Medyada Rahmi Turan’ın başlattığı ve bugün İmam Hatip kökenli Ahmet Hakan’ın yönettiği Hürriyet’te bile devam eden ‘çıplak kadın gazeteciliği’ rezaletine İlahiyatçı yazar Ali Rıza Demircan, Mirat Haber sitesindeki köşe sert bir yazı ile tepki gösterdi. Demircan'ın “Medyada kavatlık gazetecilik oldu” başlıklı yazısı şöyle:
“1970’lerde, bu günün Sözcü yazarı pîr-i fani gazeteci Rahmi Turan, çıkardığı Tan gazetesiyle anadan doğmaya yakın çıplak kadın resimleriyle Anadolu gençliğinin manen kanına girdi. Ar damarlarını çatlattı. O tarihlerde bile bir buçuk milyon günlük traja ulaşılması, tahribatın büyüklüğünü gösterir.
Gençlerin hormonlarını tahrikle yapılan bu işlem tek kelimeyle seksüel prodüktörlük, yani kavatlıktı.
O tarihlerde çırılçıplaklığa yakın pozlar veren haya yoksunu fahişemsi kadınlar nerelerde ve nasıl yetiştirilmişlerdi gerçekten incelenmeye değer. Sanırız haramlara yer vermeyen laik eğitim ve yaşam fidelik görevini yapıyordu.
Yapılanlar İslam açısından günah işlerdi. Ama İslam’a inanan sorumlu insanlar nerede?
Yarım asır önce durum böyleydi de şimdi değişti mi? Değişmediği kesin. Artış kaydettiğini bile söyleyebiliriz.
HÜRRİYET GAZETESİ
Mesela İmam hatipli Ahmet Hakan’ın yönettiği Hürriyet’te bu gün (2 Haziran 2025) yayınlanan “Ünlü İsimlerin Bodrum Çıkarması: Sezon başlıyor!” başlıklı haber, haberciliğin kavatlık olarak algılandığını gösteriyor. Haberin bolca çıplak kadın resmi basmak için hazırlandığı apaçık.
İslam ahlakını geçtik de medya etiği denilen bir şey olsa gerek. O da yok. Bu tür gazetelerin sahipleri ve yöneticileri kadın vücudunda mahrem nokta kabul etmeyen bu tür resimli haberleri yayınlar ve yayınlatırken kendi eşleri ve kızlarını hatırlayarak hiç mi vicdan sızısı duymazlar? Hiç mi halktan utanmazlar.
Reyting alma uğruna genliğimizin utanma duygularını kemiren bu tür kavat gazetecilik yapmaya, bir diğer anlatımla peze….liğe soyunmaya değer mi?
Böylesi gazeteciliğin kadın satıcılığından ne farkı var?
Yazımızı hazırlarken birden aklımıza düştü: Türk Ceza kanunda ilgi bir madde yok muydu?
Vardı: “Fuhşa teşvik suçunu düzenleyen TCK m.227/2’ye göre, “Bir kimseyi fuhşa teşvik eden, bunun yolunu kolaylaştıran ya da fuhuş için aracılık eden veya yer temin eden kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.”
Anlaşılan Devletimiz kendi bilgisi altında ve vergisi verilerek yapılan medya kavatlığını suç saymıyor.
2 Haziran tarihli Hürriyette yayınlanan… Tolga BOZDUMAN haberini yayınlayacaktık ama ahlaksızlığa ödün vermek istemedik.
Ama belki birileri için faydalı olur inancı ile Rabbimizin Kur’ân buyruğunu hatırlatalım:
“Mü’minler arasında, kavatlık türü ve benzeri cinsel haramların/çirkinliklerin yayılmasını sevip isteyenlere bu dünyada da, ahirette de can yakıcı bir azap vardır. Çünkü her şeyin önünü, sonunu Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (Nûr 19)”
