Orta Afrika’da evleri, camileri, işyerleri basılıp tahrip edilen Müslümanlar, her şeye rağmen Orta Afrika’nın bağımsızlığının garantörü oluyor. Ülkede, Fransız askerleri ve Anti Balakalara ait bölgelerde altın ve elmas peşkeşleri sürerken, Müslümanlar ise düzenledikleri eylemlerle haykırıyor: “Fransa’ya Hayır!”
İki günlük yazı dizimizin son bölümünde hedef olan Orta Afrika topraklarını ve bu toprakların Müslümanlarını anlatıyoruz. İşte Orta Afrika’nın Müslümanları, bir uçtan diğer uca zenginlikler fışkıran toprakları ve anti balakaları...
Mazlumun dini sorulmaz, gereken anında yapılır… Elbette ki, Orta Afrika’da yaşanan olaylarda suç şebekeleri insan ayırt etmeden düşman bildikleri herkesi öldürmeye devam ediyorlar. Ancak bundan en çok etkilenen kesim ise Müslümanlar oluyor. Orta Afrika Cumhuriyeti’nde sürecin en şanssız kesimi, nüfusun yüzde 10’luk kısmını oluşturan Müslümanlar.
ANTİ BALAKALAR, İŞGALCİFRANSIZ ASKERİ GİBİ
Şu anki Cumhurbaşkanı Michel Djotodia’nın Müslüman olması bahane edilerek Anti Balakalar’ın okları Müslümanlara yönlendiriliyor. Son bir ay içinde ölen bini aşkın insanın çoğunu Müslümanlar oluştururken, Anti Balaka baskınlarında pek çok mescit ve cami de harap oldu. Tıpkı işgalci Fransız askerleri gibi camileri basıp ateşe veren Balakalar, ayrıca son bir senelik süreçte sık sık Müslüman işadamlarının işyerlerine de baskınlar düzenliyor. Müslüman kesim bu duruma sabır ve direniş ile karşılık verirken; olaylardan etkilenen güçsüz ve fakir insanların çoğu komşu ülke Çad’a kaçtı.
Ülkedeki Müslümanlar Anti Balaka terörüne karşı tam bir teyakkuz halinde beklerken, uzmanlar Müslümanların da saldırıya geçmesi durumunda Afrika’da yeni bir Ruanda katliamı yaşanmasından korkuyor.
Kriz vesilesi ile ilk adımımızı atabiliriz
Geçtiğimiz ay içinde Orta Afrika’ya yeni bir askerî güç çıkartan Fransa’nın gerçek hedefi ise hiç şüphesiz, ülkedeki kardeş kanının durması değil. İHH Afrika Koordinatörü Serhat Orakçı’dan dinleyelim: “Fransa açıktan olmamakla birlikte her iki taraf ile de görüşerek menfaatine geldiği gibi hareket ediyor. Adımlarını bu şekilde atıyor. Çatışmaların en şiddetli günlerinde Fransız firmaları el altından maden pazarlıkları yapıyor. Bunlar Afrikalılarca biliniyor. Kendince dengeleri koruyor. Oradaki gücünü emperyalist refleksleriyle koruma çabasında…”
Bu noktada Orakçı’ya “Türkiye nerede” diye soruyorum, şu cevabı veriyor:
“Türkiye’nin Orta Afrika’da bir büyükelçisi yok. THY’nin de direkt uçuşu yok. Türkiye’nin bölgede henüz bir varlığı yok... Ama yaşanan kriz vesile kılınarak ilk adımlarımızı atabiliriz. Kızılay, Diyanet Vakfı, AFAD, TİKA, artık faaliyette bulunmak için Orta Afrika’yı da düşünebilir. Biz bütün bu kurumlara da İHH olarak öncülük edebiliriz.”
-BİTTİ-
