• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Emir Şekib Arslan’ın Vefatı (Lübnanlı Yazar Politikacı)

Yeniakit Publisher
Haber Merkezi Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
Emir Şekib Arslan’ın Vefatı (Lübnanlı Yazar Politikacı)

Emir Şekib Arslan, Lübnanlı yazar, politikacı ve fikir adamı. İleri gelen Dürzi ailelerden birine mensuptur. Ancak kendisi ailesinin Sünnileştiğini iddia etmiştir. Kendisi ve kardeşleri Sünni eğitimi görmüşler ve hayatları boyunca Sünni Müslüman olarak yaşamışlardır.

Emir Şekib Arslan, 25 Aralık 1869’da doğdu. Amerikan okulunda başladığı eğitimine 1879da Beyrutta devam etti. Fransızca öğrendi ve Arap tarihi ve edebiyatı alanında kendisini yetiştirdi. 1886da Muhammed Abduhun öğretmenlik yaptığı Medresetüs-Sultaniyyeye geçiş yaptı. Muhammed Abduhtan akaid ve fıkıh dersleri aldı ve bu okulda Türkçe öğrendi. 1887de doğduğu yere döndü ve Şüveyfat nahiye müdürlüğüne getirildi. 

3 yıl sonra görevinden ayrılarak Mısıra gitti. Mısırın seçkin fikir adamlarıyla tanıştı. Bir süre sonra İstanbula gitti. İstanbulda devrin önde gelen devlet adamlarıyla yakınlık kurdu. 1892de Parise gidip döndü. 

1908de Jön Türklerin iktidara gelmesiyle Şuf kaymakamlığına getirildi. 3 yıl bu görevde kaldıktan sonra 1911de gizlice Trablusgarba giderek Enver Paşa kumandasında İtalyanlara karşı mücadele etmek için Osmanlı ordusuna katıldı. Aynı yıl İstanbula döndü Kızılayda müfettişlik görevi verildi. 1914te Meclis-i Mebusanda Havranı temsil etti. 

I. Dünya Savaşında Suriyede ayrılıkçı Arapları Osmanlı safına çekmek için çabaladı ve Cemal Paşaya yardımcı oldu. Savaş başladıktan sonra 2 yıl Suriyede kaldıktan sonra 1916da İstanbula döndü. Bir süre Enver Paşa ile birlikte çalıştı. Ardından 1917 yılının sonunda hususi bir vazife için Almanyaya gönderildi ve uzun bir müddet Avrupada kaldı. 

Arslan, II. Abdülhamidin Pan-İslamizm politikalarının güçlü bir destekçisi oldu. Ayrıca, Osmanlı İmparatorluğunun hayatta kalmasının, ümmetin bölünmesine ve Avrupa emperyal güçleri tarafından işgal edilmesine karşı tek garanti olduğunu ve Osmanlı Halifeliği etrafında Türklerin ve Arapların birleşmesi gerektiğini savundu. Arslana göre, Osmanlıcılık ve İslam birbirine yakından bağlıydı ve İslam reformu doğal olarak Osmanlı İmparatorluğunun canlanmasına yol açacaktı. (https://tr.wikipedia.org)   

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Diye düşünüyorum

1. Dünya Savaşı'nda Arapların ayrılmasını sağlayan Cemal Paşa'nın bizzat uygulamaları dır...daha yukarıda Trablusgarp' da Enver paşa ya katılmış...katılmış ama biz Trablusgarp dan çekildik...savaşmadan çekildik...cemal paşaya katıldı diyince aklıma deli sorular geldi... tarihî bir sorumlulukla yazmak isterdim ..."1908’de Jön Türkler’in iktidara gelmesiyle Şuf kaymakamlığına getirildi. " ise şüphe duymak lâzım...
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23