Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, BM Genel Kurulu’na hitap etti.
BM sisteminin anlamını korumasının ve güvenilir kalabilmesinin yegane yolu, kararlı adımlar atabilmesi olduğunu kaydeden Gül, “Dünyadaki yeni koşullar ışığında, gerçek anlamda demokratik, temsil kabiliyetine sahip, etkin ve hesap verebilir bir Güvenlik Konseyi gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
SURİYE’NİN ACISINI DİNDİRME SORUMLULUĞU
ULUSLARARASI TOPLUMUN OMUZLARINDA
Konuşmasında, Suriye’de yaşanan katliamlara da dikkat çeken Gül, şunları söyledi, “Türkiye, Suriye’nin kimyasal silah stokunun tasfiyesi için ABD ile Rusya arasında varılan anlaşmayı memnuniyetle karşılamakta ve desteklemektedir. Bu anlaşma, somut bir BM Güvenlik Konseyi kararına tahvil edilmelidir. Eğer kimyasal silahlar kullanılmamış olsaydı, uluslararası toplum yüzbinden fazla insanın ölümüne gözlerini kapatmaya devam mı edecekti?.. Bu çatışma kimyasal silahların kullanılmasıyla başlamamıştır, bu silahların imhasına yönelik bir anlaşmayla da son bulmayacaktır. Suriye’nin kimyasal stokunun imhasına ilişkin anlaşma, rejiminin işlediği diğer suçların hesabını vermesinden kaçmasına fırsat tanımamalıdır. Suriye’nin acısını dindirme sorumluluğu, artık uluslararası toplumun omuzlarındadır. BMGK’nın 5 daimi üyesi ve Suriye’nin komşularının liderliğinde bir siyasi strateji oluşturmalı ve uygulamalıyız.”
“BMGK’NIN BAŞARISIZLIĞI UTANÇ VERİCİDİR”
Cumhurbaşkanı Gül, Suriye gibi büyük bir ülke ve büyük bir milletin kendi kendini tüketmekte olduğunu vurgulayarak, “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Suriye’de asli sorumluluğunu yerine getirmedeki başarısızlığı utanç vericidir. Siyasi farklılıkların, güç dengesine dayalı politikaların ve jeo-politik mülahazaların bu trajediyi sonlandırma gereğinin önüne geçmesi esef vericidir. Aynen devam etmek bir seçenek değildir” dedi.
Bu trajedi başladığında önce yüzlerce kişinin öldürüldüğünden bahsedildiğini sonra bu sayının binler ve onbinler olduğunu şimdi ise yüzbinden fazla kişinin hayatını kaybettiğinden söz edildiğini anlatan Gül, bu çatışmanın hemen durdurulamaması durumunda gelecek yıl bu sayının iki katından bahsedileceğinden şüphe edilmemesi gerektiğini söyledi..
FİLİSTİN KENDİ DEVLETİNE SAHİP OLMALI
Gül, BM Genel Kurulu’na hitabında Ortadoğu, Filistin, Kıbrıs, Karabağ ve Balkanlardaki sorunlara da değindi. Cumhurbaşkanı Gül, Ortadoğu’nun son üç yıldır büyük bir sosyal ve siyasi değişim sürecinden geçmekte olduğunu belirterek, 2010 yılında başlayan dönüşüm sürecinin, bölgedeki yüz yıllık statükonun sonunu getirdiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasında Filistin sorununa da değinerek, “Filistin sorununun yarım yüzyıldan fazla bir süredir devam etmekte olması, adalet kavramını derinden zedelemektedir. Filistinlilerin kendi devletlerine sahip olma hakkını inkarın, ne ahlaki ne siyasi ne de hukuki bir zemini vardır” diye konuştu.
Uluslararası toplumun ısrarlı çağrılarına rağmen Filistin topraklarındaki yasadışı yerleşimlerin genişletilmeye devam edilmesinin, iki devletli çözüme ulaşma şansını azalttığını ifade eden Gül, “Barışa olan ihtiyaç aşikardır. Bu itibarla ABD’nin himayesinde taraflar arasında başlatılan görüşmeleri memnuniyetle karşılıyor ve güçlü biçimde destekliyoruz. Bu çabaların başarısı, İsrail Hükümeti’nin toprak bütünlüğüne sahip, yaşayabilir bir Filistin Devleti kurulmasını kabul etmesine bağlıdır. Ayrıca, uzlaşmış ve birleşik bir Filistin cephesinin mevcudiyetine de ihtiyaç vardır” diye konuştu.
“KIBRIS’TA MÜZAKERELER GELECEK AY BAŞLASIN”
Konuşmasında Kıbrıs konusuna da değinen Gül, barışçı bir çözüme ulaşmaya yönelik müteaddit girişimlerin, Annan Planı’nın 2004’te reddedilmesi de dahil, başarısızlıkla sonuçlandığını söyledi. Gül, “Bu sorunu çözmesi gerekenler Kıbrıslı Türkler ve Rumlardır. “Eğer”ler ve “ama”lar olmaksızın, en geç önümüzdeki ay müzakerelere başlamalarını bekliyoruz. Kıbrıs meselesinin çözümü, istikrarlı ve barış içinde bir Doğu Akdeniz için elzemdir” dedi.
TÜRKİYE’NİN BMGK ADAYLIĞI
Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasında Türkiye’nin, 2015-2016 döneminde BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine adaylığına da yer verdi. Seçildiği takdirde Türkiye’nin, Güvenlik Konseyi’ne herkesi dinleyen ve diyalog yoluyla kapsamlı ve kalıcı çözümler bulmaya çalışan bağımsız bir ses getireceğini vurgulayan Gül, “Adaylığımız için tüm üyelerin desteğini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Gül: Türkiye 10 yılda sessiz devrim yaptı
Newyork’taki temasları çerçevesinde toplantılar gerçekleştirip, ikili görüşmeler yapan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ABD-Türkiye İş Konseyi üyeleri ile bir araya geldi. Yemekli toplantıda ABD’li iş ve finans çevreleri Türkiye’ye yatırım yapmaya davet eden Gül, ““Türkiye ekonomisi son 10 yılda sessiz devrim gerçekleştirdi” dedi.
İKİLİ GÖRÜŞMELER SÜRÜYOR
BD’de bulunan Gül, ikili görüşmelerini de sürdürüyor. Gül, dün BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ve Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hudeyr Huzai ile bir araya geldi. Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Gül, Ban ile yaptığı görüşmede Suriye, Kıbrıs ve Filistin meselelerini gündeme getirdi.
OBAMA RESEPSİYON VERDİ
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eşi Hayrünnisa Gül ile ABD Başkanı Barack Obama ve eşinin 68. BM Genel Kurulu vesilesiyle heyet başkanları onuruna Waldorf Astoria Otel’de verdiği resepsiyona da katıldı.