'Kaygılı' değil hazımsızlar! CHP’nin çakma aydınları cunta heveslisi
Sözde kent uzlaşısı adı altında terörle iş tutan, “dostum” dedikleri küresel emperyalistlerden talimat alan ve karanlık odalarla kirli planlar yapan CHP’nin sözde aydınları milli iradeyi hedef aldı. Kandil’den talimat alan teröristlere destek çıkan, aralarında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Mussolini gibi ayağından sallandırmakla tehdit eden Ataol Behramoğlu ve eşcinsel Barbaros Şansal ile Enver Aysever’in de olduğu CHP’nin sözde aydınları “kaygılıyız” açıklaması yaparak seçilmiş iktidarla ‘daha sert mücadele’ çağrısı yaptı.
Kandil’ci belediyelere kayyım atanmasından rahatsız olan, eğitimin millileşmesini sindiremeyen, kamunun kaynaklarının konserlerle talan edilmesini destekleyen, gezici Can Atalay’a sahip çıkan ve fesat İstanbul Sözleşmesini savunan çakma aydınlar şimdi de “kaygılıyız” bildirisiyle kaos çağrısı yaptılar. Erdoğan’ı Mussolini gibi ayağından sallandırmakla tehdit eden Cumhuriyet gazetesinin yazarı Ataol Behramoğlu ile eşcinsel terzi yamağı Barbaros Şansal ve Enver Aysever gibi yandaşların imza attığı bildiride “helalleşme” süreci ve normalleşmenin bitirilip, iktidarla sert mücadele çağrısı yapıldı.
BU TOPRAKLAR YABANCILAR
Skandal bildiriyi Akit’e değerlendiren AK Parti İstanbul Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı, şunları söyledi: “Bunlar hiçbir zaman bu toprakların insanının kaygılarını dillendirmezler. Bunlar ülkemizi bu otomatik pilottan çıkartanlara karşı kaygılıdır. Çünkü Filistin’den, Suriye’den, Halep’ten nasıl çekildiğimiz ortadadır. Lozan’da yaşadığımız hezimet. Halkın nezdinde gasp edilmiş bir ülkeydi Türkiye.
ERDOĞAN OYUNU BOZDU
‘Biz Amerika’ya söz vermiştik. Bu topraklarda sadece yiyip içip yatacaktık. Kararları ABD verecekti. Şimdi Erdoğan diye birisi geldi kararları millet adına biz vereceğiz demeye başladı. Bu büyük bir kaygı uyandırıyor bizde. Çünkü bizim besicimiz, bize mama veren, bir asırdır besleyip büyüten, çamuriyetimizi bize bağışlayanlar bize kızıyor. Kaş göz yapıyor. Bir an önce bu Erdoğan’ı bitirin, yoksa Erdoğan Ortadoğu’ya huzur getirecek. Biz Ortadoğu’da huzur istemiyoruz, ta ki İsrail’in arzı mevud sınırlarına ulaşıp huzur bulmasına kadar’ diyorlar. Bunların derdi budur.” Gazeteci Yazar Mehmet Fırat da şunları söyledi: “Kent uzlaşısı” denilen şey, Abdullah Öcalan’ın; ‘Seçimlerde kimsenin payandası olmayın, kendi iradenizle seçimlere girin’ açıklamasına binaen, Kemalist sol cenahın DEM Parti ile ittifak şeklidir. Aydın kavramı, zamanından ve yaşadıklarından mesul olmak demektir. Buradaki sözde aydınlar için ise; Halkına ve değerlerine düşman, Allahsızlığın ve ahlaksızlığın halka empoze edilmesi, tepeden bakmak ve marjinal olmayı gerektiriyor.
DERTLERİ KAOS ÇIKARMAK
Hangi olayda olursa olsun, aldıkları tavır siyonist Batı hegemonyasının bir kanadının menfaatleri doğrultusunda olduğunu görürüz. Bunlar muhtemelen çeşitli ajanslar adına çalışan fonlu aydınlardır! Batı çamurunda debelenen bu fonlu aydınlar yapıcı değil, yoldan çıkarıcı olarak kaos özlemi duyan bir sınıfın sözcüleridir! Keşke oluşturdukları kaostan bir düzen çıksa! Lakin ne dün ne bugün böyle bir gayrette olmadılar. Bunlar kayıkçı kavgası yapıyorlar, namusları da aldıkları para kadar.”