IŞİD’in Kobani’ye yönelik saldırılarını bahane ederek sokakları savaş alanına çeviren vandallara sert tepki gösteren hukukçular ve STK temsilcileri, olayların sorumlularının bir an önce yargı önüne çıkarılarak hesap sorulması gerektiğini söylediler.
Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün Kobani’ye yönelik saldırılarını bahane ederek şehir merkezlerini hedef alan terör saldırıları hafızalardaki tazeliğini korurken, kamuoyu yapılan vandallığın cezasız kalmamasını istedi. Kobani bahanesiyle Türkiye genelinde 35 ilde sokaklara inerek terör estiren vandallar, şimdiye kadar 2 polisimizi şehit edip, 31 vatandaşın da ölümüne sebep oldu. Hukukçular ve STK temsilcileri, çıkan olayların sorumlularının bir an önce yargı önüne çıkarılarak hesap sorulması gerektiğini söylediler.
1177 ARAÇ KULLANILAMAZ HALE GETİRİLDİ
Olaylarda 212 okul binası, 67 emniyet binası, 25 kaymakamlık binası, 29 parti binası, çocuk yuvaları, Kızılay kan merkezleri ve belediye binalarının da aralarında bulunduğu 780 bina, toplamda da bin 113 bina yakılıp tahrip edildi. Şiddet eylemlerinde özel araçlar, belediye araçları, ambulanslar ve polis araçları yakılarak toplamda bin 177 araç kullanılamaz hale getirildi.
TURAN: 313. MADDE İŞLETİLMELİ
AK Parti İstanbul Milletvekili ve avukat Bülent Turan, Gezi olaylarında netice alamayan aktörlerin son günlerde Türkiye’de etnik bir çatışma çıkarma arzusunda olduklarını söyledi.
Yaşanan olaylarda eylemciler kadar, 6 Ekim’de MYK’sını toplayıp ‘Halklarımızı sokağa çıkmaya, protestoya, direnişe çağırıyoruz!’ kararını alan HDP’nin de sorumlu olduğunu belirten Turan, “Avrupa’da taşsız, sopasız, molotofsuz eylemler öngören ama Türkiye’yi yakıp yıkmayı arzulayan HDP Eşbaşkanları ve yönetiminin aldığı karar, ‘halkı devlete karşı isyana teşvik etmek’ değil de nedir? Dolayısıyla bunlar için TCK’nın 313’üncü maddesi işletilmelidir. Bu madde, isyana teşvik eden kişiler için 20 yıldan 25 yıla kadar hapis öngörmektedir” ifadelerini kullandı.
Turan, “Daha 2 hafta önce, ‘Polise taş atmak ifadeyi açıklama özgürlüğüdür!’ diye karar veren halktan kopuk Yargıtay’a rağmen savcılar görevlerini yapmalı, can ve mal kayıplarının hesabını bu provokatörlerden sormalıdır! Yargıtay’ın gerçeklikten uzak kararı içtihat haline gelmemelidir. Yargı, ancak bu şekilde toplumsal huzuru bozan, cana ve mala yönelik tüm saldırılarda caydırıcı bir tutum sergileyebilecektir” şeklinde konuştu.
“VANDALİZMİN HESABI SORULMALI”
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Genel Başkanı Nurettin Özgenç de yaptığı açıklamada, Kobani’deki IŞİD saldırılarını protesto bahanesiyle Türkiye’de sokakların malum çevreler tarafından bir anda karıştırıldığına dikkat çekerek, “Kobani’yi bahane eden belli amaçlı gruplar İstanbul başta olmak üzere pek çok şehri savaş alanına çevirdi. Ülkemizi ve ülke halkının genelini doğrudan ilgilendirmeyen bir konuda bazı siyasiler yandaşlarını sokağa çağırdı. Bu sorumsuz davranış karşısında sözüm ona bazı STK’lar ve iş dünyasının önde gelen temsilcileri yalnızca seyrettiler ve üç maymunu oynadılar” ifadelerini kullandı.
“Kobani olaylarının bilançosu ağırlaşıyor. Bunun da bir bedeli olmalı ve müsebbiplerinden hesabı sorulmalı. Kobani için halkı sokağa alan tutmaya ve harekete geçmeye çağıranlar bunun bedelini ödemeli” diyen Özgenç, “Kaza sonucu bariyere çarpandan parasını tahsil eden devlet, kamu binalarını yakanlardan da hesabını sormalı. Kamu malı diye trafik levhasına zarar verenlerden bedeli tahsil edilirken, şehirleri karıştırıp kamu araçlarını ve binalarını ateşe verenlerin yaptıkları yanlarına kâr kalmamalı” dedi.