Engin Ardıç, gerçekten görev verilse de Kemal Kılıçdaroğlu külliyeye çıksa Tayyip Erdoğan ile aralarında geçecek muhtemel diyalogları mizahi bir dille kaleme aldı. İşte o diyaloglar:
İŞTE O YAZI;
Duyduk duymadık demeyin a dostlar, “görev verilirse” Kılıçdaroğlu külliyeye çıkacakmış! (...) Kılıçdaroğlu’nun bu “çarkı” hiçkimseyi şaşırtmadı. (...) Çark, muhteremin siyasi cibilliyetine uygundur.
Muhalif basın amigolarının cibilliyetlerine de uygundur: Hani gerçekten görev verilse de Kemal Bey külliyeye çıksa (...) aralarında şöyle bir konuşma geçebilirdi:
- Rahatsız mısınız Kemal Bey? Olduğunuz yerde kıvranıp duruyorsunuz...
- Yok sayın cumhurbaşkanım, yok bir şey, ayy, bir anda ürperti geldi... Şöyle tatlı tatlı...
- Yüzünüz de sarardı, kasıldınız kaldınız...
- Yok sayın cumhurbaşkanım... Şeyy, çok çay içtik galiba...
- İki elinizi bacaklarınızın arasında niçin tutuyorsunuz Kemal Bey?
- Şeyyy... Sıkışık bir durum var da sayın cumhurbaşkanım...
- Anlaşıldı Kemal Bey... Buyurun, görevli arkadaşlar yolu göstersinler.
- Sayın cumhurbaşkanım, gitmişken altın kaplamalıya gitsem...
- Bizde altın kaplamalı memişhane yok Kemal Bey, o söylediğiniz İran Şahı’nda vardı.
- Nasıl olur, hani bu devlet gerekirse direklerini altından, yelkenlerini atlastan, halatlarını ibrişimden falan... Kolunuzu kestik, sakalımızı kestiniz, kesilen kol filan...
- O başka bir fıkra Kemal Bey. Sizi yanlış bilgilendirmişler.
- Kimse bilgilendirmedi sayın cumhurbaşkanım, ben kendim yumurtladım.
- Az daha durursanız başka şeyler de yumurtlayacaksınız Kemal Bey. (...)
Engin Ardıç/SABAH
Akit Arşiv Sayfasından