• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Bakan Tunç'tan Demirtaş açıklaması: Karar mahkemenin önünde, hep beraber bekleyeceğiz!

Yeniakit Publisher
Haber Merkezi Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
Bakan Tunç'tan Demirtaş açıklaması: Karar mahkemenin önünde, hep beraber bekleyeceğiz!

Basın mensuplarıyla Antalya’da bir araya gelen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, CHP Genel Başkanı Özel'in, İBB’deki yolsuzluk soruşturmalarını başından itibaren "adli değil, siyasi" gibi aktarmaya çalıştığını belirterek "Ortaya çıkan iddianame ile İBB Başkanı'nın suç teşkil ettiği iddia edilen suçlamalara herhangi bir şey söylemiyor. Tamamen suçlamaları reddediyor. Bunu yaparken de yargı mensuplarına hakaret, tehdit ediyor. Bunlar kabul edilebilecek şeyler değil" ifadelerini kullandı. Tunç, AİHM’in kesinleşen Selahattin Demirtaş kararı için ise “Mahkemenin önünde. Hep beraber bekleyeceğiz” dedi.

Adalet Bakan Tunç, Antalya’da düzenlenen Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfındaki Yargı Teşkilatı Toplantısı'nda basın mensuplarıyla bir araya geldi, soruları yanıtladı, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Adalet sistemiyle ilgili bir dezenformasyonun, adalete güvensizliğe neden olacağına işaret eden Tunç, "Zaten bu dezenformasyonu yapanların amacı da bu. ‘Ceren Özdemir'in katili açık cezaevine çıktı. Yakında topluma karışacak. Katiller aramızda dolaşıyor’ şeklinde bir dezenformasyon yayıldı. Oysa katil halen yüksek güvenlikli cezaevinde ve çıkması da mümkün değil. Ama ne oldu o yayın? Milyonlara yayıldı. O yayının altına yorumlar yapıldı. 'İşte adalet! Türkiye'de hukuk yok' vesaire. Tabii, ne oluyor o zaman? Adalete güven zedeleniyor” şeklinde konuştu.


 11. YARGI PAKETİNDE NELER VAR?

"11. Yargı Paketi'nde bilişim suçlarıyla ilgili düzenlemelerimiz var" ifadelerini kullanan Tunç, "Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) bilişim suçlarıyla ilgili yapılan düzenlemeler, daha detaylı yapacağımız düzenlemeler" dedi.

Tunç, suç örgütlerine ilişkin düzenlemeler içeren TCK 220. maddede düzenlemelerin yer alacağını vurgulayarak, "Milletvekillerimiz şu anda bunu teklife daha dönüştürmedi. 11. Yargı Paketi'nde olacak. Çocukları suça sürükleyen, suçta çocukları araç olarak kullananlarla ilgili cezaların arttırılması söz konusu” dedi.

Tunç, düzenlemelerin ayrıntılarını paylaştı: "Örgüt kurma ve yönetme suçunun cezası 4 yıldan 8 yıla kadar hapis iken 5 yıldan 10 yıla çıkartılacak. Örgüt üyeliği suçunun cezasının üst sınırı 4 yıl hapis iken 5 yıl hapis cezası olarak belirlenmektedir.

Yine örgütün silahlı olması halinde cezada dörtte birinden yarısına kadar yapılan artırım, sadece yarısı oranında olacak şekilde düzenlenmektedir. Buna göre silahlı bir örgütü yöneten kişiye 5 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası verilirken teklife göre 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis cezası verilebilecektir.

Diğer yandan, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarda çocukların araç olarak kullanılması halinde, örgüt yöneticilerine verilecek cezanın yarısından bir katına kadar artırılacağı kabul edilmektedir. Buna göre 7 yıl 6 ay olacak alt sınırdaki hapis cezası 1/2 oranında artırılırsa 11 yıl 3 ay; 15 yıl olacak üst sınırdaki hapis cezası bir kat artırılırsa 30 yıl olabilecektir."

 ÖZGÜR ÖZEL’E İBB TEPKİSİ: KABUL EDİLEMEZ

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) ilişkin başlatılan soruşturmaların başından itibaren konuyu "adli soruşturma değil, siyasi amaçla yapılmış soruşturma" gibi aktarmaya çalıştığını, bu yönde algı çalışması yaptığını da kaydeden Adalet Bakanı Tunç,

"Ortaya çıkan Beşiktaş iddianamesi var, İBB Başkanı'nın yaptığı, suç teşkil ettiği iddia edilen suçlamalar var. Bunların esasıyla ilgili herhangi bir şey söylemiyor. Tamamen suçlamaları reddediyor. Bunu yaparken de yargı mensuplarına hakaret ediyor, tehdit ediyor. CHP İstanbul İl Başkanlığı ile ilgili valiz dolusu paralar, nereden alındı, nasıl toplandı, kimler buraya getirdi bunları gündeme getirmiyor. Sanki hiç ortada suç yokmuş da haksız bir şekilde üzerine gidiliyormuş bir algı oluşturuyor. Bunlar doğru değil. Ayrıca ilk derece mahkemesinde iş bitmiyor ki. Bunun istinafı var. Yargıtayı var. Tüm bu süreçler kendi yargı mekanizması içerisinde yürüyecek konular. Olayı farklı bir tarafa çekerek, özellikle kamuoyunu bu davalar bakımından etkilemeye çalışan bir siyaset izleniyor. Bu doğru değil" dedi.


ATIALACAK ADIMLAR MİLLETİ RAHATSIZ ETMEYECEK

Tunç, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'na davet edildiği anımsatılarak yöneltilen soru üzerine, terörle mücadelede 40 yılı aşkın sürede şehitler verildiğini, Türkiye'nin trilyonlarca kaybının olduğunu vurgulayarak, "İstiyoruz ki bundan sonra terör diye bir problemimiz kalmasın.

Terörü sonlandırma noktasında önemli aşamalar kaydettik. Teröre zemin hazırlayan, o teröre mazeret olarak gösterilen bütün unsurları ortadan kaldırdık. Demokratikleşme adımları atıldı, Kürtçe yasakları kaldırıldı. Devlet Bahçeli'nin gruptaki çağrısı çok cesurca, tarihi bir çağrıydı. Milli birlik, kardeşlik vurgusu tüm bunlarla beraber yaklaşık bir yıllık süre içinde terör örgütü İmralı'da açıklama yapıldıktan sonra kendini feshetti. Silahları yakmayla ilgili bir görüntü gördük, çekilmeyle ilgili açıklamalar oldu. Burada silah bırakma süreci önemli. Milli İstihbarat Teşkilatımız, Milli Savunma Bakanlığımız süreci izliyor. Yani 'Terör örgütü silah bırakırsa kanun çıkacak' gibi pazarlık söz konusu değil böyle hukuk devleti olmaz. Böyle bir pazarlık sürecine devlet girmez. Komisyon süreci önemli, herkes dinlendi. Rapor hazırlanacak ve orada çizilecek yol haritası çerçevesinde yasal düzenleme gerekiyorsa zaten Meclis bu konuda adım atacaktır. Burada özellikle milletimizin hassasiyetleri bizim için önemli. Bu sürecin onları rahatsız edecek bir noktaya gelmemesi önemli. Bu konuda özellikle hassas davranarak milletimizin isteği doğrultusunda biz yol alacağız."


DEMİRTAŞ KARARI

Tunç, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkındaki ihlal kararının istinaf mahkemesine ulaşıp ulaşmadığı yönündeki soru üzerine Bakan Tunç, "AİHM'in tek kararı değil bu biliyorsunuz. Yani Öcalan kararı da var geçmişte, Kavala kararı da var. Bakanlar Komitesi'nde görüşmeleri devam edenler de var. Hepinizin bildiği gibi Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinde 16 Mayıs 2024'te Demirtaş ve arkadaşları Kobani davasında mahkum olmuştu. Bir kısım sanıklar süreli hapis cezaları ve beraatler de almıştı. Şimdi bu dosya Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Ceza Dairesinde görülüyor. ‘Özgürlük ve güvenlik hakkı ihlal, tutuklamaya yönelik ihlaller’ iddiasıyla AİHM'e yapılan başvuruda Mahkeme'nin ihlal kararı verdiğini biliyoruz. Bu daire kararına itiraz edilecek mi, edilmeyecek mi gibi bir kamuoyunda tartışmalar oldu. Burada bu süreçlerde biz daire kararlarının Genel Büyük Daire'de görüşülmesini istiyoruz. Büyük Daire'ye gitmeden önce 5 kişilik bir panel var. Bu panel 'Görüşülmesine gerek yok' dedi ve daire kararı kesinleşti. Daire kararı şu anda Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Ceza Dairesi tarafından değerlendirilecek. Demirtaş'la ilgili ilk derece mahkemesinde hüküm verildi, Demirtaş'ın "hükümözlü" sıfatıyla dosyası istinafta. Buradaki değerlendirme şu anda mahkemenin önünde. Mahkeme ne karar verecek hep beraber bekleyeceğiz" dedi.

AİHM KARARLARINA UYMA ORANIMIZ YÜZDE 91

Tunç, "Türkiye'nin AİHM kararlarına uymayan bir ülke" olduğu yönünde bir genelleme yapıldığını belirterek, bunun doğru olmadığını söyledi. Her ülkenin uymadığı kararların bulunduğunu dile getiren Tunç, şunları kaydetti: "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne taraf olan ülkelerin karara uyma ortalaması yüzde 79. Türkiye'nin uyma oranı ise yüzde 91. Türkiye'de bazı davalar, özellikle dışarıdan da çok siyasallaştırılıyor. O siyasallaştırılan davalar öne çıkarılarak sanki Türkiye Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının hiçbirine uymuyor gibi bir algı çalışması yapılıyor."


YENİ ANAYASA

Yeni anayasa konusunda da konuşan Tunç, "'Türkiye Yüzyılı, Cumhuriyetimizin 2. yüzyılına girdik' diyoruz. 'Artık darbeler devri kapanmıştır' diyoruz. Biz darbecilerin yazdırdığı bir Anayasa'yla yönetiliyoruz. Mevcut Anayasa millet tarafından, milletin temsilcileri tarafından yazdırılan bir anayasa değil. 1982 Anayasası’nı millet oy verip kabul etmek zorunda kaldı ama bir an önce demokratik siyasi hayata geçebilmek için kabul ettiği bir anayasa. Sadece darbeciler tarafından yazdırılmış olması bile tek başına Anayasa'nın değişmesi için yeterli bir sebep. Diğer yandan, yamalı bohça gibi. 170 küsur madde var, 180 değişiklik var. Yani, maddeden fazla değişiklik yapılmış. Mülga maddeler var, sıkıyönetimle ilgili maddeler var ama hep boş maddeler. Amacımız anayasada yeknesaklığı oluşturmak, sonradan oluşan kurumların diğer maddelerle uyumunu sağlamak, yeni krizlere yol açmamak. Hem de demokratik, sivil, katılımcı bir anlayışla yeni anayasayı milletin temsilcileri ile yazıp millet tarafından onaylanmasını sağlamak. Böyle bir Anayasa, Türkiye Cumhuriyeti devletinin ikinci yüz yılının başlangıcında çok büyük kazanç olur. Temel hak ve özgürlükleri önceleyen, her kesimin kendini içinde bulduğu, toplum sözleşmesi hüviyetinde bir anayasayı Türkiye'nin yapabilir.

İç Hizmet Kanunu 35. madde daha önce hep darbelere gerekçe gösterildi. Bu madde 14 Temmuz 2016'da yürürlükten kaldırdık. Ertesi gün darbe girişimi yaşandı. Sıkıyönetimi düzenleyen maddeler kaldırıldı, darbeciler yargılanamaz denilen maddeler kaldırıldı. Milli Güvenlik Kurulu'nun yapısı, Yüksek Askeri Şura'nın yapısı, askeri yargının kaldırılması, bunlar çok demokratik adımlar ama bunlar hep muhtelif zamanlarda farklı gerekçelerle yapabildiğimiz ilerlemeler. Diyoruz ki artık topyekun Millet Meclisi'nde milletvekillerimizin uzlaşmasıyla bir anayasa yapalım. Terörsüz Türkiye konuştuğumuz şu ortamda, milletvekillerimiz yeni anayasa çalışması içerisinde olursa ve bu konuda uzlaşma sağlanırsa inşallah milletimize olan borcumuzu yerine getirmiş oluruz" dedi.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Hani hakimler ve yargı organları tarafsızdı

Daha önce Demirtaş senelerce içeri tıkılırken verilen cezalar tarafsız hakimlerce verilmedi mi? Neden şimdi o kararlar geçersiz olacak. O zamanlar bu adam terörist diye yazanlar ve bir taraflarını yırtanların bugün kalemleri yazmaz dilleri lal oldu...

siyasi islamcıların yönettiği ülkelrde normal

anayasa mahkemsini tanımıyorlar demirtası bekliyor bakan cıkınca çiçek verecek galiba müslüman kürtlerde seyirci ne diyelim naraları atanlar yahudi ermeni kürtleri
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23