Hüseyin Çelik'ten Kılıçdaroğlu'na tokat gibi cevap
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Kemal Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısında söylediği yalancıdan ve hırsızdan cumhurbaşkanı adayı sözlerine cevap verdi. Çelik Kılıçdaroğlu'na "demek ki siz yalancı ve hırsız olmayan birini bulamadınız partiniz içinde" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu Toplantısı'nın ardından gazetecilere açıklama yaptı.
CHP Gelen Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun partisinin grup toplantısındaki açıklamalarına da değinen Çelik, şunları söyledi:
"Kılıçdaroğlu dün yine malum tavrıyla malum üslubuyla bazı açıklamalarda bulundu. Kendince 10 maddede kimin cumhurbaşkanı adayı olamayacağını açıkladı. Mesela diyor ki hırsızdan cumhurbaşkanı adayı olmaz, yalancıdan cumhurbaşkanı adayı olmaz, şaibeliden cumhurbaşkanı adayı olmaz ve bu devam ediyor. Tabii ki yola çıktıklarında siyasetçiden cumhurbaşkanı adayı olmaz diye başladılar. Çünkü siyasetçi olmamalı. Siyaset o kadar kötü bir şey ki bu arkadaşların gözünde. Kendi yaptığı işi bu kadar bu kadar küçük gören, bu kadar tahkir eden bu kadar tezyif eden bir anlayışı ben anlamakta güçlük çekiyorum.
Ben açıkçası Kılıçdaroğlu'nun önceki hafta yaptığı, dün sürdürdüğü bu beyanlarını bütün CHP'lilere bir haksızlık ve hakaret olarak değerlendiriyorum. O zaman insana sorarlar, yalancıdan cumhurbaşkanı adayı olmaz, demek ki siz yalancı olmayan birini bulamadınız partiniz içinde. Hırsızdan olmaz diyorsunuz Cumhuriyet Halk Partisi'de ulamadınız mı böyle birilerini, şaibesi olmayan birilerini bulamadınız mı?
Türkiye'de en büyük siyasi makam cumhurbaşkanlığı makamıdır. Siyaset toplumu ve devleti idare etme sanatıysa siyaset halkın mutluluğu ve refahını en üst düzeye çıkarmak için yapılması gereken her şeyse bunun ilmiyse siz siyaseti nasıl bu kadar tahkir ve tezyif edebilirsiniz. Parti politikalarının oraya taşınmaması gerektiğini söyleyebilirsiniz. Buna hepimiz şapka çıkarırız. Ancak 'Siyasetçi olmasın, siyaset buraya yaklaşmasın' dediğimiz zaman bizatihi kendinizi ve siyaset kurumunu küçümsediğinizi, siyasetçileri ve siyaset kurumunu tezyif ettiğinizi bilmeniz gerekiyor. Bunu yadırgadığımı ifade etmek istiyorum. En önce CHP'li milletvekillerinin buna tepki göstermesi gerekiyor."
ORTAK DEKLARASYON
Ekmeleddin İhsanoğlu'nun cumhurbaşkanı adaylığına ilişkin ortak deklarasyona da değinen Hüseyin Çelik, "Beş siyasi parti genel başkanı yan yana gelmiş ve çatı adaya destek olmak üzere bir bildiri yayınlayıp altına imza koymuşlar buna da büyük uzlaşma demişler. Önce kendiniz büyük olmalısınız ki bir büyük uzlaşma yapasınız" ifadesini kullandı.
"Deklarasyona imza koyan genel başkanları yan yana sıraladığımız zaman şöyle bir değerlendirme yapılabilir" diyen Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"3+1+0+0+0 eşittir kaç? Dört. Hepsi o kadar. Hemen hemen hiçbir şey. Türkiye'de 70 küsur parti var biliyorsunuz. Bunları getirip yan yana koyun bir bildiri yayınlayın. 60 parti üzerinde uzlaştı da diyebilirsiniz. Ben size daha ilginç bir örnek vereyim. Buna da Kılıçdaroğlu grup toplantısında büyük uzlaşma ortaya koyduk diyor. Türkiye'de bir uzlaşma kültürü olması gerektiğini söylüyor, bunu uzun boylu anlatıyor. Demokraside uzlaşma kültürün esas olduğunu ve MHP ile yaptıkları uzlaşmadan söz ediyor.
Hatırlayın Ahmet Necdet Sezer seçildiği zaman, ben de TBMM'de 21. dönem milletvekiliydim. Meclis'te grubu bulunan 5 siyasi parti yan yana dizildi ve uzlaştılar. DSP merhum Ecevit, MHP Devlet Bahçeli, sonra ANAP Mesut Yılmaz, DYP Tansu Çiller ve Fazilet Partisi Recai Kutan. Beşi bir araya geldi, Anayasa Mahkemesinin o dönemki başkanı Ahmet Necdet Sezer'i cumhurbaşkanlığına aday gösterdiler ve destekleyeceklerini söylediler.
Nitekim Ahmet Necdet Sezer birkaç tur sonucunda seçildi. Peki bu uzlaşmadan Türkiye için büyük bir talih mi çıktı? Büyük bir baht mı çıktı? Türkiye'nin yurt dışında ve yurt içinde itibarı mı büyüdü. Ahmet Necdet Sezer'in cumhurbaşkanlığı Türkiye'ye en az Moğol istilası kadar zarar vermiştir. O dönemi hatırlamaya çalışın. Vesayetçi dönemlerin 1960'ta Cemal Gürsel ile başlayan, Cevdet Sunay, Fahri Korutürk ile devam eden, Kenan Evren ile şekillenen bu halkanın bir sivil parçasıydı. Sözüm ona sivil parçasıydı. Militarist bir anlayışa sahip olmak üniformayla ilgili bir mesele değil, kafanın içiyle ilgili bir meseledir. Cumhurbaşkanlığı makamı milli irade ve siyasete ayar çekilen bir makam olarak işlem görüyordu, Ahmet Necdet Sezer de bunun en önemli temsilcilerinden biri olarak görev yaptı. Üstelik bu 5 siyasi parti TBMM'de grubu bulunan siyasi partilerdi öyle tabela partiler de değildi."