Bakanlar Müezzinoğlu ve Şahin konferans sonrası sergi gezdi.
Demokratikleşme pakati içinde kamuda başörtüsü serbestisi getirildiğinin hatırlatılması üzerine, Müezzinoğlu, bunların konuşuluyor olmasından dolayı üzüntü duyduğunu söyledi. Bunların, insan hakları ve özgürlükler anlamında hiç konuşulmaması gereken konular olduğunu dile getireren bakan Müezzinoğlu, şunları kaydetti: “Çağdaş, hukukun üstünlüğü olan, demokrasinin yerleştiği toplumlarda, ülkelerde bu tür konular, asla konuşulmuyor, tartışılmıyor. İnşallah, önümüzdeki süreçte bu konular da bizim ülkemizin de gündeminden çıkacak. Her insan kendi hak ve hukukuyla istediği gibi inanabilen, inancını yaşayabilen, ülkesini, milletini seven, ay yıldızlı bayrağın altında özgürlüğünü yaşayan, kendi haklarını da olabildiğince en ileri düzeyde kullanabilen vatandaşlar istiyoruz. Çünkü bunlar, artık ülkede tartışılır olmaktan çıktı.
Uzun yıllarca konunun tartışılır olmasını anlamlı bulmadığım için de üzüntü duydum. Birçok gencimiz, birçok kadınımız, birçok öğrencimiz; ağır bedeller ödedi. Onlar da bu bedeli onlara ödetenlere umarım haklarını helal ederler.”
“BAŞÖRTÜLÜ BAŞÖRTÜSÜZÜ,
BAŞI AÇIK OLAN BAŞÖRTÜLÜNÜN HAKKINI KORUMASI LAZIM”
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin de kamusal alanda başörtü yasağının kaldırılmasını değerlendirdi. Şahin, bunun demokratik hakları koruyan, temel hak ve özgürlükleri ilerleten bir bakış açısı olduğunu belirtti.
Bu kanuda toplumda ciddi bir olgunlaşma süreci ve beklenti olduğunu ifade eden Şahin, “Biz çözüm makamıyız, bu engelleri kaldırıp ülkenin ileri demokrasiye gitmesine ve normalleşmesine yardımcı olmak paketin içerisine baktığınız zaman herkesim için bu bakış açısını görüyoruz. Kamuda başörtüsüyle ilgili yapılan değişim bunu gösteriyor. Aslında ülkemizin ne kadar hızlı değiştiğini de gösteriyor” dedi. Şahin, “Bugün artık bunun önündeki engellerin kalktığı, bunların yaşanmadığı bir Türkiyeye gidiyoruz.
Ben bir kadın olarak bir anne olarak bunu çok önemsiyorum. Çünkü artık bizim birbirimizin şekline göre değil, başındaki örtüye göre değil, ehliyetine, liyakatına, insanlığına, kalbine vicdanına göre değerlendirdiğimiz bir toplumu yaşamamız ve yaşatmamız lazım. Bunların hepsi birer zenginlik, birbirimizin hakkını korumamız lazım. Başörtülü başörtüsüzü, başı açık olan başörtülünün hakkını koruması lazım. Bunu bir toplumsal birlik ve beraberliğe dönüştürmesi lazım. O yüzden toplum bunu kendi içinde yaşıyor. Parlamentoda gereğini yapıyor. O yüzden ben çok mutluyum” dedi.
