Bir hatibin görevini hakkıyla yerine getirmesi için neler yapması gerekir? 'Tebliğ insanı' olan kişinin en önemli prensibi ne olmalıdır?
İç âleme ait faktörler veya ruh portresi
Din adına konuşmak, dini anlatmak diğer bir ifadeyle dini hitabette bulunmak ve bu konuda muvaffak olmak, daha önemlisi konuşanın bu en önemli kulluk vazifesinin bihakkın yerine getirmesi, onun ruh dünyasıyla yakından ilgilidir. Ruh dünyasından kastımız, hatibin iman iman-ilim ve amel bütünlüğü, samimiyeti, iç derinliği, fedakârlığı, hassasiyeti vb. keyfiyetlerdir. Elbette bunları dışarıdan ölçmek ve değerlendirmek mümkün değildir. Ancak her fert kendisi Rabbiyle irtibatını yani ruh dünyasını değerlendirebilir ve sorgulayabilir. Burada yardımcı olur düşüncesiyle konuyla ilgili bazı bilgiler ve Efendimizden bazı misaller verilecektir. Dini hitabet aynı zamanda bir tebliğ olduğundan konu bu çerçevede ele alınacak ve daha çok bu kavram kullanılacaktır.
İman-Tebliğ-Amel münasebeti
- Tebliğ ve Hayat
‘Yaşadığın o anlatmak, anlattığını da mutlaka yaşamak’ bir tebliğ adamının en önemli prensiplerinden biri olmalıdır. Zira tebliğ insanı hakiki mü’min olma yolundadır. Hakiki mü’min ise, iç dış bütünlüğüne ermiş insan demektir.
Yaşanmayan sözlerin ve nasihatlerin, mâşeri vicdanda müspet tesir icra etmeyeceği bilinmelidir. Evet, samimi olmayan söz ve davranışlara Allah yümün, bereket ve tesir lütfetmez. Bazen, birtakım yarı samimi yada gayri samimi kimselerin sözlerinde tesir ve muvaffakiyet görülse de, bu tamamen alternatifsizlikten kaynaklanan bir durumdur ve geçicidir. Bu itibarla da, gayri samimi olanların kaderi, günü gelince silinip gitmektedir. Dünden bugüne ilahi kanun hep böyle cereyan etmiştir. Yaşadığını anlatmak yada aksi ifadesiyle anlattığını yaşamak, kişinin sık sık kendi kendisiyle hesaplaşmasıyla mümkün olur.
Halkın arasında iken nasıl bir davranış sergiliyorsa, bunu yalnız kaldığı zamanlarda da devam ettirmeli ve gizli-açık bütün davranışlarında samimi olmaya gayret gösterilmelidir. Mesela dikkatsizlik neticesi işlediği küçük bir hata, samimi bir mübelliği iki büklüm edip inletmelidir. O, gözüne takılan bir haramın kirini, gözyaşlarıyla yıkayıncaya kadar da durmadan ağlamalıdır. Ağzına girecek bir haram veya şüpheli lokma, ona günlerce karın ağrısı olmalıdır.
Kaynak: Bedir Haber