İsrail ile İran arasındaki çatışma devam ederken Gazze dünya gündeminden tamamen düşmüş durumda.
İsrail ile İran arasındaki çatışma devam ederken Gazze dünya gündeminden tamamen düşmüş durumda.
İsrail'in İran'a saldırmasından sonraki saatlerde Gazze'ye gıda sevkiyatı ve dağıtımı durdu ve bir Filistin devletinin daha geniş çapta tanınmasının önünü açmayı amaçlayan Fransız-Suudi zirvesi süresiz olarak ertelendi.
Gazze'deki açlık ve sivil ölümler nedeniyle oluşan uluslararası baskı, ilk füzenin Tahran'a düşmesinden kısa bir süre sonra yok olmuş gibi görünüyor.
İsrail ordusu hızla harekete geçerek İran'ı birinci önceliği ilan etti ve Gazze savaşı ikinci sıraya düştü. Bu değişim dünyanın dört bir yanındaki dışişleri bakanlıkları ve haber merkezlerinde de yankı buldu.
"İsrail'in İran'a saldırmış olması Gazze'deki savaşın sona erdiği anlamına gelmiyor. Bugün onlarca insan öldürüldü, tek fark bunun düne göre çok daha az dikkat çekecek olması" diyor siyaset bilimci ve Filistin Kurtuluş Örgütü'nün eski danışmanı Zavier Ebu Iyd.
"İsrail'in [bu saldırılarla] verdiği mesaj, bölgede hiçbir şey için siyasi çözüm olmadığıdır. İran'ı vurarak hem ABD-İran müzakerelerini hem de Filistin konusunda somut adımlar atılmasına yönelik uluslararası destek dalgasını sabote etmek istiyorlar."
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun İran'ın nükleer programının yarattığı güvenlik tehdidini ortadan kaldırma kararı, hükümetine yönelik önemli bir diplomatik ve ekonomik tehdidi de bertaraf etmiş oldu.
İsrail'in Avrupa'daki en yakın müttefiklerinden bazıları hem Gazze'deki savaşın siviller üzerindeki etkisi hem de Yahudi yerleşimcilerin işgal altındaki Batı Şeria'da Filistinlilere yönelik artan şiddeti konusunda giderek daha açık sözlü olmaya başlamıştı.
Hollanda ve Almanya gibi ülkelerle tarihsel olarak güçlü olan ittifaklar bile 11 haftadır süren Gazze kuşatması, BM'nin yaklaşan kıtlık uyarıları ve gıda dağıtım alanlarına ulaşmaya çalışan aç kalabalıkların defalarca toplu katliamlara maruz kalması karşısında bocalıyordu.
AB geçtiğimiz ay İsrail'le yaptığı geniş kapsamlı serbest ticaret anlaşmasının insan hakları açısından gözden geçirileceğini duyurmuş, bulguların bu ayın sonlarına doğru bloğun dış ilişkiler konseyi toplantısında açıklanmasını beklemişti.
Tavsiyeler, ithalat ve ihracatın yüzde 30'undan fazlasını oluşturan İsrail'in en büyük ticaret ortağı olarak Avrupa'nın önemli ekonomik gücünü potansiyel olarak kullanmasının önünü açabilir.
İngiltere, Kanada, Fransa ve Norveç bu ay iki İsrailli bakana “Filistinli sivillere karşı şiddeti tekrar tekrar kışkırttıkları için” yaptırım uyguladı ve bunu başka adımların da izleyebileceği uyarısında bulundu.
İki devletli çözüme ilişkin Fransa-Suudi zirvesi, büyük Avrupa ülkelerinin tek taraflı olarak bir Filistin devletini tanımaya hazırlandıkları yönündeki beklentileri arttırdı. Bu durum İsrail ve ABD'deki müttefiklerini o kadar telaşlandırdı ki Washington zirveye katılmamaları yönünde resmi bir diplomatik uyarıda bulundu.
En azından şimdilik, -İsrail'in İran'a saldırmasıyla- Gazze'deki savaşı durdurabilecek o diplomatik ivme hissi kayboldu. Netanyahu'nun Gazze'deki savaşını daha açık bir şekilde eleştirmeye başlayan hükümetler bile, Tahran'dan gelen füzeler Tel Aviv'de insanları öldürürken savaşın sona ermesi için baskı yapmakta isteksiz olacaklardır.
Batılı bir diplomat “Bu saldırıların [Filistin ve Gazze'deki savaş konusunda] ilginç gelişmelerin yaşandığı bir döneme denk gelmesi üzüntü verici” dedi.
Emmanuel Macron İran'a yönelik saldırıların “Gazze'yi hiçbir şekilde unutturmaması gerektiğini” söyledi ve gazetecilere zirvenin sadece güvenlik nedenleriyle ertelendiğini söyledi. Zirvenin mümkün olan en kısa sürede yapılacağını söyledi ancak bir tarih vermedi.
Gazze'de pek çok kişi savaştan ve onun yol açtığı diplomatik manevralardan habersizdi çünkü savaşın en uzun internet ve iletişim kesintilerinden biri bölgenin büyük bölümünü izolasyona sürüklemişti.
BM, önemli fiber optik kabloların zarar görmesi nedeniyle Çarşamba gününden itibaren Gazze'de telefon ve internet ağlarının kesildiğini söyledi. BM yardım koordinasyon ofisi, “Nisan ayından bu yana, İsrailli yetkililer [acil onarım] çalışması yapmak için 20'den fazla talebi reddetti” dedi.
Bu, İsrail'in askeri sözcüsü tarafından yayınlanan yeni tahliye emirlerini ya da Gazze'deki savaşın “aşırı güçle” devam edeceğine dair uyarıları göremedikleri anlamına geliyordu.
Ayrıca, İsrail ordusu tarafından korunan yerleşkelerden Gazze Şeridi'nde bir miktar gıda dağıtan ABD ve İsrail destekli yeni kuruluş olan "Gazze İnsani Yardım Vafkı"nın duyurularına da erişemediler.
Vakıf, uluslararası basına yaptığı açıklamada “Bize geri çekilme emri verildi” dedi ve ekledi: "İsrail ordusundan mümkün olan en kısa sürede yardımların devam etmesini kolaylaştırmasını istedik.”
İsrail destekli Amerikan vakfı, Filistinlilerle iletişim kurmak için sadece Facebook'u kullanıyor. Cumartesi sabahı, Mayıs sonundan bu yana olduğu gibi aç ve endişeli kalabalıklar merkezlere yaklaştı. Ancak İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu en az 15 kişi öldü.
Yerel sağlık yetkilileri, İsrail saldırılarının gece boyunca en az 7 kişiyi daha öldürdüğünü söyledi. İsrail ordusu odağını İran'a kaydırdığı için hava saldırılarında bir azalma olmuştu. Ancak Cuma günü bir İsrail askeri sözcüsü Gazze'deki saldırıların “aşırı güçle” devam edeceği uyarısında bulundu ve Cumartesi günü yeni tahliye emirleri yayınlandı.
Al Jazeera muhabiri Anas al-Sharif, X'te yazdığı bir yazıda “Kıtlık kötüleşiyor, kuşatma yoğunlaşıyor ve ölüler her yerde” diyerek Gazze'nin “dünyadan tamamen izole edildiğini” bir kez daha belirtti.
Kaynak: Mepa News