Cumhuriyet gazetesi yazarı Şükran Soner, bugünkü köşesinde kaleme aldığı “Cezaevleri doldukça tutuklanma korkusu kırılır” başlıklı yazısıyla açıkça sokakları kışkırtmaya girişti. Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasını bahane eden Soner, devletin güvenlik güçlerini hedef alarak halkı isyana teşvik eden bir dil kullandı. Türkiye’nin dört bir yanında kamu düzenini bozan olayları sahiplenen Soner, vandalların gözaltına alınmasına tepki göstererek, toplumun korkusuzca sokağa dökülmesi gerektiğini savundu.
Cumhuriyet gazetesi yazarı Şükran Soner, bugünkü köşesinde kaleme aldığı “Cezaevleri doldukça tutuklanma korkusu kırılır” başlıklı yazısıyla açıkça sokakları kışkırtmaya girişti. Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasını bahane eden Soner, devletin güvenlik güçlerini hedef alarak halkı isyana teşvik eden bir dil kullandı. Türkiye’nin dört bir yanında kamu düzenini bozan olayları sahiplenen Soner, vandalların gözaltına alınmasına tepki göstererek, toplumun korkusuzca sokağa dökülmesi gerektiğini savundu.
Halkı Sokağa Dökmek İçin Tehlikeli Mesajlar
Soner, geçmişteki sokak kalkışmalarını örnek göstererek, toplumun yeniden ayaklanması gerektiğini ima etti. Emniyetin ve yargının kamu düzenini sağlamak için gerçekleştirdiği operasyonları “baskı” olarak nitelendiren Soner, “Cezaevleri dolup taşarken, halkın sokağa çıkmaktan başka çaresi kalmadı” diyerek devlete meydan okuyan bir söylem benimsedi.
Vandalları Savundu, Güvenlik Güçlerini Hedef Aldı
Soner’in yazısındaki en tehlikeli unsurlardan biri, güvenlik güçlerine açıkça saldırması ve suçluları aklamaya çalışması oldu. Polisin gözaltına aldığı provokatörleri “hak arayan masum insanlar” gibi göstermeye çalışan Soner, kamu düzenini sağlamak için görev yapan emniyet güçlerini hedef aldı.
Ayrıca, CHP’nin Ekrem İmamoğlu için düzenlediği temsili sandıklara yönelik ilgiyi “Saray cephesinden kopan başkaldırı” olarak nitelendiren Soner, halkın devlete karşı cephe almasını teşvik eden ifadeler kullandı.
Ekonomi Üzerinden Kaos Algısı!
Soner, döviz kurları ve piyasalardaki hareketliliği bahane ederek ekonomik kriz üzerinden halkı provoke etmeye çalıştı. Türkiye’nin ekonomik dengelerini bozarak toplumu kaosa sürüklemek isteyen çevrelerin dilini kullanan Soner, halkın sokaklarda hesap sorması gerektiğini ima eden ifadelerle yeni bir Gezi kalkışması için nabız yokladı.
Açıkça Suç İşledi!
Bu yazı, halkı kışkırtmaya yönelik tehlikeli bir propaganda metni olarak değerlendirildi. Devletin güvenlik politikalarını hedef alan ve suçluları aklamaya çalışan Soner, sokak hareketlerini meşrulaştırarak kamu düzenini tehdit eden bir dil kullandı.
Türkiye, güvenlik güçlerinin kararlı mücadelesiyle provokatörlerin oyunlarına gelmeyecek. Ancak Şükran Soner gibi isimlerin halkı isyana teşvik etmeye yönelik bu tür söylemlerinin hukuk önünde de bir karşılığı olmalı. Açıkça suç işleyen ve toplumu kaosa sürüklemeye çalışan bu tür yazılar, Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak isteyen çevrelere hizmet ediyor.