• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

"Dost ve Post: Bir Tarihçi ve Bir Romancının 14. Yüzyıl Anadolusu'na Seyahati" söyleşisi

Yeniakit Publisher
2020-07-01 12:35:58 -
"Dost ve Post: Bir Tarihçi ve Bir Romancının 14. Yüzyıl Anadolusu'na Seyahati" söyleşisi

Prof. Dr. Haşim Şahin: - "Tarihçinin kurmacası, ancak belgelerin kendisine verdiği bilgilerle sınırlı olabiliyor. Onun dışına çıkamıyor. Biz tarihçi olarak hayal dünyamızı kullanamıyoruz. Romanda en sevdiğim husus, hayal dünyanızın ötesine gitmeniz" - Yazar Gürsel Korat: - "Roman yazarı tarihi açıdan istediği bir şeyi değiştirebilir, bundan ötürü sorgulanamaz ama tarihçi bunu yaptığı için sorgulanabilir."

İSTANBUL (AA) - Yapı Kredi Kültür Sanat'ın internet üzerinden gerçekleştirdiği canlı söyleşilerine tarihçi yazar, Prof. Dr. Haşim Şahin ile yazar Gürsel Korat konuk oldu.

"Dost ve Post: Bir Tarihçi ve Bir Romancının 14. Yüzyıl Anadolusu'na Seyahati" başlığı altında gerçekleştirilen etkinlikte, roman ile tarih arasındaki ilişki konuşuldu.

Şahin, "Tarihçinin objektiflik kaygısı olmalı mıdır?" sorusunun sürekli sorulduğuna dikkati çekerek başladığı konuşmasında, "Söylemde, herkesin iddiası, tarihçinin objektif olması gerektiğidir ama objektiflikten kasıt nedir? Tarafsız olabilir mi bir tarihçi? (Seçilen konu için) Neden başka konu değil de özelde bunu çalışıyorsunuz? diye sorarsanız, bu sorunun altında bile benim objektiflik konusunda ısrarlı tavır sergilemeye gayret etmeme rağmen bir subjektivite (öznellik) sorunuyla karşılaştığımı görürüz. Bütün tarihçiler için geçerlidir bu. Bir konuyu çok seviyorsanız, kendinize bir konu edinmişseniz objektif olmaktan subjektif olmaya doğru bir adım zaten atmışsınız demektir." değerlendirmesinde bulundu.

Yazılan çalışmanın sebeplerinin de objektiflik sorusunun cevabını etkilediğini ifade eden Şahin, "Yazdığınız çalışma, bir ideolojiyi mi temsil ediyor?, Bir nesli yetiştirmek için mi bir çalışma ortaya koyuyorsunuz ya da belli gruplara hoş görünmek için mi bir çalışma yapıyorsunuz? Kendinizi bir ideolojinin, düşüncenin ya da anlayışın neferi olarak mı görüyorsunuz? Bunların hepsi belirleyici. Bu konular, bizim ülkemizde de dünya ölçeğinde de ciddi olarak üzerinde durulması gereken sorular." dedi.

- "Romancı, serbest oyuncu gibidir"
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Prof. Dr. Şahin, insanların tarihe bakışının acımasız olduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Neden acımasız diyorum? Diyelim ki bir kitap veya makale yazdınız ya da bir televizyon programına katıldınız. Sizin tarihçi kimliğinizi bilen biriyle karşılaşıyorsunuz. Zihnindeki soruyu sorarken cevabını kendisi biliyor ve karşıdaki kişiyi bir tasdik ve onay makamı gibi görüyor. Eğer onun düşüncesini destekleyecek şekilde bir yorumda bulunursanız, siz çok iyi bir tarihçisiniz ve objektifsiniz. En ufak bir itirazınız varsa, onun kafasındaki kalıplaşmış cümlenin, düşüncenin ötesinde bir fikre sahipseniz sizden kötü tarihçi yoktur. Çünkü onun zihnindeki dünyayı onaylamamışsınızdır. Bu bizim tarihçilerimizin karşılaştığı en önemli problemlerden birisi."

Tarihi yazıyla roman arasındaki farklara da değinen Şahin, "Futbol terimleriyle açıklayacak olursak, tarihçinin alanı sınırlıdır. Bir lokasyonu vardır. Orta saha oyuncusuysa orta sahada kalmak zorundadır. Romancı ise serbest oyuncu gibidir. Onun hayal dünyası çok geniştir. Benim en çok romanda şu hoşuma gider; bir tarihçinin mecburen belgeye ve kaynağa, bu kaynağın gösterdiği yorumlara mecburen itaat etmek gibi bir mecburiyeti var. Bu beni bir tarihçi olarak en fazla sıkıntıya sokan durum ama biraz da mesleğimiz gereği hüviyetimiz bu. Bu alanda sıkışıyor, ötesine gidemiyorsunuz. Tarihçinin kurmacası, ancak belgelerin kendisine verdiği bilgilerle sınırlı olabiliyor. Onun dışına çıkamıyor. Biz tarihçi olarak hayal dünyamızı kullanamıyoruz. Romanda en sevdiğim husus, hayal dünyanızın ötesine gitmeniz. Mesela Alparslan'ı alıp İspanya seferine çıkartabilirsiniz ya da Kanuni'yi Viyana'nın ötesine götürebilirsiniz." diye konuştu.

Haşim Şahin tarihçinin neden roman okuduğu sorusuna ilişkin ise "Bence uçsuz bucaksız dünyayı, kurguyu görebilmek ve üzerine çalıştığımız şahısları ya da dönemleri çok daha iyi betimleyebilmek, sınırları belirleyebilmek için bile roman okumak gerekiyor. Hepsinden de önemlisi gerçekten ele aldığınız bir konuyu ifade edebilmek için bile roman okumak gerekiyor. Bizdeki tarihçilik anlayışı nakilin ötesine gidemiyor." yorumunu yaptı.

- "Roman söz konusu olduğunda, sanatçının özgürlüğü biraz strese girer"

Yazar Gürsel Korat ise tarihi roman yazmanın önemini ve inceliklerini anlatarak, "Romancı, istediği şeyi anlatabilir. Bu anlamda özgürdür. Fakat tarih romanı çalıştığınız zamanlarda en büyük sorun, anlattığınızın gerçek olup olmadığını soran insanların çokluğudur. İnsanlar, kurmaca olan bir şeyle ilgili, 'Niye böyle?' diyerek sorgular. 'O öyle değildi', tartışması ortaya çıkar. Dolayısıyla roman söz konusu olduğunda, sanatçının özgürlüğü biraz strese girmiş olur." değerlendirmesinde bulundu.

Tarihin arka planda görülmesi gerektiğini savunan Korat, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Roman yazarı objektif olmak zorunda ama kültürlere ve insanlara karşı. Bütün kültürlere ve insanlara eşit mesafede durmalı. Onları olduğu gibi kavramalı. Bu noktada tarihçiyle romancının duruş noktasının paralel olması gerektiğini düşünüyorum. Farkları şurada; roman yazarı tarihi açıdan istediği bir şeyi değiştirebilir, bundan ötürü sorgulanamaz ama tarihçi bunu yaptığı için sorgulanabilir."

Gürsel Korat, roman yazarının tarihe bakışının bir merak olduğunu belirterek, "Benim anlattığım çağda insanlar nasıl yaşıyor ve neler söylüyor? Bugüne benzemeyen bir şey var geçmişte. Tarih başka bir yer. Aslında başka bir ülke. Hayali bir sürü mekan var ve bu mekanları edebiyattan çoğaltıyoruz." ifadelerini kullandı.

Yeni tip koronavirüs (Kovid 19) tedbirleri kapsamında online olarak gerçekleştirilen programın sonunda, katılımcıların soruları yanıtlandı.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23