• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Sivil anayasa istemeyen baro başkanı mı olur! Teröristleri biz değil, siz iyi tanırsınız

Yeniakit Publisher
Haber Merkezi Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
Sivil anayasa istemeyen baro başkanı mı olur! Teröristleri biz değil, siz iyi tanırsınız

İstanbul 1 No’lu Baro Başkanı İbrahim Kaboğlu, sivil anayasa yapılmasına karşı çıktığı açıklamasıyla yeniden gündeme geldi.

 yeniakit.com.tr 


İstanbul Barosu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, CHP yandaşı ANKA’ya yaptığı açıklamalarda yeniden gündeme geldi. Kaboğlu'nun geçmişteki açıklamalarını yeniden gündeme taşıyan Medyascope, artık herkese terörist yaftası vurulduğunu ileri sürdü. Aylar önce yapılan ancak bugün yeniden gündeme getirilen açıklamalarda Kaboğlu, “Çünkü terör yaftası o kadar kolay vuruluyor ki, kim teröristtir dediğimiz zaman, kim ki saray rejimini, kim ki Cumhur İttifakı’nı, kim ki Cumhur İttifakı görüntüsü altında parti başkanlığı yoluyla devlet başkanlığını ve yürütmeyi desteklemiyorsa ‘o teröristtir’ denebilecek bir eşiğe geldik. O nedenle çok dikkatli olmamız gerekiyor. Dayanışma halkalarını çok genişletmemiz gerekiyor” diye konuşmuştu.


Sivil anayasaya karşı

Türkiye’de yaşananların sorunların sorumlusu olarak Cumhur İttifakı destekçilerini gösteren Kaboğlu, herzelerine şöyle devam etmişti: “Neden o zaman 2017’de yapılan anayasa değişikliğine bile aykırı uygulamalar yapılıyor? Eğer 2017 gerçekten iyi idiyse o zaman neden sivil anayasa arayışı oluyor?”


Teröristlerin hamisi terör edebiyatı yapıyor!

İbrahim Kaboğlu’nun akılalmaz sözleri büyük infiale neden oldu. Zira Kaboğlu’nun başkanı olduğu İstanbul 1 No’lu Barosu, teröristlerin hamisi olmasıyla tanınıyor. Başı sıkışan tüm DHKP-C’lilerin yardımına koşan baro, terörist Ebru Timtik’in fotoğrafını binaya asarak alenen terör propagandası yapmıştı.
Ayrıca firari PKK’lı teröristleri “gazeteci” olarak lanse eden baronun sosyal medya hesabından yapılan skandal paylaşımlar da hafızalardaki tazeliğini koruyor.


Skandallar unutulmadı

İstanbul 1 No’lu Barosu’nun tartışmalı hamlelerini de getirdi. Baro, 2020’de binasına DHKP-C’li terörist Ebru Timtik’in posterini asarken, 2023’te Gezi hükümlüsü Can Atalay’ın tahliye edilmesi için eylem yapmıştı. Bununla da kalmamış, 2024’te Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde kılıç çatarak darbe tehdidinde bulunan cuntacı teğmenlere hamilik etmişti.

Baronun başındaki İbrahim Kaboğlu ise FETÖ’cü hakimlerin tutuklanmasına muhalefet etmiş, PKK bildirisini imzalayıp Kandil’in aparatı HDP’yle anayasa çalışması yapmaya kalkmıştı.

"Biz Kaboğlu'nu yıllardır biliyoruz"

Hukukçu Avukat Ertuğrul Akar, Kaboğlu’nun gündeme gelen sözleri hakkında yeniakit.com.tr’ye açıklamalarda bulundu.

Biz Kaboğlu’nu yıllardır biliyoruz. Kendisi Cumhuriyet Halk Partisi’nde milletvekilliği yapmış bir isimdir. Genel itibarıyla teröre ilişkin olumlayıcı ifadeleriyle tanınmaktadır. Hatta bir dönem baro başkanlığı görevinden de uzaklaştırılmıştır. Bu başlı başına ayıptır. Klasik Kemalist düşünceye sahip bir figürdür” diyen Akar, sözlerine şöyle devam etti:

Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin elçisi konumundaki bir kişi hakkında ortaya atılan ‘terörle yaftalama’ iddiası ise boş ve temelsizdir. Aksine, bu tür iddiaların hukuki zeminde soruşturulması gerekir. Zira PKK terör örgütüyle ve onu açıkça destekleyen HDP gibi yapılarla irtibatı olan kişilerin terör soruşturmalarında yer alması son derece hukuki ve meşru bir durumdur. Aklananlar zaten sürecin sonunda ortaya çıkar, aklanmayanlar ise hukuk çerçevesinde mücadelenin muhatabı olur.

Anayasa konusuna gelince, burada da hukuki usule uygun olmayan açıklamalar yapıldığını görüyoruz. ‘Sivil anayasa’ denilmesindeki temel amaç, darbe döneminde yapılmış bir anayasanın hem içerik hem de usul bakımından, yani Meclis tarafından ve sivil iradeyle yeniden yapılmasıdır. Demokrasiyi savunan herkesin bu usule destek vermesi gerekir.

Ancak Kemalizm’in demokrasi anlayışı, silah, katletme ve baskı yoluyla elde edilen bir çizgiden geçtiği için, darbe anayasasının bugün millet eliyle değiştirilmesi Kemalistleri korkutmaktadır. Bu son derece doğal bir sonuçtur. Vampir filmlerinde sarımsak nasıl korkutucuysa, Kemalizm için de demokrasi, insan hakları ve özgürlükler aynı şekilde rahatsız edicidir. Çünkü bunlar elitist bir yönetimin sağladığı konfor alanına alışmıştır ve bu alanın dışına çıkmayı kabullenememektedirler.

Bu kişi de söz konusu zihniyetin artık çürümüş, köhnemiş ve kalıntı hâline gelmiş son temsilcilerindendir. Çok da ciddiye alınacak bir tarafı yoktur. Bizim esas itibarıyla altını çizmemiz gereken nokta şudur: Demokrasi, insan hakları ve daha güçlü bir Türkiye vizyonu konusunda hukuki değerlendirmeleri artık İstanbul 2 No’lu Baro’dan alıyoruz. İstanbul 1 No’lu Baro ise maalesef gayrimeşru gücünü yitirmiştir. Bundan sonra toplumun bu tür meselelerde 2 No’lu Baro’ya bakması gerekmektedir.

Kemalizm’in etkisiyle kendi çıkarları için meslektaşlarını kullanan bir baronun söz sahibi olmaması zaten kaçınılmazdır.

Son olarak şunu eklemek gerekir: Kaboğlu ve onun gibi düşünenler ile onların partileri; millî duygulardan uzak, Türkiye Cumhuriyeti’nin Ankara dışında yönetilmesini isteyen zihniyetin son kalıntılarıdır. Millet bunları artık tasfiye etmiştir. Geriye yalnızca son bir temizlik kalmıştır, o da inşallah yapılacaktır.

Bunlar “vatan” kavramını masal olarak gören, Ayasofya’nın cami olmasına karşı çıkan, “Yunanistan düşmanımız değildir” diyerek Türkiye’nin hassasiyetlerini yok sayan çevrelerdir. Kendilerini solcu olarak tanıtıp Atlantikçi bir çizgide, Amerikan ve İngiliz ekseninde siyaset isteyen tiplerdir.

Bu nedenle milletimizin bu tür yapılara itibar etmemesi gerekir. Ulusal duruş ve kurumsal yapı açısından İstanbul 2 No’lu Baro’nun ortaya koyduğu yaklaşımı, devletimizi ve hükümetimizi takip etmek en doğru yol olacaktır.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Fevzi

bu şahsın soyuna bakın. ERMENİ,RUM yada YAHUDİDİR...başka söze gerek yok...

ğavıs hazredleri

Sivil anayasa falan olmaz moku çıkar aynı başganlık sisteminin çıktığı gibi, Tek kişiye memleket emanet edilemez, edilirse demakrasiden monarşiye geçiş başlar, Hafız esatın oğlan beşar aset gibi zulüm etmeğe başlar, bir zaman gelir o da hak ettiğini Allah'tan bulur. Biz Türkler asker milletiz o kadar. Ne Mutlu Türküm!
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23