Çölyak hastalarında yüksek tansiyon sorunu yaşanır mı?
Glutensiz beslenmeyen çölyak hastalarında görülen bazı sistemik etkiler, zaman zaman sindirim sistemi dışına taşıp bambaşka tablolara yol açabiliyor. Son yıllarda ise en çok tartışılan konu bu hastalığın bazı kişilerde kan basıncını beklenmedik biçimde etkileyip etkilemediği…
Çölyak hastalığı çoğu zaman karın ağrısı, şişkinlik, ishal, kilo kaybı ya da kansızlık gibi bilinen belirtilerle tanınıyor. Ancak araştırmalar, bağırsaklarda başlayan bu otoimmün sürecin bazı kişilerde çok daha geniş bir etki alanı oluşturabileceğini gösteriyor. Özellikle de yıllarca tanı almadan yaşayan bireylerde, vücudun farklı sistemlerinde ortaya çıkan belirtiler dikkat çekiyor. Son dönemde bilim dünyasının üzerinde durduğu en önemli sorulardan biri de şu: Çölyak hastalığı, klasik risk faktörleri normal görünse bile, tansiyon dengesini etkileyebilir mi?
Çölyak hastalarında tansiyon sorunu görülür mü?
Çölyak hastalığı bağırsaklarda başlayan bir otoimmün süreç olsa da uzun süre fark edilmeyen vakalarda sistemik etkiler belirginleşiyor. Son yıllarda bildirilen bazı klinik vakalarda hastaların yüksek tansiyonla acil servise başvurduğu, ardından yapılan tetkiklerde çölyak hastası olduklarının ortaya çıktığı görülüyor. Bu durum araştırmacıların dikkatini, “çölyak ve tansiyon ilişkisi” konusuna çevirmiş durumda.
Geniş çaplı araştırmalar ne söylüyor?
İngiltere’de UK Biobank verileri üzerinden yapılan büyük bir çalışma, çölyak hastalarının geleneksel kalp-damar risk profilinin aslında daha iyi olduğunu ortaya koyuyor. Bu kişiler daha düşük vücut kitle indeksine sahip, daha az sigara içiyor, kolesterol ve kan basınçları daha düşük seyrediyor. Buna rağmen 12 yılı aşkın takipte çölyak hastalarında kalp-damar hastalığı görülme riskinin yüzde 27 oranında daha yüksek çıktığı bildiriliyor. Araştırma, bu artışın yaşam tarzıyla açıklanamadığını, hatta klasik risk faktörleri modele eklendiğinde riskin daha da yükseldiğini gösteriyor. Bu bulgu, çölyak hastalığında tansiyon ve damar sağlığı üzerindeki etkilerin bağımsız mekanizmalarla ortaya çıkabileceğini düşündürüyor.
Hiperhomosisteinemi ve damar duvarı etkileri
Çölyak hastalarında sık karşılaşılan vitamin ve mineral eksiklikleri, özellikle folat, B6 ve B12 vitaminlerinin yetersizliği, homosistein düzeylerinin yükselmesine yol açabiliyor. Homosisteinin artması, damar duvarındaki genişlemeyi sağlayan nitrik oksit üretimini azaltarak damarlarda direnç artışına zemin hazırlıyor. Bu durum, bazı hastalarda tansiyonun yükselmesine katkıda bulunabiliyor. Tedavide glutensiz diyet ve eksik vitaminlerin tamamlanmasıyla hem homosistein seviyeleri hem de kan basıncının normale döndüğü bildirilmiş vakalar mevcut.
Nadir ama dikkat çeken vakalar
Tıbbi literatürde, çölyak hastalığının hipertansif krizle (örneğin 188/131 mmHg gibi çok yüksek değerlerle) kendini gösterdiği vakalar yayımlandı. Bu hastaların çoğunda ortak nokta; yıllardır fark edilmeyen çölyak hastalığı, eşlik eden şişkinlik–baş ağrısı gibi belirtiler ve demir eksikliği anemisinin bulunduğu görüldü. Tanı konup glutensiz diyete geçildikten sonra, tansiyonun seyrinde belirgin iyileşme meydana geldiği rapor edildi.
Bağırsak hasarı, besin emilimi ve tansiyon dengesi
Gluten tüketimiyle oluşan villus hasarı, magnezyum ve vitamin D gibi tansiyon dengesinde kritik rolü olan maddelerin emilimini bozabiliyor. Magnezyum eksikliği damarların kasılmasına yol açarken, vitamin D eksikliğinin renin–anjiyotensin sistemi üzerinde etkili olabileceği düşünülüyor. Bu nedenle bazı çölyak hastalarında hipertansiyonun biyokimyasal zeminle ilişkilendirilebileceği ifade ediliyor.
Hipertansiyon çölyak hastalığının tipik belirtisi mi?
Araştırmalar hipertansiyonun çölyak hastalığının klasik belirtisi olmadığını gösteriyor. Fakat uzun süre tanı almamış ve özellikle vitamin-mineral eksikliği gelişmiş kişilerde tansiyon sorunları ile çölyak hastalığı arasında bağlantılar rapor ediliyor. Ayrıca geniş kohort verileri, çölyak hastalarının genel damar sağlığı riskinin —klasik risk faktörleri iyi olsa bile— toplum ortalamasından daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor.
Glutensiz diyet tansiyon seyrini değiştirebilir mi?
Yayımlanan vakalar, eksiklikleri giderilmiş glutensiz diyetin tansiyon değerlerinde belirgin iyileşme sağlayabildiğini gösteriyor. Özellikle homosistein yüksekliği düzeltilen hastalarda hem damar fonksiyonları hem de kan basıncı normale dönebiliyor. Bu yönüyle çölyak hastalığının iyi yönetilmesinin sadece sindirim sistemi değil, damar sağlığı üzerinde de olumlu etkileri olduğu düşünülüyor.