• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

‘Atama’ bahanesiyle okullara siyaset sokma peşindeler! Seküler yobazlar ‘milli” eğitime karşı

Yeniakit Publisher
Haber Merkezi Giriş Tarihi:
‘Atama’ bahanesiyle okullara siyaset sokma peşindeler! Seküler yobazlar ‘milli" eğitime karşı

Göreve geldiği günden beri eğitimi millileştirmeye çalışan ve Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile şuurlu nesiler yetiştirmeyi hedefleyen Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e yönelik laikçi ataklar bitmek bilmiyor. Yolsuzluklarla çalkalanan CHP’nin üniversiteleri karıştırma hamlesi, arka bahçesi konumundaki sol sendikaların da desteğiyle liseler de karıştırılmak isteniyor.

HABER MERKEZİ

Göreve geldiği günden beri eğitimi millileştirmeye çalışan ve uygulamaya aldığı Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile şuurlu nesiller yetiştirmeyi amaçlayan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e yönelik laikçi ataklar bitmek bilmiyor. ÇEDES projesi kapsamında çocukların milli ve manevi eğitim almasından rahatsız olan laikçi yobazlar, görev süresi dolduğu halde köklü liselerdeki öğretmenlerin yüzde 80’ine dokunulmadığı gerçeğini görmezden gelerek, rutin atamalar üzerinden Bakan Tekin’e saldırdılar. Sol sendikalar, marjinal eğilimdeki mezun dernekleri ve güdümlü medya, rutin atamalara “Bakan’ın derin operasyonu” manşetleriyle ve düzenledikleri protesto eylemleriyle gölge düşürmeye çalıştı. Milli Eğitim Bakanlığı üzerine son dönemde artan seküler baskıyı ve politik eylemleri gazetemize değerlendiren eğitimciler, milletin gönlünde müstesna bir yer edinen Bakan Yusuf Tekin’e yönelik ciddi bir itibarsızlaştırma operasyonu yürütüldüğünü söyledi.

BAKAN TEKİN, AZGIN AZINLIĞIN HEDEFİNDE

Konuyla ilgili gazetemize konuşan Eğitimci Yazar Adnan Kalkan, “Milli Eğitim Bakanlığı üzerine son zamanlarda ciddi itibarsızlaştırma operasyonları yapılıyor. Bu algı operasyonları, halkı bakan beye ve bakanlığa karşı kin ve nefrete sevk etme amacı taşıyor. Özellikle eğitimin en kritik noktasında yer alan ve asli görevi ‘eğitim yoluyla nesli geleceğe hazırlamak’ olan öğretmenlere yönelik protestolar, eğitimi siyasi ve ideolojik bataklığa çekmeyi amaçlıyor. Daha önce ‘okulu ve dersi boykot edin’ çağrısıyla öğretmenler üzerine oynayanlar şimdi de sanki ciddi bir mağduriyet varmış gibi atamalar üzerinden yürütülüyor. ‘Yüz binlerce öğretmen mağdur’ diye yaygara koparılıyor. Oysa bu sene görev süresi dolan öğretmen sayısı yaklaşık 38.000, yeniden ataması yenilenmeyen öğretmen sayısı ise sadece 6.000 civarıdır. Ayrıca bu öğretmenler zaten geçici süreyle nitelikli okullara atandıklarını bile bile talepte bulunuyorlar. Görev süresi dolunca yeniden atama yapılabildiği gibi yeniden atama olmama ihtimalini de biliyorlar. Ayrıca MEB görev süresi dolan öğretmenlere jest yapmış ve kendi istedikleri okulları tercih yolunu açmıştır. Meselenin özü bu iken algı yönetimi ile öğretmenler üzerinden prim yapıp, halkı bakan Yusuf Tekin ile karşı karşıya getirmeye çalışmak, Milli Eğitim Bakanlığına karşı kin ne nefrete sevk etmek kabul edilir ahlaki bir durum değildir.”

OKULA SİYASET SOKUYORLAR

Prof. Dr. A. Halim Ulaş ise şunları söyledi: “Eğitimde kalite tartışmalarında göz ardı edilen bir risk, öğretmenlerin aynı okulda uzun yıllar görev yapmasının getirdiği ‘mesleki atalet’ durumudur. Yapılan analizler, belirli bir süre sonunda, özellikle destekleyici olmayan kurumlarda öğretmenlerin motivasyon kaybı yaşayabildiğini, yeni yöntemlere karşı direnç geliştirebildiğini ve mesleki bir durağanlığa girebildiğini göstermektedir. Bilimsel araştırmalar, bu durumu kronikleşen stresin yol açtığı, duygusal tükenme ve duyarsızlaşma gibi boyutları olan öğretmen tükenmişliği sendromuyla ilişkilendirmektedir. Bu durum, sadece öğretmenin kendi gelişimini engellemekle kalmaz, okulun yenilikçi kapasitesini de sınırlar. Örneğin Japonya, öğretmenlerin farklı okul türlerinde deneyim kazanması ve durağanlığın önlenmesi amacıyla eyalet düzeyinde sistematik bir öğretmen rotasyon politikası uygulamaktadır. Bu nedenle, öğretmenlerin mesleki canlılığını koruyacak mekanizmalar üzerine düşünmek elzemdir. Bütün bu bilimsel dayanakla birlikte, okula, camiye, kışlaya siyaset sokmamak en temel vatandaşlık erdemidir. Ne hikmetse, birtakım siyasi paravan oluşumlar, mezun derneği vb isimlerle süreci maniple etmekte ve farklı amaçlara okulu, öğrenciyi alet etmektedir. Konu hukuki bir süreçtir, hukuki problemler sokakta değil yargıda çözülür.

MESELE ÖĞRETMEN ATAMALARI DEĞİL

Doç. Dr. Ahmet Kavlak da şu açıklamayı yaptı: “Proje okullarında süreli olarak görevlendirilen öğretmenlere, mağdur olmamaları için, süre bitiminden önce henüz kadrolar daha dolmadan tayin isteyebilme haklarını kullanabilmeleri maksadıyla erkenden tercih yapabilme hakkı verilmesini, siyasi bir karar olarak nitelendiren ve proje okullarına 4 yıl bittiğinde yer değiştirebilme şartıyla atanan öğretmenlerin, bu atama şartları hiç yokmuş gibi davranarak mağduriyet edebiyatına sarılmak ve 38 bin olan rakamı 200 bin olarak telaffuz ederek aslında meselenin öğretmeni kollamak değil, bağcıyı dövmek olduğunu gösteren bir siyasi anlayışın çirkin yüzüyle yine muhatap olmaktayız.”

UCUZ SİYASİ HESAPLAR

Öte yandan, olağan atamalar üzerinden yapılan provokatif eylemlere tepki gösteren Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen), öğrencilerin siyasi manipülasyonlara alet edilmemesi gerektiğini söyledi. Eğitim-Bir-Sen’den yapılan açıklamada, “Milli Eğitim Bakanlığının özel program ve proje uygulayan eğitim kurumlarına öğretmen ataması ve yönetici görevlendirme sürecinin istismar edilerek öğretmenlerimizin ve yöneticilerimizin haklı davalarının siyasi provokasyonlara alet edilmeye çalışıldığı kaygıyla izlenmektedir. Hukuken çocuk statüsünde bulunan ve karakter-psikolojik yetkinlikleri gelişme çağında olan lise öğrencilerinin, proje okullarına yönelik yönetici ve öğretmen atamaları bahane edilerek tıpkı Gezi Parkı kalkışması sürecinde olduğu gibi sokağa dökülmek istenmesi ve ucuz siyasi hesapların aracı haline getirilmeye çalışılması son derece yanlış ve kabul edilemez bir durumdur. Toplumun desteğini kazanacak politika üretemeyen bazı çevrelerin ve onların sivil toplum kuruluşu görünümlü uzantılarının proje okulları atamaları bahanesiyle lise öğrencilerini sokağa çekme girişimlerini ve çocuklarımızı siyasi manipülasyonların aracı haline getirme çabalarını şiddetle kınıyoruz. Çocuklarımızın ve ailelerinin bu tür kirli politik oyunların piyonu olmaktan kaçınacaklarına yürekten inanıyoruz.”

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

....

Muhalefetin Algı başarıları üst seviyede ....iktidar yöresel yemek tarifleri bide et yemekleri ekonomi bu kadar iyi iken

HİZİPSAVAR

her kim olursa olsun isterlerse genel başkanları olacak hödük dahil huzuru ve güveni bozmak için saldıran herkesi adalet ile yüzleştirin. hak hukuk adalet diyorlardı ya alın size adalet. bunu herkes bilir ki 5 yılı dolan öğretmen gider. hayırdır siz sadrazamanı sol kaşşağımısınız haddini aşan uyarıları dikkate almayan okuması gerekerken okulda değil soıkkkata vandallaık yapan kim varsa alayına ........
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23