Suriye’nin doğusunda Arap aşiretleri, YPG/SDG’ye karşı seferberlik ilan etti. Bölgedeki gelişmeler, sadece Suriye’nin değil tüm bölgenin geleceği açısından yeni bir dönemin başlangıcı olarak görülüyor. Türkiye’nin bu meseleye yalnızca güvenlik boyutuyla değil, fikir ve vizyon düzeyinde de dâhil olması gerekiyor.
Suriye’nin doğusunda Arap aşiretleri, YPG/SDG’ye karşı seferberlik ilan etti. Bölgedeki gelişmeler, sadece Suriye’nin değil tüm bölgenin geleceği açısından yeni bir dönemin başlangıcı olarak görülüyor. Türkiye’nin bu meseleye yalnızca güvenlik boyutuyla değil, fikir ve vizyon düzeyinde de dâhil olması gerekiyor.
Suriye’nin doğusundaki Arap aşiretleri, YPG/SDG işgaline karşı “seferberlik” çağrısı yaptı. Özellikle Deyrizor ve Haseke kırsalında yükselen bu çağrı, bölgedeki Arap halkının uzun süredir bastırılan öfkesinin dışa vurumu niteliğinde. Aşiretlerin örgütlere karşı doğrudan harekete geçmesi Suriye’de dengeleri değiştirebilecek önemli bir gelişme olarak öne çıkıyor.
Bölgedeki kargaşa
Saha kaynaklarından gelen bilgilere göre, bölgede ciddi bir kargaşa hâkim. YPG/SDG’nin köylerde uyguladığı zorla silah altına alma politikaları, petrol sahalarının kontrolü üzerinden yaptığı baskılar ve halka karşı şiddetli yaptırımları, Arap aşiretlerinin tepkisini artırdı. Bazı bölgelerde YPG/SDG karargâhlarına yönelik saldırılar gerçekleşirken, örgüt de buna karşı geniş çaplı operasyonlar başlattı. Çatışmaların bazı yerleşimlerde günlerce sürdüğü, sivillerin ise büyük bir endişe içinde olduğu aktarılıyor. Bu durum, Suriye’nin doğusunda yeni bir isyan dalgasının habercisi olarak görülüyor.
Bölgesel denklemler ve Türkiye
Aşiretlerin seferberlik ilanı, sadece Suriye’nin iç dengelerini değil, bölge genelindeki hesapları da etkiliyor. ABD’nin açık desteğini alan YPG/SDG’ye karşı Arap aşiretlerinin ayağa kalkması, Suriye’nin doğusunda yeni bir denge ihtimalini gündeme getirdi. Bu noktada Türkiye’nin meseleye ciddiyetle eğilmesi gerekiyor. Çünkü konu sadece sınır güvenliği veya askeri operasyonlardan ibaret değil; aynı zamanda Suriye’nin geleceği, bölgesel barış ve Arap halkının iradesiyle doğrudan bağlantılı.
Fikir ve vizyon ihtiyacı
Suriye’nin toprak bütünlüğü ve halkların birlikteliği için sadece sahadaki çatışmalar değil, masadaki fikirler de belirleyici olacak. Bu nedenle Türkiye’nin, bölgesel bir aktör olarak sadece fiilî sahada değil, fikir planında da sürece müdahil olması gerekiyor. Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunan her adım, bölgesel istikrar için hayati önem taşıyor.
