Gaye Erkan başkanlığındaki Merkez Bankası’nın art arda faiz artırımlarına gitmesi reel sektörü sıkıntıya sokuyor. Bankanın faiz oranını yüzde 35’ten yüzde 40’a çıkarması tepkilere yol açtı. İmalatçılar ile ihracatçılardan “Yeni dönemde rantiyecilerin değil de yatırımcıların elleri kuvvetlendirilmeli”, “Paradan para kazananlar yerine üreticilerin yolları açılmalı” ikazları geldi.
BUĞRA KARDAN İSTANBUL
Dünyanın dev ülkeleri tarafından faiz oranlarını sabit tutma ya da düşürme kararı alınıyor. Türkiye’de ise bu ülkelerin aksi tavır takınılması şaşkınlıkla karşılanıyor. Merkez Bankası’nın peş peşe faiz artışları uygulaması irili ufaklı firmaları zor durumda bırakıyor. Kredi alamayan ve yeni yatırım yapamayan bu firmaların yetkilileri tarafından, “Faiz ekonominin el freni olup, kurun ve enflasyonun düşüşüne olumlu katkı sunmuyor” deniliyor.
Eleştiri yağdı
Merkez Bankası, dün de politika faiz oranını yüzde 35’ten yüzde 40’a çekerek eleştiri topladı. Reel sektör temsilcileri, bankanın çok yanlış bir adım daha attığının altını çizdi. Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın, “Enerji ve emtia fiyatlarında yükseliş devam etmektedir. Faiz artışının da enflasyonla mücadelede en güçlü silah olmadığı ortadadır. Bu mücadele yatırıma, üretime ve ihracata ağırlık verilmesini gerekmektedir. Yarınların güçlü Türkiye’sinin inşası kesinlikle yatırım, üretim ve katma değeri yüksek ürünlerden geçer” ifadelerini kullandı.
Dinamik kararlar alınmalı
Aydın, şunları kaydetti: “Bu atmosferde faiz artışı enflasyonla mücadelede pek etkin görülmemektedir. Yatırım ile üretimi önleyen faiz, finansa erişimi zorlaştırdığı gibi istihdama engel olmakta ve büyüyen ekonomimize el freni görevi görmektedir. Enflasyonla mücadele elbette ki önemlidir. Lâkin Türkiye’de yüzde 40’lık faiz oranı ziyadesiyle yüksek bir seviyeye ulaşmıştır. Faizlerin daha da yükselmemesi için enflasyonun süratle aşağı çekilmesi gerekmektedir. Bunun yöntemi de farklı argümanları devreye sokarak yerinde ve zamanında dinamik kararlar almayı gerektirir. Ticaret Bakanlığı’nın tedbirleri yerindedir. Bu tedbirler kararlı şekilde devam etmelidir. Tekrar etmekte fayda var ki yarının Türkiye’sinin inşası kesinlikle yatırım, üretim ve katma değeri yüksek ürünlerden geçer. Yönümüzü üretimi artıracak politikalara çevirmemiz ülkemizin yarınların için daha hayırlı olacaktır.”
