Çin, İslam’ın İzlerini Siliyor! Camileri böyle yıkıyorlar!
Çin yönetimi, Doğu Türkistan’daki Müslüman kimliğini hedef almaya devam ediyor. Son yıllarda artan raporlar, Çin’in “restorasyon” adı altında yüzlerce camiyi yıktığını veya ibadete kapattığını ortaya koyuyor. Uydu görüntüleri ve yerel kaynaklar, bu camilerin büyük bir kısmının yeniden inşa edilmediğini, bazılarının ise tamamen ortadan kaldırıldığını gösteriyor.
Çin yönetimi, Doğu Türkistan’daki Müslüman kimliğini hedef almaya devam ediyor. Son yıllarda artan raporlar, Çin’in “restorasyon” adı altında yüzlerce camiyi yıktığını veya ibadete kapattığını ortaya koyuyor. Uydu görüntüleri ve yerel kaynaklar, bu camilerin büyük bir kısmının yeniden inşa edilmediğini, bazılarının ise tamamen ortadan kaldırıldığını gösteriyor.
Minareler ve kubbeler kaldırılıyor
Çin’in uyguladığı politikalar arasında dikkat çeken bir diğer nokta, camilerin mimarisine yönelik müdahaleler. Çok sayıda caminin minareleri ve kubbeleri yıkılarak “modernleştirme” adı altında İslamî sembolleri ortadan kaldırılıyor. Bu yeni yapılar, geleneksel cami mimarisinden uzak, sade ve kimliksiz binalara dönüştürülüyor.
Halkın camilere gidişi engelleniyor
Bölgeden gelen bilgiler, Uygur halkının ibadet özgürlüğünün ciddi şekilde kısıtlandığını ortaya koyuyor. Camilere girişler güvenlik kameraları ve kimlik kontrolüyle takip ediliyor. Pek çok bölgede camiler, yalnızca belirli yaş gruplarına veya devletin izin verdiği günlerde ibadete açık tutuluyor. Gençlerin camilere gitmesi ise fiilen yasaklanmış durumda.
Kültürel miras sistematik biçimde yok ediliyor
Doğu Türkistan’daki bu uygulamalar, yalnızca dinî ibadeti değil, kültürel kimliği de hedef alıyor. Uzmanlar, Çin’in bu politikalarının bölgedeki Müslüman kimliğini silmeyi ve Uygur halkını asimilasyon sürecine zorlamayı amaçladığını belirtiyor.
Uluslararası tepkiler yetersiz kalıyor
Birleşmiş Milletler ve çeşitli insan hakları örgütleri, Çin’in Doğu Türkistan’daki uygulamalarını defalarca kınadı. Ancak Pekin yönetimi, “terörle mücadele” ve “kalkınma projesi” gerekçesiyle bu eleştirileri reddediyor. Uluslararası toplumun sessizliği ise bölgede yaşanan kültürel yıkımın devam etmesine zemin hazırlıyor.