• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

'CHP genel başkanı olarak Atatürk!'

Yeniakit Publisher
Haber Merkezi Giriş Tarihi:
'CHP genel başkanı olarak Atatürk!'

Hukukçu yazar Av. Ömer Faruk Uysal, 'CHP genel başkanı olarak Atatürk!' başlıklı bir yazı kaleme aldı.

İşte Av. Ömer Faruk Uysal'ın kaleme aldığı o yazı; 

                Mustafa Kemalin CHP genel başkanlığı, herkesin bildiği bir sır. Atatürk partilerden yalnızca birinin, CHP'nin, kurucusu, ideologu, altı okun mucidi ve ebedi genel başkanıdır. Ama, CHP partilerden bir parti, Mustafa Kemal de, politikacılardan bir politikacı değildir. Mesela Türkiyede Cumhurbaşkanı olanlar değil de, CHP genel başkanı olanlar Atatürkün koltuğunda oturmuş olurlar. Halbuki Cumhurbaşkanlığı makamı, partilerden bir parti olan CHP genel başkanlığından, çok daha önemli sayılması gerekmez mi?

                 Adil bir hukuk sisteminde, bir demokraside, bir hukuk devletinde ve özgürlükçü yapıda, en önemli olan, insanların ve partilerin eşitliğidir! Ama ne CHP diğer partilerle, ne de genel başkan Atatürk, diğer genel başkanlarla asla eşit değildir. Bariz bir üstünlüğü vardır. Halk, seçmen, nezdinde değil, devlet katında, sivil-asker-yargı bürokrasisi nezdinde. Propaganda döneminde her parti imkanları ölçüsünde propaganda yapar. Ama CHP propagandası, anaokullarından üniversiteye kadar, tüm eğitim kurumlarında, müfredatın zorunlu bir parçası olarak dayatılır. Şehir meydanlarında, okul bahçelerinde,  sınıflarda, heryerde, Mustafa Kemal'in heykelleri, resimleri, büstleri, sözleri, CHP propagandasını ara vermeksizin sürdürür.

                  Milli Eğitim temel kanunu,  YÖK kanunu ve pek çok kanun ve elbette Anayasa, herkesin Kemalist, yani CHP'li olmasını şart koşar. Seçmen, oy kullanmak için sandığa giderken, önce Atatürk heykeli veya büstü, sınıfa girdiğinde de Atatürk resmi ve Atatürk köşeşi, kutsal ikonalar olarak onu karşılar. Seçim günü tüm propagandalar, lider resimleri ve sözleri bitmiştir, ama CHP propagandası oy verdiğimiz sınıfta dahi devam eder. Zaten anaokulundan, ilkokuldan başlamıştır, propaganda.

                    Kemalizm, diğer parti ideolojilerinden biri değildir. Resmi ideoloji, anayasal, yasal, fiili, mecburi, bir ideolojidir! Bu durumda da, seçimler eşit ve demokratik şartlarda yapılıyor olamaz! Zaten Mustafa Kemal, 1938'de ölene kadar serbest bir seçim asla yaptırmamış, savaş kahramanı arkadaşlarının kurduğu Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve kendi kurdurdurduğu Serbest Cumhuriyet Fıkrasını da hemen kapatmıştır. 1938'den 1950'ye kadar da İnönü serbest seçim yaptırmamış,  CHP için ebedi bir iktidar tasarlanmıştır.

                    1950 konjonktürü gereği yapılan ilk serbest seçimi ve sonrasında, devlet partisi CHP artık seçim kazanmamıştır. Fakat 10 yılda bir yapılan darbe ve muhtıralarla, bu durum telafi edilmiş, CHP'nin ebedi şefinin bitimsiz iktidarı konsolide edilmiştir. Kemalistlerin en büyük tesellisi şudur; Atatürk, "Öldükten sonra ülkesini yönetmeye devam eden tek liderdir" Fakat, ülkeyi seçim kazanamadığı halde Mustafa Kemal yönetmeye devam edecekse, neden seçim yapıyoruz? Türkiyenin olumsuzluklarından nasıl şekli iktidarları sorumlu tutuyoruz? Davul resmi hükümetlerin boynunda olsa bile tokmak kendi ellerinde değil ki?

                    Türkiyede ebedi şef Atatürk ve milli şef İnönü tarafından kurulan şeflik otokrasisinin iki şefi de CHP genel başkanlarıdır. Ebedi şef ve milli şeflerin yanında bir başka parti genel başkanının ne önemi olabilir? Seçimleri kazanmış olsalar dahi, diğer partilerin genel başkanlarına, Cumhurbaşkanlarına, asıl Cumhurbaşkanının ebedi şef Atatürk olduğu daima hatırlatılır. Seçimleri kazandık diye, hiçbir başka lider, haddini aşmaya kalkışmamalıdır! Türkiyenin acı gerçeği budur.

                       Denebilir ki, hem ebedi, hem de milli şefler yıllar önce ölmüşler ve yoklar. Ne hükümranlıkları olabilir? Ama kazın ayağı öyle değil.

Atatürk'ün ölümsüz bir lider ve eşsiz bir kahraman olduğu, eğitim sistemimizin temel konusu olduğu gibi, pozitiv bir hukuk metni olan anayasada da yer alır. Mustafa Kemal'den başka bir yol izlemenin de anayasa ve kanunlarda yazmayan fakat, daima, de facto olarak uygulanan ağır bir müeyyidesi vardır. Menderesler idam edilir, Demireller iktidardan devrilir, Özallar, vurulur veya zehirlenir, Erdoğanlar ise, partisi kapatılmak istenir, muhtıralar ve darbe teşebbüslerine maruz kalır. Devlet ciddi bir iştir ve halkın seçimine bırakılamaz!

                           CHP devlet, anayasa, yasalar, sivil-asker-yargı bürokrasisi ve fiili uygulamalar bakımından daima torpilli, imtiyazlı, bir partidir. Zira ebedi şefin, ölümsüz önderin partisidir. Bir başkasının önderliği düşünülemez! Diğer parti ve liderler üvey evlatlardır. Olmaması gerekenlerdir. Meşhur filmde geçtiği gibi başka Tanrının çocuklarıdır! Hiç seçim kazanamazsa dahi, belki de bu yüzden, seçimsiz iktidar halini tepe tepe kullanan bir CHP var.

                           Mustafa Kemal partilerden biri olan CHP'nin, kurucu ve ebedi genel başkanıdır. Yerine gelen genel başkanların esamisi okunmaz. İnönü, Ecevit, Erdal İnönü, Baykal, Kılıçtaroğlu vs. hemen unutulurlar. Yok hükmündeler. Zaten Atatürkün koltuğunda geçici olarak oturmuşlardır. DP ve Menderes, AP ve Demirel, ANAP ve Özal'da öyle. Atatürk hiç seçim kazanmadığı halde, Menderes, Demirel, Özal, defalarca seçim kazandığı halde bu böyledir. O sebeple, bu ülke Atatürk Türkiyesidir. Üstelik bunun için bir zaman sınırlaması da yoktur. Bu anlamda Türkiye bir cumhuriyet de değildir. Atatürk adına bitimsiz bir monarşi tasarlanmıştır. Öyle bir monarşi ki, monarkın ölümü bile iktidarına  zarar vermez. O ve partisi daima iktidardır. Şeklen iktidar değilse de, de facto muktedirdir. Hem Batı'nın hemde, Batı dümen suyunda sivil-asker-yargı bürokrasisinin arzusu (ideolojisi) budur. Kemalizm bir Batılı olma ideolojisidir.

                            CHP seçmenleri de, seçmenden ibaret değildir. Mustafa Kemalin askerleridir. Vur de vuralım, öl de ölelim psikolojinde, daima militarist bir savaş halindedirler. Diğer partilerin seçmenlerini, Kemalist ve CHP'li olmayanları, tekrar denize dökmeye hazırdırlar. Bu tehdidi zaman zaman kendi yuttaşlarına karşı da yaptılar. (Gerçi Yunanı denize dökmüş de değiller, ama herşeyin bir ilki vardır. )Onlar bu ülkenin sahibidirler ve Türkiyeyi sokakta bulmadılar! (Yıktıkları Devlet-i Aliye'den gasbettiler) Kemalist asr-ı saadet istikbaldeki muhayyel güzel günler değil; bizatihi 1923-1938 arası yıllarıdır. Neye mal olursa olsun, o yıllara geri dönülmelidir. Kemalizm budur. Gerici ve anakroniktir.

                           CHP değişti, oy vermeliyiz, diyen bazı dindarlara, sadece şunu hatırlatmalı. CHP sosyolojisinin ve seçmeninin en büyük bir ümidi ve beklentisi, ikinci bir Atatürk'ün çıkıp, onları kurtarmasıdır! İkinci Atatürk demek; şapka takmıyorlar diye şapkaların kafaya çivilenmesi, Rizenin Hamidiye zırhlısıyla topa tutulması demek. Ayasofya'nın müze olması, kadınların başlarını açması vs. vs. demek! Mustafa Kemalin askerleri, sizin için de iyi şeyler düşünmüyorlar. İsterseniz sorun! Kur'anın tatbiki, Şeriat, tarikat, cemaat, Ehli Sünnet, tesettür, Şahı Nakşibend, Abdülkadir Geylani, Said Nursi ve Nurculuk hakkında ne düşünüyorlar. Biz bunları aştık, dert değil diyorsanız, o da bir tercih, ne diyelim.

                             Parti, bir bütünün parçası, kısım, party, anlamına gelir.

Mustafa Kemalin kurucu ve ebedi lideri olduğu CHP ise, millet bütününün parçalarından bir parça, partilerden bir parti, olmayı kabul etmez. Millet bütünü, bu CHP parçasına dahil olmalıdır. Yani CHP parçası, Millet bütününü, kendisiyle parçalaştırır. Buna itiraz edeni parçalar. Tek parti, tek adam, tek ideoloji, tam da bu demektir. Kuvvetler ayrılığı yerine kuvvetler birliği esastır. Atatürk'e göre, "İnkılabın kanunu mevcut kanunların üstündedir" Yani inkılabı yapanlar, kendi kanunlarıyla dahi bağlı değillerdir. Kemalizm tam bir tek parti diktatörlüğü modelidir. Kemalizm ve altı ok'da değil demokrasi, d'si bile bulunmaz. "Halk için halka rağmen" dayatmacı bir otokrasidir. Halk adam edilmelidir!

                             Fakat mevcut demokrasiyi noksan bulanlar, tam demokrasi için, bula bula, CHP'yi bulmuşlardır. Kemalist diktatörlüğe söz etmeyenler, Menderes, Demirel, Özal ve Erdoğanı daima diktatörlük ile suçlarlar! Farzımuhal bu liderler diktatör olsalar dahi, seçim kaybederek, darbeye maruz kalarak veya ölerek iktidarı kaybediyorlar. 1938'de vefat eden Atatürkün ve partisi CHP'nin iktidarı ise gerçekte hiç bitmiyor! Demokrasi, özgürlük, hak, hukuk diyenler bu durumu hiç dert etmiyor. Zira, Türkiye kanıksanmış otokrasi Kemalizm rejiminde yaşıyor. Menderesizm, Demirelizm, Özalizm, Erdoğanizm hiç olmadı, heykelleri dikilmedi, dikilmeyecek. Atatürkün heykelleri onun sağlığında dikilmeye başlandı. Ama Moiz Tekinalp Kemalizmi daima hükümfermadır. Atatürk için bitimsiz bir monarşi tasarlanmıştır.

                                 Demokrasi, eşitlik ve hukuk devletinin en önemli tezahürlerinden biri ifade özgürlüğüdür. Allah’a, Resulüne ve kitabına inanmayabilir ve bunu ifade de edebilirsiniz. Ama Atatürk'e, Kemalizme,  inanmama ve bunu ifade etme özgürlüğünüz olamaz. İnanmakta yetmez.  Herkes Mustafa Kemal'in askeri olmak zorundadır! Demokrasilerin hiçbirinde kanunla korunan büyük şef yoktur. Öyleyse bizde demokrasi yoktur. Büyük entel lektüel İlber Ortaylı bile Kemalizm kutsaldır diyor. Gayet tabii, resmî bir kutsal, diğer kutsal(lar)ı  hiç istemez. Kemalizm aslında, kendisine ortak koşulmasına izin verilmeyen, modern, beşeri bir dindir! Kutsallarına ilişmek  ölümcüldür.

                                  Özgürlükçü demokratlar, liberaller, adaletin yılmaz savunucuları, duyar kasanlar, haydi bu soruna bir el atalım. "Yoo Kemalist rejimde de demokrasi olur" diyorsanız, samimi olamazsınız!

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

ALİ Coşkun

Allah'ım razı olsun kardeşim ne kadar güzel ifade etmişsiniz kemalizmi... kazıma da gönderelim..ne derler acaba?

Süleyman Sırrı Dinçer

Ne kadar güzel özetlemişsiniz. Kaleminize sağlık Ömer Faruk Bey.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23