• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Hurafe bir değil iki değil..

Yeniakit Publisher
2018-09-20 19:05:00 -
Hurafe bir değil iki değil..

Kimi nazar boncuğu asar, kimi tavşanı kimi kara kediyi uğursuz sayar. Kimi aynayla aklını bozar!

Hurafe bir değil iki değil, başedilemez boyutlarda. Hangi birisini tashih edeceksiniz! Üstelik çoğu tutsaklarının “modern yaşamlı” akıldâneler olması da ilginç.

Meselâ kadın çorabıyla ilgili acaip hurafeleri var. Bunlara göre; bir naylon çorap jartiyerden üç kere kurtulup da düşerse, uğursuzluk kapıda demektir. Bir külotlu çorap çamaşır ipinde kurutulurken rüzgarın etkisiyle dolanırsa, sevinç ve mutluluk yoldadır. Rüyanızda sevdiğinizi görmek istiyorsanız, geceleyin jartiyerinizi yastığınızın altına koymanız gerekecektir.

ÇOK YAŞA’NIN SIRRI

Hapşırma, Orta Çağ Avrupası’ndaki veba salgını sırasında bu hastalığa yakalananlar arasında da çok yaygınmış. Onun için aksırana “çok yaşa” derlermiş..

Biliyorsunuz biz Müslümanlar sünnete uyar ve hapşıranın hamd etmesini bekleriz sonra da “yerhamükallah” diye mukabele ederiz.
ÖNE ÇIKAN VİDEO

KIRIK AYNA KORKUSU

Hurafelerden birine göre de aynadaki görüntü zarar görürse kişi de zarar görür... Güya yansımanın zedelenmesi, ruhun zedelenmesi anlamına geliyormuş. Yansımada en küçük bir uyumsuzluk bile, beden ile ruh arasındaki dengenin bozulmasına yol açar, 7 yıl sürecek uğursuzluk kapınızı çalarmış.

TAHTAYA 3 KERE VUR!

Putperest Keltler, ağaçları tanrılarının yeryüzündeki temsilcisi sayarlarmış. Kıtlık olur, bir felaket yaşanır veya savaşa gidilecekse ağaçlara sığınır, onlardan medet umarlarmış. Tahtaya vurarak kötülüğü savacaklarını sanırlarmış. Bu putperest gelenek, zamanla “Şeytan kulağına kurşun” denilerek, tahta dahi şuraya buraya üç kere vurmaya dönüşmüş..

Kulak asmayın. Aslı astarı yok bunların..

Nazar boncuğu, kem gözlerden korur.

Ayakkabı çıkarıldığında ters dönerse, ayakkabı sahibi tez vakitte ölür.

Ölünün elbiseleri ölü yıkayıcılarına verilir.

Gece ölen kişinin üzerine sabaha kadar bıçak konulur.

Bir evin başında baykuş öterse, o evde biri ölür ya da bir yıkım olur.

Bir kişinin önüne tavşan çıkması uğursuzluktur, gidilen yoldan geri dönülür. Kara kedi de uğursuzdur.

Ocağın üstünü boş bırakmak uğursuzluk getirir.

Tencerede su boşu boşuna kaynarsa düşmanlar çoğalır.

Ateşin çıkardığı ses ateşi yakan kişi hakkında dedikodu yapıldığına işarettir.

Kara ağaçtan beşik, sandık yapılmaz.

İncir ve ağacının altında uyuyanları şeytan alır götürür.

Elleri diz üzerinde kavuşturmak, parmakları birbirine geçirip el bağlamak iyi değildir, insanın kısmeti kapanır.

Akşam soğan yenen yere melekler gelmez.

Gece aynaya bakanın ömrü kısa olur.

Çocuklar gece beş taş oynarsa düşman gelir.

Değirmenden ilk gelen unla yapılan ilk ekmeği yiyen kişinin karısı ölür.

Bir kişinin üzerinde dikiş dikilirse o kişinin kısmeti bağlanır.

Duvar dibinde uyuyan çarpılır.

Kapı eşiğinde oturulmaz, kapı eşiğinde şeytan bulunur.

Bir adam iki kadının arasından geçerse sözü geçmez.

Bir erkek iki kız arasından geçerse köse olur.

Yarım çay içen kadın dul kalır.

Kız çocuğunun ilk kez kesilecek saçını dayısı keserse saçı gür olur.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23