bir canavar olmuş, dünyanın felaketini hazırlıyor. Hatta bu sadece dünyayı değil, bizim ahiretimizi de çalıyor. Allah’la aramıza giriyor.
Batıl dinler vesilesiyle Hak dinini yeryüzünden silmeye, şeytani, firavuni, siyonist bir krallık kurmaya çalışıyorlar. Akıllı olalım, aklımızı, imanımızı başımıza alalım. Batıl gelirse Hak bozulur.Ba
Peki ne yapılabilir? Çok kısa. Bunu her yere yayın, neşredin. Bakın şu anda Birleşmiş Milletler bile aciz durumda. Hem de soykırımı sonlandırmaya, ateşkese yönelik bir kararı bile veto ediyorlar. Temel insan haklarına karşı veto olmaz. Soykırıma karşı ateşkesi önlemeye dönük veto olmaz. Ama ona rağmen, bütün herkesin gözüne baka baka veto… Biz de diyoruz ki: Ateşkes isteyen, soykırımı sonlandırmak isteyen yüz yirmi kadar ülkeden en azından onu bir araya gelsin. Bunlar barış gücü, İslam gücü adı altında, nasıl Amerika gemisini getiriyorsa Gazze’nin sahiline, limanına; barış gücü olarak, önleyici güç olarak, nasıl onun Demir Kubbesi varsa, hisar olarak savunma olarak, biz de denizden, Akdeniz’den Gazze’yi savunalım. O Musa’ları savunalım. İsa’ları savunalım. Muhammed’leri savunalım. Dünyanın en zalimlerine karşı… Hatırlayın Çanakkale’de olduğu gibi, bilmem ne yedi düvel, daha fazla yetmiş düvel Avrupası, Amerikası en güçlü silah makineleriyle en mazlum halka karşı… Ve kurtuluş harbini yürüten biz, yüz yıl önce başladık, bitirdik. Ama onların hâlâ Kuvayı Milliye kurtuluş mücadelesi devam ediyor. Ve yetmiş devlet onlara karşı. Halk nerede? Hakikat nerede? Avrupa’nın da halkı uyanıyor ama yöneticiler yakasını şeytana kaptırmış, Siyonizme kaptırmış, satan Yahudi’ye, Netanyahü’ye kaptırmış. Öyleyse önleyici tedbirler almak üzere, koruma kalkanı olarak barış gücü halen oluşturulup, o Birleşmiş Milletler şemsiyesi altında, sekreterin imzasıyla, bu veto güvenlik konseyi ıskalanarak, es geçilerek bir teamül oluşturulabilir. Bu yapılabilir. “Dünya beşten büyük” gerçekleşmiş olur. Dolayısıyla biz bunu istiyoruz. Bu yerli işbirlikçilerden de, Körfez ülkelerinden de geçtik. Türkiye buna öncülük edebilir. Bu en büyük şeref olur. İslam gücü, barış gücü kurulsun, oluşturulsun. Allahu Ekber! Allahu Ekber!
Ve diyoruz ki nasıl? Üç bin yıl önce Musa denizle sıkıştırıldı. Allah ona denizi yol yaptıysa, Akdeniz Gazze’ye yol olsun. Allah bunu yapar. Ama bizden bir şey bekliyor. Niye? Bizi imtihan ediyor. Bizim safımız belli olsun istiyor. Dolayısıyla bir avuç da olsak bunu dinlendirelim ve “Akdeniz Gazze’ye yol olsun. Akdeniz Gazze’ye yol olsun.” Musa’ya yol olduğu gibi Kızıldeniz’de. Allah bunu yapar. Ama biz o zaman kaybetmiş oluruz. O zaman Yahudi Musa’ya ihanet etti. Bugün olduğu gibi. Allah Musa’ya yetti, yetişti. Ama biz istiyoruz ki biz Yahudiler gibi Musa’ları, o çocukları yalnız bırakmayalım ve destek olalım inşallah. Ve “Akdeniz Gazze’ye yol olsun!”
Daha önce dedim ki bir deniz yetki alan anlaşması yapılabilir. Libya’yla olduğu gibi Gazze’yle de yapılabilir. Bu Türkiye’nin özel durumu. Ama Birleşmiş Milletler adı altında en azından barış gücü yani İslam gücü oluşturulsun. Buna bazı sosyalist ülkeler de katılabilir. Hatta, hatta bazı Siyonizme itiraz eden Yahudiler de katılabilir. Ama bizim ülkemiz buna öncülük eder ve orada Gazze’de, o masumları, yeryüzünü onlara dar eden Firavun Avrupa’ya, Siyonistlere, Amerikaya karşı önleyici güç… Savaş demiyorum. Önleyici güç olarak, koruma kalkanı olarak orada bir İslami kubbe, savunma kubbesi, hisar oluşturulabilir. Bu uzak değil, gecikildi ama tamamen bitmiş değil. Derhal bu yapılsın diyoruz.
Türkiye ve Gazze arasında özel deniz yetki alanı ve ortak savunma anlaşması ayrıca yapılacak ikili anlaşmalar… Bu, Gazze önündeki gazlarla alakalı ileride hem gasbı önleyecek hem de Türkiye’nin elini güçlendirecektir. Emperyal, siyonist, haçlı Amerika ve Avrupa’nın kursağında kalacaktır. Garantörlük sonraki iş; önce barış gücü ile işgal önlensin, İsrail terör örgütü engellensin, uzaklaştırılsın. Öncelik bunda.
Bakın biz de bunu buradan haykırıyoruz: Barış gücü, İslam gücü BM şemsiyesinde oluşturulsun, Akdeniz Gazze’ye yol olsun! Siz de yayacaksınız. Bu inşallah yerine, ilgililere ulaşacak. Biz de buna vesile olmuş olacağız inşallah. Ve bu bizim gayretimiz yarın Yevm-i Kıyamet’te bilinecek. O İbrahim’i yakanların ateşini söndürmek için harekete geçen karınca misali safımız belli olacak. İnşallah not edildiniz. Allah’ın melekleri sizi not ettiğini biliniz, kazanız mübarek olsun.
Hiç olmadı Gazze ile balıkçılık yetki anlaşması yapılsın. Gazze karasularında uluslararası yetki dahilinde avlanılabilsin. Gazze’deki kıtlığa bir parça katkı… Bu vesile ile askeri değilse bile sivil unsurlar için “Akdeniz Gazze’ye yol olsun.” Antep, Urfa, Maraş böyle sivil halk direnişiyle kurtulmadı mı? Askeri yapılamıyorsa sivil yapılsın. İnsani hat oluşturulsun.
Gazze’de Siyonist vahşet eliyle kıtlık durumu hasıl olduğu Birleşmiş Milletlerce teyit edilmiştir. Duruma destek için Türkiye-Gazze arası balıkçılık yetki anlaşması yapılarak, uluslararası teşkilatlarla (Hilf’ül Fudûl/Fazilet Antlaşması bağlamında) işbirliği ile Gazze’ye gönüllü balıkçılar gönderilmesi, Gazze karasularında avlanıp kıtlığa, halka destek olunması, Akdeniz’den Gazze’ye ‘insani hat’ oluşturulması; insani, İslami, barışçıl, ilahi iradenin tüm nebilerce iletilen emri ve hükmüdür.
Gereğini ilgili kurum ve kuruluşlara arz ederiz.
