• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Binali Yıldırım 65. Hükümet programı sunumu

Yeniakit Publisher
2016-05-24 18:39:00 - 2016-05-24 22:42:04
Binali Yıldırım 65. Hükümet programı sunumu

65. Hükümet programını açıklayan Başbakan Binali Yıldırım, "AK Parti'nin başkanlık sistemi önerisi, üniter yapıyı esas almaktadır" dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, 65. hükümet programını TBMM Genel Kurulu'nda sunmaya başladı.

Başbakan Yıldırım, Genel Kurul Salonu'na alkışlar eşliğinde girdi.

Yıldırım, AK Parti'li milletvekilleri ve bakanların yanı sıra MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ile bazı MHP'li ve CHP'li milletvekilleriyle de tokalaştı.

Daha sonra Yıldırım, TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın başkanlık ettiği toplantıda, alınan karar gereğince hükümet programını okumaya başladı.

SATIRBAŞLARI

Teröre destek veren odaklarla kararlı mücadelemiz sürecek
17-25 Aralık darbe girişimi ile su yüzüne çıkan paralel terör örgütü ve bunun uzantıları ile mücadleemiz kesintisiz sürecek.
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Devlet personel rejimi etkinleşecek, e-devlet uygulamaları özendirilecek.
İnsani kalkınma hedefinin ana eksenini eğitim oluşturuyor.

Yabancı dil öğretimine önem vereceğiz.

Şehir hastaneleri projesini başlattık, 18 inşaat başladı.

Sağlıklı yaşam kültürü teşvik edilecek. Evde sağlık hizmetleri geliştirilecek.

Aile sosyal destek programının alt yapısı tamamlanacak.

Yaşlanma ulusal uygulama programı daha etkin şekilde hayata geçirilecek.

Sosyal yardım ile istihdam arasındaki bağı güçlendireceğiz. Yoksul ailelere ücretsiz internet imkanı sağlayacağız.

Kız çocuklarının eğitimi ve istihdamı teşvikleri devam edilecek.

Gençler geleceğimizdir. Seçme yaşını 18'e indirdik. Şimdi hedefimiz seçilme yaşını da 18'e indirmek.

Şehir müzeleri kurulacak. Kültürel varlıklar koruma altına alınacak.

İş güvenliği ve kıdem tazminatı husuları çalışanın hukuku gözetilmek suretiyle tüm taraflarla birlikte çözülecektir.

Mali disiplin, ekonomik istikrar ve büyümeye önemli katkı sağladı.

Cari açığı kapatmanın en önemli yollarından biri ihracatı artırmak. Hem ihracatı, hem kalitesini artıracağız.

Halka açık şirketleri daha fazla destekleyeceğiz. İstanbul Finans Merkezi etkin şekilde hayata geçecek.

Mal idisiplin 65. hükümette de aynı kararlılıkla sürdürülecek.

Bireysel emeklilik sisteminde otomatik katılım uygulanmasına başlayacağız.

Kamu-özel işbirliği ile başlatılan büyük projeler tamamlanacak.

Üretim, büyüme ve istihdam daha nitelikli özel sektör yatırımları ile desteklenecek.

Yeni dönemde amacımız daha fazla işsize iş bulmak. Bunun yolu yeni yatırım. Doğu başta olmak üzere yeni yatırımlar hayata geçirilecek.

AR-GE faaliyetleri daha da artırılacak. Yerli ürün ve millileştirilmeye daha önem vereceğiz.

Savunma sanayine yatırım 30 milyar doları aştı.

Tarım sigortası kapsamı daha da genişleyecek. Su yönetimi ve fiyatlandırma sistemi tasarrufa göre yeniden yapılandırılacak.

BAŞKANLIK SİSTEMİ

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, "Yeni Anayasa, Başkanlık Sistemi de dahil olmak üzere, yeni yönetim sistemini de belirleyecek değişiklik behemehal 26. Yasama Dönemi'nde AK Parti Hükümeti olarak bizim en öncelikli konularımız arasında yerini alacaktır." dedi.

65. Hükümet programını TBMM Genel Kurulu'nda sunan Başbakan Yıldırım, sözlerine, "Cumhuriyetimizin 65. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 7. hükümeti adına aziz milletimizi ve Meclisimizin siz değerli vekillerini saygıyla selamlıyorum." diyerek başladı.

Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, tarihi boyunca bu büyük millete hizmeti geçen, eser bırakan, taş üstüne taş koyan bütün devlet ve siyaset adamlarına şükranlarını sunduğunu ifade eden Yıldırım, huzur ve güven ortamı içinde adil ve özgür bir şekilde gerçekleşen, yüksek katılım ve temsilin olduğu 1 Kasım seçimlerinde milletin bir defa daha AK Parti iktidarının devamı yönünde güçlü bir irade ortaya koyduğunu ve demokrasinin seçimlerden güçlenerek çıktığını belirtti.

"1 Kasım seçimlerinin asıl galibi hiç şüphesiz Türkiye'dir, aziz milletimizdir." ifadesini kullanan Başbakan Yıldırım, başarılı çalışmalarını bugüne kadar sürdüren 64. Hükümetin Başbakanı Ahmet Davutoğlu ve Bakanlar Kurulu üyelerini yaptıkları hizmetleri için en kalbi duygularla tebrik ettiğini, millet, partisi adına şükranlarını sunduğunu ifade etti.

Yıldırım, "Bu dönemde, seçim sürecinde milletimize vadettiğimiz birçok sözün yoğun bir şekilde gerçekleşmesinden memnuniyetimizi ifade ediyorum." dedi.

Hükümet değişikliklerinin halkımıza hizmet yarışında bir bayrak değişimi olduğunu vurgulayan Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti Hükümetleri olarak halka verdikleri sözleri her zaman yerine getirdiklerini, bundan böyle de eksiksiz yerine getirmeye devam edeceklerini bildirdi.

Yıldırım, "2002'den sonra elde ettiğimiz bütün başarıların mimarı hiç kuşkusuz partimizin kurucusu Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dır. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde oluşan bu kazanımları onun liderliğinde çalışarak hep birlikte çalışarak, geleceğe taşıyacağız." diye konuştu.

- "TERÖRLE MÜCADELE KARARLILIKLA DEVAM EDECEK"

Bütün AK Parti Hükümetleri gibi 65. Hükümetin de hiç kuşkusuz oy versin vermesin tüm vatandaşlara hizmet edeceğini, tüm vatandaşların hükümeti olacağını kaydeden Yıldırım, şunları söyledi:

"AK Parti Hükümetleri 14 yıl boyunca ülkemizde demokrasinin yerleşmesi ile milli birlik ve beraberliğimizin güçlenmesini sağlamak için her türlü zorluklara rağmen, canla başla çalışmıştır. Milli iradeye dayalı siyaset kurumunu zayıflatmaya yönelik her türlü tertibi milletimizin büyük sağduyusuyla aşmıştır. Bundan sonra da milli iradeye karşı oluşturulacak her türlü girişimi, milletimizin desteğiyle, kararlı bir duruşumuzla aşacağımız bilinmelidir."

Ülkenin birliği ve beraberliği yolundaki kutlu yürüyüşü kesintiye uğratmaya çalışan ve milli güvenliği tehdit eden eski ve yeni tüm vesayet unsurlarıyla kararlı mücadeleyi devam ettireceklerine işaret eden Başbakan Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bölücü terör örgütü ve paralel terör örgütü başta olmak üzere, tüm terör örgütleriyle mücadelemiz kararlılıkla devam edecektir. Milletimizin birliğine, kardeşliğine ve devletimizin bekasına halel getirecek hiçbir gayrimeşru oluşuma müsamaha gösterilmeyecektir. Milletimiz emin olsun ki bu terör belası Türkiye'nin gündeminden mutlaka çıkarılacaktır. Ülkemizin terörle mücadelesinde vatanımız ve milletimizin huzuru için en büyük fedakarlığı yaparak kanlarını dökmüş, canlarını ülkemi­zin geleceği için vermiş olan kahraman şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum, ruhları şad olsun. Tüm şehit ve gazilerimizle bize onların emaneti olan aileleri ve yakınları olmak üzere milletim adına onlara şükranlarımı sunuyorum.

Bugüne kadarki seçimlerde siyasi partiler hep yeni bir anayasa vaadinde bulundular. Ancak bu vaatler ne yazık ki rafa kalkmış, milli iradenin seçtiği bu Meclis maalesef yeni anayasayı bir türlü başaramamıştır. Artık gün bugündür. Yeni Anayasa, Başkanlık Sistemi de dahil olmak üzere yeni yönetim sistemini de belirleyecek değişiklik behemehal 26. Yasama Dönemi'nde AK Parti Hükümeti olarak bizim en öncelikli konularımız arasında yerini alacaktır. İlk defa millet iradesiyle gerçekleştirilecek bu anayasanın yapımında diğer siyasi partilerin de yanımızda yer almasını bekliyoruz. Gelin, bu tarihi sorumluluğu birlikte yerine getirelim."

- "İNSANIMIZIN MUTLULUĞUNU VE REFAHINI ÖN PLANDA TUTACAĞIZ"

Cumhuriyetin 100. yılına yürürken eğitimde, adalet sisteminde ve ekonomide yapılacak köklü değişikliklerin Türkiye'yi "üst gelir grubu" ve "en yüksek insani gelişmişlik seviyesi"ndeki ülke standartlarına ulaştıracağını aktaran Binali Yıldırım, "Hükümetimiz, şimdiye kadar olduğu gibi milletimizin geleceğini inşa etmede kararlı bir şekilde yoluna devam edecektir. 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' şiarıyla yapacağımız her işte öncelikle insanımızın mutluluğunu ve refahını ön planda tutacağız." dedi.

İcraatlarının ana gayesinin "İnsanların hayatını kolaylaştırmak, yaşam kalitesini artırmak ve refahını yükseltmek" olacağını vurgulayan Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti hükümetlerinin, Cumhuriyet tarihinde hiçbir partiye nasip olmamış bir kurumsal sürekliliğe ve icraat tecrübesine sahip bulunduğunu kaydetti.

Yıldırım, "14 yılda gerçekleştirdiğimiz icraatlar ve köklü dönüşümleri daha da ileriye taşıyarak, 2023 hedeflerine yürüyüşümüzü güçlü ve kararlı bir şekilde devam ettireceğiz. Önümüzdeki dönemde, daha güçlü bir Türkiye için, ülkeyi zenginleştiren, vatandaşlarımızın refahını artıran, adil paylaşımı önceleyen, demokrasiyi daha da ileriye taşıyan uygulamalarla, milletimizden aldığımız yetkiyi, milletimiz için kullanacağız." diye konuştu.

"Farklılıklarımız zenginliğimizdir. Tüm vatandaşlarımızın bu anlamda inancına, diline, kültürüne, değerlerine, yaşam tarzına ve diğer tüm farklılıklarına saygı göstermeyi sürdüreceğiz." diyen Yıldırım, insani kalkınmayı esas alarak, hak ve özgürlüklerin alanını genişletmeye devam edeceklerini vurguladı.

- DIŞ POLİTİKA

21. yüzyıl şartlarında, ülkeyi daha da ileriye taşımanın herkesin ortak sorumluluğu olduğunu belirten Yıldırım, "Bu sorumluluktan hareketle, köklü geçmişimizden güç alarak bölgemizde ve dünyada barış ve istikrara katkı sağlamaya devam edeceğiz. Dış politikadaki hedefimiz, Türkiye'nin bölgesinde barış ve kardeşliği daim kılacak politikaları kararlılıkla sürdürülmesidir." değerlendirmesinde bulundu.

Hükümet programının, 10. Kalkınma Planı ve Seçim Beyannamesi'ndeki taahhütlerin esas alınarak hazırlandığını ifade eden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu program, ülkemizi bölgesinde ve dünyada hak ettiği konuma ulaştırmada önemli bir kilometre taşı olacaktır. Ülkemiz, AK Parti hükümetleriyle birlikte başlayan istikrar ve güven ortamı sayesinde bölgesel ve küresel krizlerden en asgari ölçüde etkilenmiş, birçok ülkenin aksine büyümesini, kalkınmasını sürdürmeyi başarmıştır. Bundan böyle ülkemizi, küresel ve bölgesel anlamda istikrar ve güven adası haline getirmek için gösterdiğimiz bu başarıyı, 65. Hükümet döneminde de güçlü bir şekilde sürdüreceğiz. Reform ve icraatlarımız, insan odaklı bir anlayışla, yatırım, istihdam ve üretimi önceleyen, refahın daha adil paylaşımını öngören bir Türkiye hedefine hizmet edecektir.

Bu bağlamda 6 temel alanda çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız. Bunlar, demokrasi ve adalet, eğitim, reel ekonomide köklü değişim. Öncelikli dönüşüm programları, kamu yönetimi ve kamu maliyesidir. Vatandaşlarımız için olmazsa olmaz olan insan hak ve hürriyetleri ile adaleti daha ileriye taşımak, ekonomik ve sosyal gelişmemiz için vazgeçilmez bir hedeftir. Türkiye'nin gerçek mukayeseli üstünlüğü, genç ve dinamik nüfusudur. Bu gerçeği göz önünde bulundurarak eğitimde fırsat eşitliğinde ve herkesin eğitim imkanlarına erişimi konusunda çok önemli mesafeler kat ettik. Önümüzdeki dönemde eğitimde uzmanlaşmaya ve her seviyede kaliteyi daha fazla hız vereceğiz. Üreterek büyüyen, istihdam oluşturan, ihracatı geliştiren bir ülke olma yolunda reel sektörü daha güçlü, daha rekabetçi yapacağız. Bu çerçevede, atacağımız adımlarla, üretim yapımızda ve ihracatımızda ileri teknolojiye dayalı yüksek katma değerli ürünlerin payını artıracağız. İş ve yatırım ortamı iyileşecek."

"Ulusal ve uluslararası doğrudan yatırımları teşvik edecek, destekleyecek ve tüm yatırımların ihtiyacı olan her türlü tedbiri zamanında alacağız." ifadelerini kullanan Yıldırım, değerlendirmelerine şöyle devam etti:

" Kamuda zaman yönetimini esas alan etkin bir personel sistemini önemsiyoruz. Bu sayede, daha hızlı çalışan ve daha hızlı karar veren bir idari yapılanmayı gerçekleştireceğiz. Yerel yönetimlerde, kamu kaynaklarının ülke ve millet menfaati için kullanımını temin edecek düzenlemeleri süratle gerçekleştireceğiz. Bütün bu alanları kapsayan 'öncelikli dönüşüm programımızı' uygulamaya devam edeceğiz. Bu şekilde, tasarrufları, yatırımı, üretimi, ihracatı artıracak, daha yüksek oranda büyüme hedefini gerçekleştireceğiz. 2016 yılında uygulamaya konulan eylem planımız, hükümet programında yer alan öncelikler de dikkate alınarak hayata geçirilecektir."

- "DÖRDÜNCÜ SANAYİ DEVRİMİNE GEÇİŞ"

"Gençlerimiz geleceğimizdir. Gençlerimize mesleki eğitim ve iş imkanlarının sağlanması öncelikli görevlerimizden bir tanesi olacaktır." diyen Yıldırım, bilgi toplumunu gerçekleştirmek amacıyla bilgi-iletişim teknolojileri başta olmak üzere, dördüncü sanayi devrimine geçiş için gerekli çalışmalara hız verileceğini bildirdi.

65. hükümetin, siyasi istikrar ve güven sayesinde ekonomik büyümeyi gerçekleştirmeye devam edeceğini belirten Başbakan Yıldırım, "Bu dönemde de yatırımlara ve projelere odaklanarak, özel sektör yatırımlarını çok daha fazla destekleyeceğiz. Bilim ve teknoloji alanına verdiğimiz önemle, başta uzay, havacılık ve savunma sanayi olmak üzere, yerli ve milli sanayimizi güçlendirmek için gerekli adımları atacağız." dedi.

Bir taraftan üretken yatırımlara alternatif finansman imkanları sağlarken, diğer taraftan da finansmana uygun şartlarda erişimi kolaylaştıracaklarını bildiren Yıldırım, şunları söyledi:

"Özel sektörün ilgisini yeterince çekmeyen bölgelerde kamu ve özel sektörün işbirliğiyle istihdam ağırlıklı proje ve yatırımlara öncelik vereceğiz. Böylece bölgesel kalkınma farklılıklarını asgari düzeye indirecek girişimleri güçlendireceğiz. Bütün bunları gerçekleştirerek milletimize karşı olan sorumluluğumuzu yerine getirebilmemiz için Meclisimizin ve milletimizin desteğine duyduğumuz güven tamdır."

KORUYUCU HEKİMLİK

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, "İş güvenliği ve kıdem tazminatı hususları tüm sosyal taraflarla görüşerek çalışanın hak ve hukuku gözetilmek suretiyle birlikte çözüme kavuşturulacaktır." dedi.

65. Hükümet programını TBMM Genel Kurulu'nda sunan Yıldırım, önümüzdeki dönemde hastanelerde nitelikli yatak oranı arttırma projesinin devam edeceğini belirterek, koruyucu hekimliğin yaygınlaştırılmaya devam edileceğini, sağlıklı yaşam kültürünün teşvik edileceğini, evde sağlık hizmetlerinin geliştirileceğini ve bioteknolojik ürünlerde yerli üretimi arttıracaklarını kaydetti.

- AİLE SOSYAL DESTEK PROGRAMI

Yıldırım, 65. Hükümet olarak aile kurumunu güçlendirmeyi, çocukların ve diğer aile bireylerinin nitelikli bir şekilde yetişmelerini sağlamayı ve genç nüfusu devam ettirmeyi, insan merkezli kalkınma politikasının ana ekseni olarak gördüklerini söyledi.

"Geleceğimizin teminatı çocuklarımız kaliteli bir aile ortamında büyürken, ruhen ve bedenen sağlıklı bir biçimde yetişecekler, topluma dinamizm kazandıran nesiller oluşturacaklardır" diyen Yıldırım, bu amaca yönelik olarak Aile Sosyal Destek Programının alt yapısının tamamlanacağını ve yeterli sayıda nitelikli personelin yurdun her tarafında istihdam edileceğini vurguladı.

Yıldırım, çocuklar için ihtisaslaşmış rehabilitasyon sistemine geçileceğini, suçun mağduru veya suça sürüklenen çocukların en süratlı şekilde topluma kazandırılması çalışmalarının gerçekleştirileceğini, yaşlıların ekonomik ve sosyal hayata daha aktif katılımı için ise Yaşlanma Ulusal Uygulama Programı'nın daha etkin bir şekilde hayata geçirileceğine dikkati çekti.

- YOKSUL AİLELERE ÜCRETSİZ İNTERNET

65. Hükümet döneminde de yoksulluğu azaltma ve sosyal koruma politikalarını sürdüreceklerine işaret eden Yıldırım, şöyle devam etti:

"Sosyal hizmet ve yardım kuruluşları arasında koordinasyon ve işbirliğini arttıracağız. Bu anlamda aile birliği sistemini hayata geçireceğiz. Sosyal yardım ile istihdam arasındaki bağı güçlendireceğiz. Yoksul ailelere belirli standartlarda ücretsiz internet erişim imkanı sağlayacağız. Engelli yaşam merkezleri oluşturacağız. Engellilere özel bilgi iletişim teknolojileri yazılım donanımlarının yaygınlaştırılmasını sağlayacağız.

Yeni dönemde kadının bireysel ve toplumsal olarak daha da güçlenmesi için hayata geçirdiğimiz politikaları ve başlattığımız çalışmaları arttırarak devam ettireceğiz. Başta erken çocuk dönemi eğitiminin gelişmesi olmak üzere kız çocuklarımızın eğitime devam etmelerinin teşvik edilmesi için gerekli tedbirleri alacak, kadın istihdamına yönelik geliştirilen istihdam teşviklerine devam edilecek. Kadın Girişimciliği Programı uygulamaya konulacak. Kadınlarımızın iş hayatına girişleri kolaylaştırılacak. Çalışma hayatında kadın erkek fırsat bilincini güçlendirmeye yönelik farkındalık oluşturucu programları arttıracağız. Kadınlarımız için iş ve aile yaşamını uzlaştırma politikalarını hayata geçireceğiz."

- "HEDEFİMİZ SEÇİLME YAŞINI 18'E İNDİRMEKTİR"

Geleceğin, gençler olduğunu vurgulayan Yıldırım, gençler için seçme yaşını 18'e indirdiklerini, 65. Hükümet dönemindeki yeni hedeflerinin ise seçilme yaşını da 18'e indirmek olduğunu söyledi. Yıldırım, genç girişimciliği güçlendirmeye yönelik finansman, teknoloji isletme ve pazarlama gibi konularda muhtelif programların verileceğini, gençlere proje karşılığı 50 bin TL'ye kadar karşılıksız nakdi destek verilmeye başlandığını, kendi işini kurmak veya geliştirmek isteyen gençlere de ayrıca 100 bin TL'ye kadar da faizsiz parasal destek vereceklerini kaydetti. Yıldırım, iş kuran gençlere üç yıl boyunca gelir vergisi muafiyeti getireceklerine işaret etti.

Binali Yıldırım, gençlerin sanatsal ve sporsal faaliyetlerini proje bazlı olarak destekleyeceklerini, gençlere internet erişimini ücretsiz olarak başlattıklarını ve bunu daha da yaygınlaştıracaklarını kaydetti. AK Parti hükümetleri olarak kültür ve sanat değerlerini muhafaza etmeyi, yeniden üretmeyi, gelecek nesillere kaliteli bir biçimde aktarmayı hedeflediklerini aktaran Yıldırım, "Kültürel farklılıkları zenginlik olarak gören, herkesin kültür ve sanat faaliyetlerine katkıda bulunduğu ve erişebildiği estetik duygusu güçlü kültürlü bir toplum için çabamız aralıksız sürecek." dedi.

- "ŞEHİR MÜZELERİNİN KURULMASI TAMAMLANACAK"

Yıldırım, şöyle devam etti:

"Fikri mülkiyet haklarının kurumsallaşmasına yönelik çalışmalara hız verilecek. Dilimizin, medeniyetimize uyumlu bir şekilde geliştirilmesini sağlayacağız. Tiyatro, sinema, opera, müzik alanlarında yerli üretimi evrensel standartlarda teşvik etmeye devam edeceğiz. Kütüphanecilik anlayışı çerçevesinde kullanıcı odaklı nitelikli kütüphanecilik hizmetlerinin verilebileceği özelliklere sahip yeni kütüphaneler ülkenin muhtelif yerlerinde açmaya devam edeceğiz. Şehir müzelerinin kurulması tamamlanacak. İllerimizin kültür ve sanat varlıklarının koruma altına alınması, gelecek nesillere aktarılmasını sağlayacağız.

Hükümet olarak sporu sağlıklı bir toplum olmanın ve sosyalleşmenin önemli bir aracı olarak görüyoruz. 65. Hükümet döneminde toplumumuzda spor yapma kültürünü yerleştirmeyi, spor hizmetlerinin kalitesi ve çeşitliliğini arttırarak sporu geniş kitlelere yaygınlaştırmayı, sporun her dalında daha fazla iş, gelir imkanları oluşturmayı hedefliyoruz. Milletimizin sporla olan ilişkisini izleyici konumundan çıkarıp, aktif sporcu bir konuma dönüştürmeyi önemsiyoruz. Ülkemizde 40'ın üzerinde sporcu kamp eğitim merkezi, ulusal ve uluslararası müsabakalarda ülkemizi temsil edecek sporcular yetiştirilmesini gerçekleştirmektedir."

Çalışma hayatının önemine işaret eden Yıldırım, iş güvenliği ve kıdem tazminatı hususlarının tüm sosyal taraflarla görüşerek, çalışanın hak ve hukuku gözetilmek suretiyle birlikte çözüme kavuşturulacağını söyledi. Avrupa Birliği ve İLO standartlarını esas alarak oluşturulan iş sağlığı, iş güvenliği eylem planını hayata geçirmiş bulunduklarını belirten Yıldırım, yabancıların çalışma izinleriyle ilgili süreçleri basitleştireceklerine dikkati çekti.

Yıldırım, şunları vurguladı:

"Sosyal güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası bağlamında sürdürülebilir etkin çalışan bir sistem hayata geçirilmiştir. Toplum yararına çalışma programlarımızda ailesinde çalışan olmayanlara öncelik vereceğiz. Programlara mesleki eğitim boyutunu da ekleyeceğiz. Dar gelirli emeklilerin TOKİ marifetiyle konut edindirme imkanını arttıracağız. Sektörel katkısının yanı sıra ülkemizde tasarruf eğilimini de güçlendireceğini düşündüğümüz tamamlayıcı emeklilik tasarruflarını desteklemeye devam edeceğiz."

"ÖNERİMİZ ÜNİTER YAPIYI ESAS ALMAKTADIR"

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, "Cumhurbaşkanımızın halk tarafından seçilmesiyle birlikte ortaya çıkan fiili durumun anayasayla resmi ve hukuki bir statüye kazandırılması bir zaruret haline gelmiştir. AK Parti'nin başkanlık sistemi önerisi, üniter yapıyı esas almaktadır." dedi.

TBMM Genel Kurulunda 65. Hükümet Programını sunan Yıldırım, AK Parti hükümetlerinin önemli bir reform alanı olarak gördüğü hak ve özgürlükler konusunda Türkiye'nin pek çok meselesinin, milletin beklenti ve ihtiyaçları doğrultusunda çözüme ulaştırıldığını belirtti.

Türkiye'nin güçlü bir hukuk devleti olması yönünde önemli adımlar atıldığına işaret eden Yıldırım, antidemokratik ve hukuksuzluk oluşturan uygulamalar, temel insan haklarına karşı işlenen cürümler, milli irade ve siyaset üzerinde tesis edilen vesayetlerin birer birer ortadan kaldırıldığını anlattı.

Geçmiş hükümetler döneminde gerçekleştirilen demokrasi mücadelesinin, toplumun tüm kesimlerinin katkılarıyla daha da ileriye taşınacağını bildiren Yıldırım, herkesin inandığı gibi yaşayabildiği, fikirlerini özgürce ifade edebildiği, refaha katkıda bulunduğu, refahtan hak ettiği payı aldığı, emniyet ve huzur, birlik ve kardeşlik içerisinde yaşadığı bir toplum olarak birlikte geleceğe yürüyeceklerini kaydetti. Yıldırım, bu bağlamda siyasetin alanının genişleyeceğini, vesayet yerine millet iradesinin tam anlamıyla tahkim edileceğini, yeni anayasa ve sistemle birlikte, yeni TBMM İçtüzüğü, Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu'nun da hazırlanarak, yürürlüğe konulacağını bildirdi.

AK Parti hükümetlerinin iktidara geldiği günden beri devletin topluma kimlik biçme, dikte ettirme hakkının olmadığını ifade eden Yıldırım, vesayetçi zihniyetlerle sürekli mücadele halinde olduklarını söyledi. Yıldırım, vatandaşların hak ve özgürlüklerini garanti altına almayı, bunların kullanılmasını kısıtlayan engelleri ortadan kaldırmayı en önemli görev olarak gördüklerini belirtti.

Yıldırım, bu dönemde etnik kimliği, mezhebi, inancı ne olursa olsun, herkesi bağrına basan, eşit vatandaşlık, evrensel ilke ve değerler temelinde, demokratik ortak yaşam bilincini oluşturan anlayışı daha güçlü biçimde hayata geçireceklerini dile getirdi.

-"DEVLETİN ÖNCELİKLİ GÖREVİ OLACAK"

AK Parti olarak ilk günden itibaren milli birlik ve kardeşlik perspektifiyle şekillendirdikleri siyasetle, vatandaşların devlete aidiyetini zedeleyen, milletin farklılıklarını zenginlik yerine tehlike olarak gören anlayışın terk edilmesi için çaba gösterdiklerine işaret eden Yıldırım, yakın tarih boyunca seçilmiş hiçbir hükümetin göstermediği cesaret ve kararlılıkla sorunların üzerine gittiklerini vurguladı.

Yıldırım, 65. Hükümet döneminde de hukukun üstünlüğüne karşı tehditleri bertaraf etmek üzere, vatandaşların mağduriyetlerinin önlenmesi, can ve mal güvenliğinin sağlanması için terörle mücadele kararlılıklarının devam edeceğini dile getirdi. Binali Yıldırım, "Terörle mücadele amaçlı devam eden operasyonlar, vatandaşlarımızın huzur ve güvenliği mutlak süratle sağlanıncaya, sivil vatandaşlarımıza ve güvenlik güçlerimize yönelik silahlı saldırılar kalıcı şekilde sona erdirilinceye, terör gruplarının silahları bıraktırılıncaya kadar kararlılıkla sürdürülecektir. Bu anlayışla hizmetlerden, yatırımlardan asla vazgeçilmeyecek, geri adım atılmayacak. Süreçte farklı nedenlerle oluşan güvenlik risklerini gidermek, bölgede yaşayan vatandaşlarımızı ceberrut ve zalim örgütün baskısından korumak, devletin öncelikli görevi olacaktır." diye konuştu.

-"ÜLKEMİZİN GÜNDEMİNDE FAZLA TUTMAMAK ADINA"

Bütün AK Parti hükümetleri programında çoğulcu ve özgürlükçü yeni anayasa vaadinin bulunduğunu anlatan Yıldırım, gelecek dönemde sivil, katılımcı, çoğulcu, özgürlükçü, demokratik, sivil anayasanın yapımına öncülük etmeye kararlı olduklarını söyledi.

Anayasanın kapsayıcı, kucaklayıcı, bütünleştirici, çoğulcu ve özgürlükçü bir karakterde olması gerektiğini düşündüklerini ifade eden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yeni anayasa, Cumhuriyetimizin insan hakları ve demokrasi konularındaki kazanımlarını geleceğe taşımalı; vesayet izlerini tamamen silen, bireyin ve toplumun geleceğine dair beklentilerini karşılayan özellikte olacaktır. 65. Hükümet döneminde doğrudan anayasal sistemle bağlantılı seçim kanunları, siyasi partiler kanunu gibi kanunlar güncellenecektir.

Ülkemizde hükümet sistemi tartışmaları uzun bir geçmişe sahiptir. Siyasi tarihimizin değişik dönemlerinde farklı siyasi partiler ve liderler hep sistem meselesini gündeme taşımış, başkanlık sistemi başta olmak üzere yeni öneriler oluşturulmuştur. Ancak günümüze kadar bu konuda herhangi bir ilerleme kaydedilememiştir. Bugün artık bu tartışmaları bir kenara bırakıp, Cumhurbaşkanımızın halk tarafından seçilmesiyle birlikte ortaya çıkan fiili durumun anayasayla resmi ve hukuki bir statüye kazandırılması bir zaruret haline gelmiştir. Mevcut sistemin yetki, görev ve sorumluluk paylaşımında pek çok muğlaklıklar barındırması, siyasal sistemin yeniden düzenlenmesini zorunlu hale getirmiştir. Mevcut sistemimiz içindeki tıkanıklığın Meclisimizde oluşacak uzlaşmalar ile çözümü için birçok girişimde bulunulmuş, ancak bugüne kadar maalesef ortak bir uzlaşma ortaya çıkmamıştır. Bu bakımdan seçimlerde söz verdiğimiz gibi AK Parti olarak bu konuyu ülkemizin gündeminde daha fazla tutmamak adına gerekli çalışmaları başlatacağız ve bu konuda da tüm siyasi partilerin desteğini arayacağız. Yeni anayasayla, seçimlerin istikrar üretebildiği, yasama ve yürütmenin müstakil olarak etkin olduğu, demokratik denge ve kontrol mekanizmalarının etkin işlediği, toplumsal farklılıkların temsilinin sağlandığı, karar alma süreçlerinin hızlandığı yeni bir siyasal sistem öngörülmektedir. Şunu herkes bilmelidir ki, AK Parti'nin başkanlık sistemi önerisi, üniter yapıyı esas almaktadır."

-"YARGIDA ETKİNLİĞİ SAĞLAYACAĞIZ"

Başbakan Binali Yıldırım, adaleti mülkün ve meşruiyetin temeli, hukuk devletinin esası olarak gördüklerini dile getirerek, kendileri için adaletin; hukukun üstünlüğüne dayalı, herkesin güven duyduğu, her türlü güç odağından bağımsız, tarafsız, vatandaşın beklentilerine hızlı cevap veren yapıda olması gerektiğini anlattı.

Yargı Reform Stratejisi Belgesi'ni etkin bir biçimde hayata geçireceklerini ifade eden Yıldırım, 65. Hükümet olarak yargıda etkinlik, hızlılık, hesap verebilirlik, ekonomikliği mutlaka sağlayacaklarını belirtti.

Yıldırım, 65. Hükümet döneminde icraatlarında özgürlüklerin güven içinde, hukukun üstünlüğü çerçevesinde yaşanmasına yönelik prensiplerini hayata geçirmeye devam edeceklerini söyledi.

Uluslararası ve bölgesel teröre destek veren çevre ve odaklarla bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kararlı mücadelelerini sürdüreceklerini vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:

"Bu duruş ve mücadelemizde hukukun üstünlüğünü temel alacak, güvenlik hizmetlerini katılımcılık ve hesap verilebilirliği artıracak mekanizmalarla daha fazla destekleyeceğiz. Masum vatandaşlarımızın zarar görmemesi için azami hassasiyet gösterilecektir. Ülkemizde vesayetçi aktör ve kurumların, siyaset üzerindeki nüfuzunu kırmak üzere kararlı bir irade sergilenmiştir ve siyasal sistemi demokratikleştirme hedefinde ciddi ilerlemelerle bugüne getirdik. Ancak ülkemiz, geleneksel vesayetçi aktör ve kurumlarla yürüttüğü mücadele neticesinde milli iradeye dayalı, demokratik bir siyasal sistemi inşa hedefine odaklanmışken yeni vesayet odaklarının saldırılarına maruz kalmıştır. 17-25 Aralık darbe girişimiyle birlikte su yüzüne çıkan, iş dünyasını, sivil toplumun çeşitli kesimlerini, eğitim camiasını, dini cemaatleri, güvenlik ve yargı bürokrasisini ele geçirmeye çalışan, paralel terör örgütü ve bu örgütün iç, dış uzantılarıyla hukuki, idari mücadelemiz kesintisiz devam edecektir. Hiçbir kişi veya kesimin, devletle bilek güreşi tutuşmasına asla izin verilmeyecektir. "

-"KAMUDA İNSAN GÜCÜ PLANLAMASI"

Yıldırım, kamu yönetiminde şartların ve anlayışların değişimi içinde, yenilikçi ve vatandaş memnuniyetini esas alan yaklaşımın, kendileri için esas olduğuna işaret etti.

Bürokratik atalet ve rutinleşmeye karşı katılımcı anlayış içerisinde yönetim yapılarını, uygulamalarını tekrar gözden geçireceklerini dile getiren Yıldırım, devlet personel rejimini etkinleştireceklerini, kamuda insan gücü planlaması yapacaklarını bildirdi.

Yıldırım, bilgi toplumu stratejisi çerçevesinde e-devlet uygulamalarının özendirileceğine, Türkiye'nin bilgi toplumuna dönüşme hedeflerinin yakalanacağına işaret etti.

"İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" ilkesiyle hizmet veren AK Parti hükümetlerinin, sosyal devlet kavramını hayatın her alanında güçlü şekilde uygulamaya koyduğuna dikkati çeken Yıldırım, "Sosyal politikalar, bizatihi değerli olmanın yanı sıra diğer tüm politika alanları için de temel bir mihenk taşı olarak alınmıştır. 65. Hükümet olarak eğitim kalitesini yükselten, etkili sağlık hizmeti sunan, nüfus dinamizmini ve aile yapısını koruyarak geliştiren, kadınına, gencine, çocuğuna, çalışanına, engellisine, yaşlısına gerekli önemi, desteği veren bir yaklaşımı benimsemeye devam edeceğiz." dedi.

Yıldırım, bu yaklaşımla yüksek insani gelişmişlik kategorisinden çok yüksek insani gelişmişlik kategorisinde olan ülkeler arasına girmeyi hedeflediklerini söyledi.

-"SINAVLAR BİRDEN FAZLA TEKRAR EDİLECEK"

İnsani kalkınma hedefinin ana eksenini eğitimin oluşturduğunu ifade eden Yıldırım, AK Parti hükümeti olarak eğitimi uzun vadeli bakış açısıyla geleceğe yatırım olarak kabul ettiklerini, insanın yaşam standartını yükselten, insan kaynağını çağdaş dünyayla rekabet edebilir hale getiren hayat boyu bir eğitim süreci olarak gördüklerini anlattı.

Okul türleri ve bölgeler arası başarı farklılıklarını azaltarak, eğitimde fırsat eşitliğine bütün boyutlarıyla işlerlik kazandıracaklarını belirten Yıldırım, müfredatı bilgi teknolojileri destekli öğretime uygun hale getirmeye devam edeceklerini kaydetti.

Yıldırım, öğrencilere yazılı, sözlü iletişim kurabilecek düzeyde yabancı dil öğrenimine mutlaka önem vereceklerini vurgulayarak, FATİH Projesi aracılığıyla tüm öğrencilere eğitimde fırsat eşitliği sağlayacaklarını, bu konuda bölgesel farklılıkları ortadan kaldıracaklarını ifade etti. Yıldırım, iş dünyasının ihtiyaç duyduğu meslek alanlarında eleman yetiştirilmesini sağlayacak şekilde eğitim kalitesinin artırılacağını bildirdi.

Yüksek öğretimde reform çalışmalarını bu dönem içinde tamamlayacaklarını kaydeden Yıldırım, öğrenciler üzerindeki sınav baskısını azaltmak amacıyla yüksek öğretime geçişteki sınavların bir yılda, birden çok tekrarına imkan vereceklerini söyledi.

AK Parti iktidarlarının bugüne kadar en başarılı olduğu alanlardan birinin sağlık olduğuna işaret eden Yıldırım, sağlık alanında hizmet standartlarının sürdürülebilirliğini sağlamak, yeni reformlarla hizmet kalitesini artırmak amacına yönelik olarak şehir hasteneleri projesini başlattıklarını anımsattı.

Bugüne kadar 18 şehir hastanesinin inşaatına başlandığını, geriye kalan 11 şehir hastanesinin ise planlama aşamasında olduğunu vurgulayan Yıldırım, bunlar tamamlandığında 41 bin yeni yatak kapasitesine ulaşacaklarını bildirdi.

EKONOMİ

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, "Ekonomi alanında bir yandan makro ekonomik istikrar ve kazanımları güçlendirirken, bir yandan da sektörel dönüşümlere odaklanmak suretiyle büyüme potansiyelini daha yukarıya çekeceğiz." dedi.

Yıldırım, TBMM Genel Kurulu'nda 65. Hükümet Programı'nı sunumunda, ekonomi alanında yapılacak çalışmalar hakkında bilgi verdi.

Son 14 yılda üst-orta gelir grubuna yükseltilen Türkiye'yi, üst-yüksek gelir grubu ülkeler arasına getirmeyi hedeflediklerini belirten Başbakan Yıldırım, "Bu dönemde bir yandan makro ekonomik istikrar ve kazanımları güçlendirirken, bir yandan da sektörel dönüşümlere odaklanmak suretiyle, büyüme potansiyelini daha yukarıya çekeceğiz." ifadesini kullandı.

"Güven ve istikrar içerisinde üretim ağırlıklı büyüyecek olan ekonomimizin temelini nitelikli, girişimci, yenilikçi insanımız, bilgi ve teknoloji ile katma değeri yükselten işletmelerimiz oluşturacaktır." diyen Yıldırım, önümüzdeki dönemde ülkenin kalkınmasına daha fazla ivme sağlayacak yüksek katma değerli alanlara odaklanacaklarını, imalat sanayiinde yenilikçi ve yüksek teknolojili sektörlere dayalı bir biçimde dönüşümü gerçektireceklerini bildirdi.

Kamu maliyesinde uygulamakta oldukları mali disiplin ve bu çerçevede elde edilen başarıların ekonomik istikrar ve büyümeye önemli katkı sağladığını vurgulayan Başbakan Yıldırım, "Önümüzdeki dönemde de kamu gelir ve harcamalarında kalitenin artırılmasına aynı şekilde önem verilmeye devam edilecektir." dedi.

Kamu altyapı yatırımlarının ekonomide üretimin sağlıklı olarak gelişmesine, özel sektörün ihtiyaç duyduğu alanlarda pozitif dışsallık sağlayacak şekilde artıracaklarını anlatan Yıldırım, "Kamu eliyle yapacağımız nitelikli altyapıları, özel sektör yatırımlarını teşvik edecek, kapasitesini artıracak, bir taraftan da verimlilik bazlı büyüme dinamiğine katkı sağlayacaktır." diye konuştu.

- CARİ AÇIĞIN AZALTILMASI

Cari açığın kapatmanın en önemli yollarından birinin ihracatın artırılması olduğuna işaret eden Başbakan Banili Yıldırım, "İhracatı artırmakla kalmayacağız, aynı zamanda ihracatımızın kalitesini de artıracağız. Yani kilo başına ihracatımızın birim değerini 2 dolarlardan 10 dolarlara çıkaracak yüksek teknolojik değeri olan katma değerli ürünlere öncelik vereceğiz ve Türk imalatlarını destekleyeceğiz." ifadelerini kullandı.

Para politikalarının temel amacının fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmek olduğunu anımsatan Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu dönemde para politikası, finansal istikrarı da gözetecek ve fiyat istikrarını sağlama amacı ile çelişmemek kaydıyla uygulayacağımız, üretim, büyüme ve istihdam politikalarını destekleyecektir. Dalgalı döviz kur rejimi devam edecek. Merkez Bankası'nın fiyat istikrarını sağlamak için uygulayacağı para politikası araçlarını doğrudan kendisinin belirlemesi, esas olmaya devam edecektir. Finansal hizmetler alanında dinamik bir bakış açısı getireceğiz. Bu kapsamda finansal piyasalarda derinliğin artırılmasına önem verecek, halka açık şirketleri destekleyeceğiz. Finansal piyasaların gelişmesi, mali derinliğin artması için hayati önemde gördüğümüz İstanbul Uluslararası Finans Merkezi mutlaka etkin bir şekilde hayata geçecek. Faizsiz finans alanında koordinasyonu sağlayacak bir mekanizma oluşturulacak."

Yatırımlara, uzun vadeli finansman sağlayan yatırım kalkınma bankacılığını teşvik edeceklerini bildiren Yıldırım, Kalkınma Bankası'nın stratejik sektörlerde yapılacak yatırımları uzun vadeli olarak fonlayacağını anlattı.

Yıldırım, KOBİ'ler ve nitelikli altyapı yatırımları başta olmak üzere, yatırım finansmanına yönelik, finansa erişimi kolaylaştıran, maliyeti düşüren tedbirler alacaklarını ifade etti.

- "MALİ DİSİPLİN KARARLILIKLA SÜRDÜRÜLECEK"

Mali disiplinin 65'inci Hükümet'te de aynı kararlılıkla sürdüleceğini vurgulayan Yıldırım, "Bir yandan harcamalarımızda azami dikkati göstererek, israf engellenecek, diğer yandan da gelirlerimizin çeşitlendirilmesi ve kalitesinin artırıcı tedbirler alacağız." dedi.

Başbakan Yıldırım, kayıt dışılığın azaltılması yönünde çalışmaları da daha etkin hale getireceklerini bildirdi.

Bireysel emeklilik sisteminde kesinti oranlarını uluslararası düzeylere yaklaştıracaklarını belirten Yıldırım, sistemde "Otomatik katılım pilot uygulamasını başlatacaklarını, hayat sigortalarının ve uzun süreli özel sağlık sigortalarının gelişmesini teşvik edeceklerini kaydetti.

- "YATIRIMLAR DESTEKLENECEK"

65. Hükümet döneminde yüksek ve istikrarlı büyüme için kamu yatırımlarının özel sektör kesim yatırımlarını tamamlayıcı ve bütünleyici bir bakış açısıyla devam edeceğine işaret eden Yıldırım, "Kamu yatırımlarını, bölgeler arası gelişmişlik farklarını azaltacak, bölgesel gelişme potansiyelini değerlendirmede etkili bir araç olarak kullanacağız. GAP, DAP, KOP, DOKAP gibi eylem planları kapsamındaki projelere hız verilecek." değerlendirmesinde bulundu.

Kamu-özel iş birliği yöntemiyle başlatılan büyük projelerin tamamlanacağını bildiren Yıldırım, yeni otoyolları, yeni yüksek hızlı tren hatları dahil olmak üzere, birçok alanda kamu-özel iş birliği çalışmalarının sürdürüleceğini vurguladı.

Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve otoyolunun devamı olan Kınalı-Odayeri ve Sultanbeyli'den Akyazı'ya kadar 350 kilometrelik dört şerit gidiş, dört şerit geliş yolun yap-işlet devret modeliyle ihale edildiğini anımsatan Yıldırım, toplam 7 milyar lira tutarında bu büyük projenin, sadece 3,5 yıllık işletme süresi ile bağlandığını kaydetti.

Bu sırada, CHP İzmir Milletvekili Musa Çam'ın, "ihaleyi kim aldı" diye sorması üzerine Başbakan Binali Yıldırım, "İhaleyi kimin aldığına bakar görürsünüz, herkesin gözü önünde. Merak ediyorsanız, karayollarına müracaat edin, ihaleyi kimin aldığını öğrenirsiniz." dedi ve ardından, "Musa, acele etme daha siftah, yeni başladı, niye sabırsızlanıyorsun? Bekle, daha çok muhabbetimiz olacak." diye espri yaptı.

Hükümetin temel önceliği olan üretim, büyüme ve istihdamın daha fazla ve daha nitelikli özel sektör yatırımlarıyla destekleneceğini vurgulayan Yıldırım, gerek yurt içi gerek uluslararası yatırımların artması için uygun ortam ve destekleyici mekanizmalara hız verileceğini belirtti.

- "GENÇLERİMİZİN TERÖR ÖRGÜTÜNÜN AĞINA DÜŞMESİNE ENGEL OLUNACAK"

İş ve yatırım ortamının gelişmesine yönelik dönüşüm programlarını hızlandıracaklarına dikkati çeken Yıldırım, hükümet olarak en önemli gördükleri alanlardan birinin de istihdam olduğunu bildirdi.

Başbakan Yıldırım, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Amacımız yeni dönemde daha fazla işsize iş bulmak olacak. Bunun yolu da yatırımların hızlandırılması. Özellikle özel sektörün cazip bulmadığı alanlarda kamunun oluşturacağı özel mekanizmalarla oraya yatırım götürmesi ve istihdam alanı oluşturulması sağlanacak. Bu bağlamda Doğu ve Güneydoğu başta olmak üzere ülkemizin yatırım açığı bulunan bölgelerinde yeni bir programla devlet eliyle, özel sektör işbirliğiyle bu yatırımlar hayata geçirilecek, burada istihdam alanı oluşturulacak. Gençlerimizin terör örgütünün ağına düşmesine engel olunacak."

Bilim teknoloji ve yeniliğin ülkenin ekonomisinde kritik bir role sahip olduğunu aktaran Yıldırım, "Bu alanlarda yapacağımız atılımların ülkemize rekabet üstünlüğü getireceğini ve sürdürülebilir sosyo-ekonomik gelişmeyi sağlayacağını biliyoruz. Yeni dönemde Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerinin daha da artırılmasına yönelik kurumlar arasında koordinasyonu güçlendirecek ve etkinliği artırılacaktır." dedi.

REFORMCU BAKIŞIMIZI DEVAM ETTİRECEĞİZ

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, "65. Hükümet icraatta kalite ve hızın artacağı, halkımızın beklediği çalışmaların geciktirilmeden yapılacağı, gerekli adımların atılacağı bir hükümet olacak. Tıpkı önceki AK Parti hükümetleri gibi yeni dönemde de reformcu bakış açımızı aynen devam ettireceğiz ve ülkenin önündeki ilerlemesini yavaşlatan bütün hukuki ve idari engelleri ortadan kaldıracağız." dedi.

65. Hükümet programını TBMM Genel Kurulu'nda sunan Başbakan Yıldırım, dışa bağımlılığının yüksek olduğu sektörlerde yerli ürün yerlileştirme ve millileştirmeye çok fazla önem vereceklerini belirtti. Bu bağlamda havacılık ve uzay sanayini oluşturacak altyapı çalışmalarının başlatıldığını, çok yakında Türkiye Uzay Ajansı Kuruluş Kanunu'nun TBMM gündemine getirileceğini bildiren Yıldırım, böylece yerli uyduyu, yerli uçağı ve yerli silah ve mühimmatı yapmak için önemli bir altyapıyı hazırlamış olacaklarını vurguladı.

Binali Yıldırım, "AK Parti iktidarları döneminde savunma sanayine yapılan yatırım 30 milyar doları aşmıştır. AK Parti iktidarlarından önce 2 milyar dolardı. AK Parti iktidarları döneminde yerlileştirme ve millileştirme oranı yüzde 20'lerin altındayken, bugün yüzde 50'lerin üzerine çıkmıştır. İşte gerçek yerli sanayi, milli sanayiyi desteklemek bu olsa gerek." ifadelerini kullandı.

Yıldırım, tarımsal desteklere ilişkin, bu destekleri şekillendirirken Türkiye'nin arz dengesi ve dış ticaret politikalarının dikkate alınacağına işaret ederek, tarımsal desteklemelerde ürün desteği, su potansiyeli uyumunu gözeterek sertifikalı üretim yöntemine geçileceğini, tarım sigorta kapsamını daha da yaygınlaştıracaklarını kaydetti.

Binali Yıldırım, sulanan arazi varlığının nihai hedef olan 8,5 milyon hektara ulaştırılmasının sağlanacağını, özellikle su tasarrufuna imkan sağlayan basınçlı ve modern sulama sistemlerinin hızlandırılacağını ifade ederek, su yönetimi ve fiyatlandırma sistemini tasarrufu artırıcı bir yaklaşımla yeniden ele alacaklarını, sulama birliklerinin sorunlarının kökten çözecek tedbirlerin hayata geçirileceğini bildirdi. Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"GAP'ta büyük oranda tamamlamış olduğumuz ana kanallar ve su dağıtım şebeke inşaatlarına devam edeceğiz. Orta vadede GAP sulamalarının tamamı olan 10 milyon 580 bin dekar sulanmış hale gelecek. Sulamalar tamamlandığında GAP gıda üreten ve dünyaya ihraç eden üretim ve ihracat merkezine dönüşecek. Konya Ovası Projesi malum olduğu üzere Mavi Tünel ile birlikte başlamış durumda ve dağıtım şebekeleriyle Konya Ovası'nda şu ana kadar 9 milyon 240 bin hektar arazi sulanır hale gelmiştir. 2019 yılına kadar 11 milyon dekar arazinin tamamı sulanmış olacak. 14 ili kapsayan Doğu Anadolu Projesi, 2019 yılında 2,3 milyon dekar araziyi daha su ile buluşturacaktır."

- "(TÜRKİYE BÜYÜMÜYOR) DİYENLERE EN BÜYÜK CEVAP BU"

Binali Yıldırım, enerji konusunda son 14 yılda kurulu gücün de tüketim miktarının iki katına çıkarıldığını, yüzde 100 arttığını belirterek, 36 bin megavat olan kurulu gücün 72 bin megavata yükseltilirken, çeşitlendirmede yüzde 143 artış sağlandığını, kullanım miktarının ise 130 milyar kilovatsaatten 264 milyar kilovatsaate ulaştığını kaydetti. Yıldırım, "(Türkiye büyümüyor) diyenlere en büyük cevap bu. Enerji tüketimi demek, büyümek demek." diye konuştu.

"Ulaştırma konusuna geldim, burayı atlayayım isterseniz" şeklindeki sözleri Genel Kurul'da gülüşmelere neden olan Yıldırım, "Memleketin her köşesinde yollardan geliyorsunuz, bölünmüş yolları görüyorsunuz, havalimanlarını görüyorsunuz. Hızlı treni görüyorsunuz. Yolları böldük, hayatları birleştirdik. Yolları böldük, milleti birleştirdik. Havayolunu halkın yolu yaptık." ifadelerini kullandı.

Yıldırım, Türkiye'nin IMF'ye son kuruşuna kadar tüm borcunu ödediğini, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile dünyanın en büyük havalimanının ihalelerini gerçekleştirdiğini, öte yandan 1880 yılından itibaren Türkiye'de ilk defa faiz oranının yüzde 4,6'ya düştüğünü anımsattı. Yıldırım, "100 yıldan daha fazla ama bu, birilerini rahatsız etti ve hemen arkadan Gezi Olayları başladı. Gezi Olayları ile ilgili talepler neydi? (Üçüncü köprüyü yapmayın, üçüncü havalimanını yapmayın.)"

Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:

"Önümüzdeki dönemde aziz milletimize hizmet etmek, Meclisimizin güvenini boşa çıkarmamak için aralıksız, durmadan, yılmadan çalışacağız. Bunun sözünü veriyoruz. Bu dönemde ülkemizin ihtiyaç duyduğu yatırım ve icraatları birer birer bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hayata geçireceğiz. 65. Hükümet icraatta kalite ve hızın artacağı, halkımızın beklediği çalışmaların geciktirilmeden yapılacağı, gerekli adımların atılacağı bir hükümet olacak. Tıpkı önceki AK Parti hükümetleri gibi yeni dönemde de reformcu bakış açımızı aynen devam ettireceğiz ve ülkenin önündeki ilerlemesini yavaşlatan bütün hukuki ve idari engelleri ortadan kaldıracağız. Son 14 yılda başarılarımızı, geleceğe yönelik hedeflerimize ulaştırma inancımız tamdır.

Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır. Hükümet programında belirttiğimiz hedeflerimiz yol haritamızı oluştururken, dünyada ve Türkiye'deki gelişmeleri dikkate alacak şekilde sürekli dinamik bir yaklaşım içerisinde olacağız. Tüm vatandaşlarımızı kucaklayan bir anlayışla çalışmalarımız devam edecek, hükümetimiz aziz milletimizden, yüce Meclisimizden gerekli güveni ve desteği alacağından emindir. Meclisimizin güveninin tam olacağına inancımız vardır. Gerçekleştireceğimiz icraatlarla Türkiye'de üretimi, üretkenliği, refahı daha da üst seviyelere çıkaracağız. İnsanlarımızın daha sağlıklı, eğitimli, huzur içinde olması, daha iyi şartlarda yaşam standartlarına kavuşması yanında devletine, birbirlerine ve kendilerine güvenen bireyler haline gelmesi bizim siyasetteki varlık sebebimiz olacak. Büyük Türkiye hedefimize ulaşma yolunda 65. Hükümet'in milletimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Gayret bizden, tevfik Cenab-ı Mevla'mdan."

- NOTLAR

Başbakan Binali Yıldırım, parti genel merkezinde yeni Merkez Yürütme Kurulu (MYK) listesini açıklamasının ardından 65. Hükümet programını sunmak için TBMM'ye geldi.

Bazı bakanlar ve milletvekilleri tarafından karşılanan Yıldırım, Meclisteki makamına geçti. Genel Kurul salonuna girmeden önce Meclis kulisinde Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı ve bazı milletvekilleri ile sohbet eden Yıldırım, etrafında bekleyen kalabalığa, "Burada film mi oynatıyoruz" diye espri yaptı. Bunun üzerine tebessüm ettiren anlar yaşandı.

Daha sonra Yıldırım, AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan'ın, daveti üzerine Genel Kurul'a girdi.

Binali Yıldırım, 145 sayfalık 65. Hükümet Programı'nı, bazı bölümleri atlayarak, 1 saatte Genel Kurul'a sundu.

CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın, ulaştırma alanındaki icraatleri eleştirmesi üzerine Yıldırım, "Haydar, merhaba. Hazırlığını iyi yap seninle işimiz var, hadi bakalım" dedi.

CHP Uşak Milletvekili Özkan Yalım, Körfez Köprüsü'nün geçiş ücretinin dünyanın en pahalı geçişi olduğunu söylemesi üzerine Yıldırım, "Arkadaşlar, dünyanın en pahalı hizmeti, olmayan hizmettir. Bunu böyle bilelim." karşılığını verdi.

Birleşimi yöneten Meclis Başkanı İsmail Kahraman, Yıldırım'a laf atan milletvekillerini uyararak, böyle bir uslup olmadığını söyledi.

Binali Yıldırım, konuşması sırasında muhalefet sıralarından, bugün verilen şehitlerin hatırlatılması üzerine, "Şehitlerimiz vatan ve milletin bağımsızlığı için hayatlarını ortaya koyan fidanlardır, kalplerimizde yerleri vardır. Bu ülkeyi bölmeye çalışan kim olursa olsun tek bir terörist kalıncaya kadar bu mücadelemiz kararlılıkla devam edecek. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz." ifadelerini kullandı.

Başbakan Yıldırım'ın "kalıncaya kadar" sözüne, MHP sıralarından "kalmayıncaya kadar" diyerek laf atıldı.

Yıldırım, sunumunu tamamlarken, program üzerinde müzakerelerin yapılacağını hatırlatarak, daha fazla detayı o görüşmelerde konuşma imkanı olacağını kaydetti.

Yıldırım, konuşmasını tamamladıktan sonra sırasıyla MHP, HDP, CHP, AK Parti sıralarını dolaşarak grup başkanvekili ve milletvekilleriyle tokalaştı. Yıldırım'ın konuşmasını AK Parti ve Bakanlar Kurulu üyeleri ayakta alkışladı. AK Parti milletvekilleri, Kabine sıralarına gelerek Yıldırım'ı tebrik etti.

65. Hükümet programının sunumuna muhalefet liderleri katılmadı. Yeni kabine, Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı ile Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu dışında Genel Kurul'da hazır bulundu.

Binali Yıldırım, Mecliste milletvekillerinin ve partililerin yoğun ilgisi ile karşılaştı, tebrikleri kabul etti ve vatandaşların hatıra fotoğrafı isteklerini geri çevirmedi. Bakanlar da milletvekillerinin tebriklerini kabul etti.

Öte yandan, Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, "Yargıtayın, Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin MHP'de olağanüstü kurultay toplanmasına ilişkin kararını oy birliğiyle onamasının" hatırlatılması üzerine, "Demokrasi budur." dedi.

Meclis Başkanı Kahraman, birleşimi Hükümet Programı üzerinde görüşmelerin yapılacağı 27 Mayıs Cuma günü saat 15.00'te toplanmak üzere kapattı.

PARALEL YAPI

65. Hükümet programında,"Hükümetimiz, Milli Güvenlik Kurulumuz tarafından 'legal görünümlü illegal yapı' olarak tanımlanan bir terör örgütü olan Paralel Devlet Yapılanması'nın yurtdışındaki bağlantılarıyla kararlı ve etkin bir şekilde mücadele etmeye devam edecektir. Yurtdışında ülkemiz aleyhine faaliyetlerde bulunarak Türkiye'nin birliğine ve dirliğine açık bir tehdit oluşturan, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın samimi duygularını istismar etmeye çalışan bu oluşumun art niyetli emellerine geçit vermeyeceğiz" ifadelerine yer verildi.

Başbakan Binali Yıldırım'ın TBMM'de sunumunu yaptığı 65. Hükümet programının, dış politikaya ilişkin "Güçlü Türkiye" başlıklı bölümünde, AK Parti iktidarlarının ilk günden bu yana adaleti sadece ekonomik ve sosyal hayatta değil siyasette ve dış politikada da tesis etmeyi görev edindiği belirtildi.

Bölgede krizlerin yoğunlaştığı bir dönemde, krizlerin geçmesini bekleyen pasif bir anlayış yerine bunlarla dirayetli bir şekilde muhatap olmaktan imtina edilmediği vurgulanan programda, siyasi istikrara ve güvene dayalı güçlü yönetimin diğer alanlar da olduğu gibi dış politikada da büyük bir avantaj oluşturduğu bildirildi.

Programda, "İktidarlarımız döneminde, ülke menfaatleri ile dünyanın ortak değerlerini yansıtan evrensel ilkeler arasında hiçbir çelişki görmeyen, vizyoner ve gerçekçi bir dış politika geleneğini kurumsallaştırdık. Dünyanın başka yerlerindeki toplumların hayatını etkileyen sorunların çözümüne katkı vermeyi sürdürdük. Dış politikamızın vizyonunu, devletlerarası ilişkilerin ötesine taşıyarak, toplumlar arasındaki ilişkileri de genişlettik." değerlendirmesi yapıldı.

AK Parti hükümetleri döneminde, küresel ve bölgesel ölçekteki bazı kronik problemlerin çözülmesi için uluslararası sistemin mekanizmalarının geliştirilmesi ve iyileştirilmesinin öncülüğünün yapıldığının altı çizilen programda, BM sisteminin faal bir üyesi olarak, bu sistemdeki sorunları uluslararası platformlarda vurgulandığı ve çözüm önerilerinin geliştirildiği kaydedildi.

- "PARALEL DEVLET YAPILANMASI İLE ETKİN BİR ŞEKİLDE MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDİLECEK"

Türkiye'nin pasif bir izleyici değil, inisiyatif ve sorumluluk alan, bölgesindeki gelişmeye cevap üretmenin ötesine geçerek küresel meselelerde pozisyonlarını belirlemiş bir ülke olduğuna işaret edilen programda, bu çerçevede, Türkiye'nin ahlaki ve vicdani yaklaşımı samimiyetle içselleştiren ve insanların hak ile hukuk taleplerini merkeze koyan çok boyutlu dış politikasıyla son derece çalkantılı bir dönemde unutulmuş ve dışlanmış mazlum halklar için bir ümit ışığı olduğu belirtildi.

Programda, dış politikaya yönelik şu hedeflere yer verildi:

"Dış politikamızda, 2023 hedeflerine ulaşmak için azami gayreti sarf edeceğiz. Bu çerçevede, insani hassasiyetlerden ödün vermeyecek, hukuk, adalet ve evrensel değerlerden sapmayacak, gerçekçi olacak, gelişmeleri seyreden değil yönlendiren bir yaklaşım içinde haraket edecek, gerekmesi halinde gelişmeler karşısında inisiyatif ve sorumluluk almaktan çekinmeyeceğiz. Türkiye'nin, AB'ye tam üyeliğini stratejik bir hedef olarak görüyoruz. Ancak, AB ile ilişkilerimizi, diğer ilişkilerimizin bir alternatifi değil tamamlayıcısı olarak tanımlıyoruz. Türkiye, AB'ye tam üyelik için bütün sorumluluklarını yerine getirmektedir. Buna karşın AB'nin Türkiye'ye yönelik konjonktürel yaklaşımları ve negatif ayrımcılık anlamına gelen uygulamaların doğru bulmuyoruz. Küresel çapta bölgesel etkinlikte uyguladığımız politikalarımız, oluşturduğumuz bölgesel ve ulusal işbirlikleriyle önümüzdeki dönemde de ülkemizin itibarını arttırmayı ve küresel kalkınmaya daha fazla katkı vermeyi sürdüreceğiz."

Türkiye'nin uzun yıllardır karşı karşıya kaldığı ve büyük bedeller ödediği terörizmin aynı zamanda tüm dünyanın sorunu olduğunu kaydedilen programda, "Bu sorunun köklü bir şekilde çözülmesi ülkelerin ortak ve samimi çabasını gerektirmektedir. Dini, etnik ve ideolojik kılıflar altında yürütülen terörist faaliyetlere karşı uluslararası toplumla daha fazla işbirliği arayışı içerisinde mücadele etmeye devam edeceğiz. Ayrıca hükümetimiz, Milli Güvenlik Kurulumuz tarafından 'legal görünümlü illegal yapı' olarak tanımlanan bir terör örgütü olan Paralel Devlet Yapılanması'nın yurtdışındaki bağlantılarıyla kararlı ve etkin bir şekilde mücadele etmeye devam edecektir. Yurt dışında ülkemiz aleyhine faaliyetlerde bulunarak Türkiye'nin birliğine ve dirliğine açık bir tehdit oluşturan, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın samimi duygularını istismar etmeye çalışan bu oluşumun art niyetli emellerine geçit vermeyeceğiz." değerlendirmesi yapıldı.

-"KIBRIS TÜRK HALKININ ULUSLARARASI TOPLUM İÇERİSİNDEKİ HAKLI YERİNİ ALABİLMESİ TEMEL ÖNCELİKLERİMİZDEN"

65. Hükümet döneminde de uzun dönemli bir perspektifle sağlam değerlere dayalı olarak geliştirdikleri dış politikanın, dünya ve ülke şartlarını da dikkate alarak ilerletmeye devam edileceği vurgulanan programda, şöyle devam edildi:

"Hükümetlerimiz döneminde, Kıbrıs Türkünün davasına azimle sahip çıktık ve davayı güçlendirmeye devam edeceğiz. Kıbrıs'ta müzakere edilmiş bir çözüm ve Kıbrıs Türk halkının uluslararası toplum içerisindeki haklı yerini alabilmesi temel önceliklerimizden biridir. KKTC'nin ekonomik altyapısının güçlendirilmesi ve refahının artırılması için bugüne kadar kararlılıkla attığımız adımlara devam edeceğiz. Kıbrıs'ta, her iki halkın asli kurucu iradelerini, siyasi eşitliklerini ve Ada'nın ortak sahibi olmalarını temel alan müzakere edilmiş, adil ve kalıcı bir çözüm için garantör ülke olarak yapıcı katkımızı sürdüreceğiz ve BM'ni bu yöndeki çabalarını destekleyeceğiz."

Ortadoğu'da etnik ve mezhebi ayrılıklara dayalı çatışmaların ve dışlayıcı yaklaşımların karşısında sosyal bütünleşmeyi ve kapsayıcı siyasi birliğin destekleneceği belirtilen programda, şunlar kaydedildi.

"Etnik ve mezhebi çatışmaları insanlık için bir felaket olarak görüyoruz. Bölgemizde bu tarz çatışmaların sona ermesi için gayret göstermeye devam edeceğiz. Suriye'de 5 yıldır devam eden ihtilaf, her geçen gün daha da derinleşen insani yıkımın yanı sıra, gerek ulusal güvenliğimiz gerek bölgesel ve küresel güvenlik ile istikrar açısından oluşturduğu risk ve tehditler bakımından gündemimizdeki ağırlıklı yerini korumaktır. Suriye'de kalıcı istikrar ve barış için Suriye halkını rızasına dayalı meşruiyeti sorgulanmayacak bir geçiş hükümetinin kurulmasıyla akabinde yeni bir Anayasa ve seçimler ile gerçek bir siyasi dönüşümün hayata geçirilmesi için çabalarımız kararlılıkla sürdürülecektir."

Irak'ın toprak bütünlüğünün adem-i merkeziyetçi bir anlayışla korunması, ülkede kalıcı güvenlik ve istikrarın tesisi, demokrasinin güçlendirilmesi ile iç barış ve ulusla uzlaşının sağlanması, komşularıyla ve uluslararası toplumla bütünleşerek bölge açısından güvenlikle, refah yaratan ve Türkiye'ye yönelik her türlü terör tehdidinden arındırılmış bir devlet haline dönüştürülmesinin Irak'a ilişkin dış politikanın temel ilkeleri olmayı sürdüreceği kaydedilen programda, bu ilkeler çerçevesinde Irak'ın karşı karşıya bulunduğu ciddi tehdit, kriz ve sınamalar karşısında Irak'ın tüm kesimlerini ayrım yapmaksızın kucaklayan bir siyasi iktidar tesis edilmesine destek vermeye devam edileceğinin altı çizildi.

Ortadoğu'da kalıcı istikrarın sağlanması, Filistin sorununun adil, kapsamlı ve yaşayabilir bir çözüme kavuşturulmasıyla mümkün olacağı belirtilen programda, "Başta Filistin makamları olmak üzere, İslam ülkeleriyle işbirliği içerisinde Harem-i Şerif'in kutsiyetinin ve statüsünün muhafazası bölgesel siyasetimizdeki öncelikli konumunu koruyacaktır." ifadeleri kulanıldı.

Programda, uluslararası ambargoların kalkması ile komşu İran'da ekonomik gelişmenin ivme kazanmasının beklendiği belirtilerek, "İran ile ilişkilerimizin ve ekonomilerimizin birbirini tamamlayacı özelliği ve coğrafi avantajlarımızdan yararlanmak suretiyle, ticaret, turizm, enerji, ulaştırma gibi alanlar başta gelmek üzere geliştirilmesine yönelik çalışmalarımızı sürdüreceğiz." vurgusu yapıldı.

Programda, kardeşlik bağlarına ve akrabalık ilişkilerine sahip olunan Kuzey Afrika ülkelerindeki gelişmeleri yakından takip ederek, bu ülkelerin istikrarlı gelişmelerine katkının sürdürüleceği kaydedilen programda, bu anlayışla Libya'da tüm kesimleri kucaklayan kapsamlı bir hükümet önderliğinde ülkenin özlem duyduğu refah ve süküneti sağlama ve birlik oluşturma sürecinde Libya halkının yanında olmaya devam edileceği vurgulandı.

- "HEDEFİMİZ CUMHURİYETİMİZİN 100. YIL DÖNÜMÜNÜ AB ÜYELİĞİ İLE TAÇLANDIRMAKTIR"

Programda, Ukrayna’da devam eden krize uluslararası hukuk temelinde, toprak bütünlüğü ve Minsk anlaşmaları ve uluslararası hukuk temelinde, diplomatik yöntemlerle çözüm bulunması amacıyla yürütülen çalışmalara devam edileceği vurgulandı.

Türkiye’nin bu kapsamda, Kırım’da soydaş Kırım Tatar Türklerinin güvenlik ve refahının temini, hak ve çıkarlarının genişletilerek güvenliğe kavuşturulması ve Kırım’daki kaygı verici baskı ve ihlallerin son bulması yönünde, ikili ve çok taraflı zeminlerde gerekli girişimlerde bulunmayı sürdüreceğinin altı çizildi.

Güney Kafkasya’daki anlaşmazlıklara da değinilen programda, barışçıl yollardan çözüm için Azerbaycan topraklarındaki Ermenistan işgalinin sona erdirilmesi ve iki ülke arasındaki gerginliklerin sonlanması için çaba göstermeye devam edeceği kaydedildi. Programda, “Ermenistan’ın karşılıklı yarar ve işbirliğinin önünü açacak şekilde kapsayıcı bir adil hafıza arayışı içerisinde tarihi araştıran bir anlayışa yönelmesini ve açılımlarına karşılık vermesini bekliyoruz." ifadelerine yer verildi.

Avrupa Birliği sürecine yeni bir ivme kazandırmak ve her alanda reform çalışmalarını hızlandırmak amacıyla hazırlanan eylem planını uygulamaya devam edileceği vurgulanan programda, “Hedefimiz Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünü AB üyeliği ile taçlandırmaktır." değerlendirmesinde bulunuldu.

Müttefik ABD ile çok geniş bir coğrafyada yürütülen yakın işbirliğinin geliştirilerek sürdürülmesinin önem taşıdığı belirtilen programda, bu amaçla mevcut yapıcı diyalogun her seviyede devam ettirileceği, karşılıklı saygı ve ortak değerler ile müşterek çıkarlar temelinde yürüyen ilişkilerin her yönüyle ilerletilerek çeşitlendirilmesinin esas olduğu kaydedildi.

"ABD ile işbirliğimizin ekonomik, ticari ve yatırım boyutlarının da siyasi, askeri ve savunma ilişkilerimize uygun bir düzeye çıkarılması ile mevcut ekonomik potansiyeli ilişkilerimize yansıyacak şekilde hayata geçirilmesi hedeflenmektedir." ifadeleri kullanılan programda ABD’nin AB ile arasındaki transatlantik ticaret ve yatırım ortaklığı anlaşmasının yürürlüğe girmesinin Türkiye’nin dış ticareti üzerinde olumsuz etkilere neden olabileceğine dikkat çekildi.

Programda, bu nedenle gümrük birliğinden kaynaklanan yükümlülükler ve Türkiye’nin ekonomik çıkarları çerçevesinde söz konusu anlaşmaya paralel olarak ABD ile ayrı bir STA imzalanması veya ABD ile AB arasındaki müzakerelere katılım gibi seçenekler üzerinde çalışılmaya devam edileceği bildirildi.

Rusya ile ilişkilere de değinilen programda, "Rusya ile ilişkilerimizi karşılıklı diyalog kanalını açık tutarak, ilişkilerimizi normalleştirme ve asgari müştereklerde buluşarak ortak menfaatler temelinde geliştirme yönündeki irademizi sürdüreceğiz.” ifadelerine yer verildi.

Programda, Türkiye ile AB arasındaki ilişkiler de ele alınarak, şunlar kaydedildi:
"AB ile pozitif gündemi, ilişkilerimizin temellerini sağlamlaştırmak için uzun vadeli bir anlayışla kuvvetlendirmeye çalışırken, aynı olumlu ve yapıcı tutumu, AB tarafında da görmek istiyoruz. İlişkilerimiz karşılıklı saygı ve saydamlık içerisinde ilerletilmelidir. Üzerinde uzlaşılan hususlarda sonradan, sübjektif siyasi mülahazalarla değişikliğe gidilmesi, karşılıklı güveni zedelemektedir.

Örneğin, ülkemizin vize muafiyeti konusunda yaptığı özverili çalışmalar, AB tarafından hak ettiği karşılığı bulamamıştır. Türkiye olarak karşılıklı saygı ve güven temelinde olumlu çaba sarfetmeye devam ederken, aynı yaklaşımı AB kurumlarından ve üye ülkelerden de beklemekteyiz.”​

GÜÇLÜ TÜRKİYE

65. Hükümet programında, "Hükümet olarak geçmişten devraldığımız coğrafi ve kültürel mirasımızı, dış politikamız açısından da güçlü bir zemin olarak değerlendirmek gerektiğini düşünüyoruz. Küresel düzeyde en geniş temsiliyete sahip uluslararası barış, kalkınma ve insani hakların korunması alanlarından her birinde, etkin ve görünür katkıları sağlayarak, bu örgütle işbirliğimizi ileriye taşımaya devam ediyoruz." ifadelerine yer verildi.

Başbakan Binali Yıldırım'ın TBMM'de sunumunu yaptığı 65. Hükümet Programı'nda "Güçlü Türkiye" başlıklı bölümde dış politikaya yönelik değerlendirmelere yer verildi.

Afrika kıtasının, dış politikada özel ve öncelik verilen bölgelerden biri olduğu vurgulanan programda, Afrika ülkeleriyle 20 milyar seviyesine çıkan toplam ticaret hacmini daha da yukarılara çekmek için gayret gösterileceği belirtildi.

Programda, Türkiye’nin Afrika Birliği ile 2008 ve 2014 yıllarında düzenlediği “Afrika Ortaklık Zirveleri”nde Afrika’nın ihtiyaçları çerçevesinde ortaya konan, kapasite gelişimi, ekonomik, ticaret, güvenlik, barış, kültür, altyapı ve sosyal alanlarda somut kalkınma projelerini, işbirliği halinde hayata geçirmeye devam edileceğinin altı çizilerek, TİKA ve diğer kurumların başta Somali olmak üzede Afrika ülkelerindeki kalkınma odaklı insani yardımlarının sürdürüleceği ifade edildi.

Türkiye’nin 2002’den bu yana ticaret hacminin yüzde 8,7 kat arttığı Asya-Pasifik bölgesiyle ilişkilerin derinleştirilmesi ve güçlendirilmesi yönündeki çalışmaların sürdürüleceği belirtilen programda, son 5 yılda bölgenin önemli ülkelerinden Çin ile stratejik işbirliği, Japonya, Kore Cumhuriyeti, Endonezya, Malezya ve Singapur’la da stratejik ortaklık düzeyine yükseltilen işbirliğinin daha da ileri taşıması öngörülürken, “dost ve kardeş” ülke Afgan halkının ihtiyaç duyduğu sürece, kalıcı barış ve istikrarın tesisi amacıyla, bu ülkede yürütülen güvenlik ve kalkınma amaçlı çabalara desteğin süreceği bildirildi.

Programda, Türkiye ile Pakistan arasındaki ilişkilerin her alanda geliştirilmeye devam edileceğine vurgu yapılarak, “Ayrıca, bu ülkenin karşı karşıya bulunduğu sınamaları aşma yönündeki çabaları da desteklemeye kararlıyız.” ifadesi kullanıldı.

Hindistan’la ilişkilerin ortak menfaatler çerçevesinde her alanda geliştirmeyi öngörüldüğüne atıfta bulunan programda, "Bu çerçevede tüm coğrafyayı kapsayan, tarihi İpek Yolu üzerinde yer alan ülkelerle siyasi, ekonomik, ticari, sosyal ve kültürel ilişkilerimizi geliştirmeye yönelik tüm girişimlerimizi sürdürecek ve 'Orta Koridor' girişimimizin hayata geçirilmesine yönelik politikalarımızı yoğunlaştıracağız" ifadeleri kullanıldı.

Latin Amerika ve Karayipler ile Türkiye’nin ticaret hacminin son on yılda 9 kat artarak, 7 milyar seviyesine ulaştığının belirtildiği programda, bölge ülkeleriyle ilişkilerin karşılıkla saygı ve işbirliği temelinde daha da geliştirme çabalarına devam edileceğine işaret edildi.

OECD ülkeleri arasında en hızlı enerji talep artışına sahip olan ülkenin Türkiye olduğuna dikkat çekilen programda, "Bu verilerden hareketle, yerli ve yenilenebilir kaynaklardan artan ölçüde yararlanmaya, ayrıca nükleer enerjiyi sepetimize eklemeye yönelik çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Ayrıca ülkemizin doğu-batı ve kuzey-güney eksenlerinde üretici ve tüketici ülkeler arasında güvenilir bir enerji ticaret merkezi olması yönündeki çabalarımızı da devam ettireceğiz.” ifadeleri yer aldı.

"Refah artışını sadece kendi milletimizi için değil, tüm insanlık için istiyoruz.” ifadesi kullanılan programda, ırk, din, dil ve köken ayırt etmeksizin, Türkiye’nin yakın çevresinden başlayarak, tüm dünyada açlıkla, yoksullukla, çatışmalarla, afetlerle ve diğer küresel sorunlarla mücadeleyi sürdüreceği kaydedildi. Programda, bu anlayışla, başta en az gelişmiş ülkelerde yaşayanlar başta olmak üzere küresel düzeyde refahtan pay alma çabasında olan tüm insanlara yardımcı olmanın hedeflendiği belirtildi.

Türkiye'de uluslararası işbirliğine dönük farkındalığın arttırılması ve Türkiye ile paydaş ülkeler arasındaki tarihi bağlar ve kültürel işbirliğinin güçlendirilmesi yönündeki çalışmaya devam edileceği belirtilen programda, şunlar kaydedildi:

“Kamu kurumları, özel sektör ve STKlarda uluslararası işbirliği alanında kurumsal ve sosyal kapasitenin geliştirilmesi, ulusal ve uluslararası kamuoyunda farkındalığın artırılması ve Türkiye'nin uluslararası kalkınma işbirliği kuruluşları için bölgesel merkez haline gelmesi amacıyla, 'Kalkınma İçin Uluslararası İşbirliğinin Geliştirilmesi Öncelikli Dönüşüm Programı'mızı hayata geçireceğiz.

Türkiye'nin uzmanlık birikimine sahip olduğu belirli alanlarda, 'Bilgi ve Tecrübe Paylaşım Programları' başlatacağız. Eğitimde uluslararası hareketlilik ve işbirliği desteğini sağlayacağız. İlk ve orta öğretimde, küresel farkındalığı artırmaya dönük eğitimler vereceğiz. ‘Küresel Toplumla İletişim Stratejisi” hazırlayacağız. Üniversitelerde, uluslararası işbirliği araştırma merkezleri ve yüksek lisans programları oluşturacağız. Ülkemizin ev sahipliğinde gerçekleşen, Dünya İnsani Zirvesi sonuçları ışığında, Türkiye'nin acil ve insani yardım kapasitesini gözden geçirecek ve güclendirecegiz."

- BÖLGESEL VE ULUSLARARASI İŞBİRLİKLERİ

Uluslarası toplumun saygın bir üyesi olarak Türkiye'nin, bölgesinde ve küresel düzeyde işbirliklerini, gerek insani kalkınma gerek ekonomik refahı arttırma perspektifiyle güçlendirilmesi, hükümetin dış politikada en önemli önceliklerinden olacağının ifade edildiği programda, şu unsurlara yer verildi:

"Hükümet olarak geçmişten devraldığımız coğrafi ve kültürel mirasımızı, dış politikamız açısından da güçlü bir zemin olarak değerlendirmek gerektiğini düşünüyoruz. Küresel düzeyde en geniş temsiliyete sahip uluslararası örgüt olan BM'nin üç ana kulvarını oluşturan uluslararası barış, kalkınma ve insani hakların korunması alanlarından her birinde, etkin ve görünür katkıları sağlayarak, bu örgütle işbirliğimizi ileriye taşımaya devam ediyoruz. AB ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) gibi yapılar başta olmak üzere, ülkemizin çok uluslu platformlarda etkinliğini yükseltmeyi hedefliyoruz. G-20 gibi önemli mekanizmalarda faal biçimde rol alarak, ülkemizin önceliklerini ve küresel meselelere ilişkin perspektifini güçlü bir şekilde ortaya koyuyoruz."

Türkiye'nin bölgesel ve küresel istikrara yönelik asimetrik tehditlerele mücadeleye önemli katkı sağlayan bir üstlenmeye devam edeceğinin altının çizildiği programda, bu bağlamda örgütlü suç ve terörle mücadele konusunda diğer ülkelerle ikili temelde yürüttülen işbirliğinin pekiştirileceği kaydedildi.

BM, AGİT, Avrupa Konseyi ve NATO gibi uluslararası örgütler ve terörle mücadele amaçlı uluslararası koalisyonlar kapsamında sağlanan katkının sürdürüleceği belirtilirken, Terörle Mücadele Küresel Forumu'na katkıların devam edeceği ifade edildi.

- TÜRKİYE'NİN AB'YE ÜYELİK HEDEFİ

Türkiye'nin stratejik hedefleri arasında yer alan AB üyeliği doğrultusundaki kararlığın sürdürüleceğinin aktarıldığı programda, Türk vatandaşlarının Schengen bölgesinde vize muafiyeti sağlanması için çalışmalara devam edileceği belirtildi.

Programda ayrıca, AB katılım müzakereleri ve müktesebata uyum çalışmalarının sürdürülmesi, katılım öncesi mali yardımların etkin şekilde kullanılması ve Türkiye'nin yeni AB iletişim stratejisinin uygulanmasının öncelikli hedefler arasında yer aldığı kaydedildi.

Türkiye'nin bütçesine en çok katkıda bulunan ülkeler grubuna katıldığı Avrupa Konseyi içinde ortak değerler kapsamında, Avrupa mimarisine katkının pekiştirileceği, Avrupa Konseyi bünyesindeki sözleşmelerin hazırlanması ve uygulanmasına yönelik katkıların devam edeceği belirtildi.

Programda, küresel planda artan çatışmaların önlemesi ve barışçıl yollarla çözülmesi amacıyla, BM platformunda başlatılmasında önemli rol alınan "Medeniyetler İttifakı" ile "Barış için Arabuluculuk" gibi girişimlere öncülük edilmeye devam edileceği vurgulandı.

- TÜRKİYE'NİN İİT DÖNEM BAŞKANI OLMASI

Türkiye'nin 2 yıllığına dönem başkanı olduğu İİT içindeki işbirliği ve dayanışmanın derinleştirilmesi, İslam dünyasında barış ve huzurun güçlendirilmesi ve Zirve'de kabul edilen belgelerin uygulanmasının takip edileceği kaydedilirken, Türkiye'nin ev sahipliğinde gerçekleşen En Az Gelişmiş Ülkeler Zirvesi gibi zirvelerle Türkiye'nin az gelişmiş ülkelere verdiği önemin pekiştirilmesi ve bu ülkelerin görünür kılınmasının amaçlandığı belirtildi.

Programda, sonuncusu Türkiye'nin ev sahipliğinde gerçekleşen, G20 Zirvesindeki taahhütlerin etkin şekilde uygulanması ve ekonomik büyümenin itici gücü olarak yatırımların arttırılmasın da 65. Hükümet programının öncelikleri arasında yer alacağı bilgisi paylaşıldı.

Önümüzdeki dönemde, bazı ülkelerle imzalanan Serbest Ticaret Anlaşmalarına (STA) "hizmet ticareti ve yatırım" bölümleri eklenmesine ilişkin çalışma ve müzakerelerin başlatılmasının hedeflendiğinin kaydedildiği programda, "Hizmet ticareti ve yatırımlara ilişkin hükümler içeren yeni STA'lar yapılmasına dönük gerekli analizleri de tamamlayacağız." ifadelerine yer verildi.

Ç​ağın en önemli sınamalarından biri olan iklim değişikliğiyle mücadelede uluslararası toplumun sarf ettiği çabalara etkin biçimde katılmaya devam edeceği belirtilen programda, AK Parti hükümetinin çeşitli ülkelerdeki insan hakları ihlallerinin dünya kamuoyunun dikkatine getirilmesi ve bu ihlaller hakkında başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası platformlarda kararlar çıkarılmasında aktif rol oynamaya devam edeceği vurgulandı.

Programda, yurt dışında yaşayan vatandaş , soydaş ve akraba topluluklara ilişkin olarak yapılacak düzenlemeler de şu şekilde sıralandı:

"Türkiye’den borçlanarak emekli olan yurt dışındaki emeklilerin bulundukları ülkelerde yarı zamanlı çalışabilmeleri için ikili anlaşmalarımız çerçevesinde gerekli çalışmaları yapacağız. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın tanıma ve tenfiz davalarının, onları mağdur etmeyecek bir sürede sonuçlanması için gerekli yasal düzenlemeleri yapacağız. Yurt dışından alınan meslek diplomalarının Türkiye’de meslek lisesi diplomasına denk olarak tanınması ve yurt dışı vatandaşlarımızın bulundukları ülkelerde edindikleri meslek diplomaları ve ustalık belgelerinin Türkiye’de kazanılmış diplomalarla denk kabul edilmesi için gerekli çalışmaları tamamlayacağız.
Üniversitelerin yurtdışında yerleşke açabilmesi için yasal düzenlemeleri gerçekleştireceğiz. Devlet üniversitelerinin vatandaşlarımızın yoğun yaşadığı ülkelerde hizmet vermesini sağlayacağız."

Yunus Emre Enstitüleri’nin tüm dünya genelinde artırılacağına da işaret edilen programda, ayrıca, soydaş topluluklara mensup öğrencilerin ülkelerinde yükseköğretim görmelerini teşvik etme maksadıyla "Yerinde burslandırma” uygulamasının başlatılacağı ifade edildi.

Programda, “Çeyiz hesabı ve konut destek hesabı ile benzeri uygulamaların, doğum hediyesi uygulamasında olduğu üzere, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız da istifade edeceklerdir." ifadeleri kullanıldı.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23