Hüseyin Adalan 'Allah'a dost olmak' başlıklı bir yazı kaleme aldı.
İşte Hüseyin Adalan'ın kaleme aldığı o yazı;
Gökleri, yeri ve ikisi arasında dönüp dolaşan her şeyi yaratandan bahsediyoruz.
Şöyle, ellerimize, yüzümüze, gözlerimize baktığımız zaman muazzam ahengi, dengeyi ve harikayı tahsis eden muhteşem kudretten bahsediyoruz.
Yani Allah deyince aslında, olup biten her şeyin sahibinden söz ediyoruz.
Sonsuz güç diyoruz.
Sonsuz kudret diyoruz.
Her şeyin ve sonsuzunda ötesinden söz ediyoruz.
Söz etmeye kalkışmamız dahi fevkalade bir cüret yani…
Yani Allah diyoruz.
Her şey bitiyor – bitmek zorunda kalıyor.
O’nu düşünmek imkânsız aslında, O’nun zatı hakkında aklımıza gelen her ne varsa; bilmeliyiz ki, Allah öyle değil. Bilmeliyiz ki, Allah böyle bir eksiklikten kesinlikle uzaktır. Eksiklik diyoruz.
Evet, çünkü aklımız bizim düşüncemiz, fikriyatımız bütün bütün sınırlıyız biz.
Her yanımızda bir sonumuz var bizim.
Düşüncelerimiz sınırlı, aklımız sınırlı, bir noktadan sonra uzağı bile göremiyor, karıncaların ayak seslerini duyamıyoruz mesela…
Ne şu kısacık boyumuzla göklere erişebiliyor, ne de şu ufacık ellerimizle yeri yarabiliyoruz.
Her yanımızda bir sonumuz var bizim.
Sınırlı aklımıza sınırsız olanı sığdırmaktan bahsediyoruz sonra.
Daha dünyayı dahi tümüyle göremeyen gözlerimizle sonsuz olanı görmekten bahsediyoruz.
Unutuyoruz bazı şeyleri…
Havaya, suya, dünyaya, Allah’a muhtaç olduğumuzu unutuyoruz.
Sonsuz olmadığımızı unutuyoruz.
İşte bu bile, bu bile eksikliğimiz bizim.
Gerçekten de insanın Allah’ın zatı hakkında en ufacık bir bilgiye ulaşması mümkün değildir.
Keza; onu idrake, beşerin takati ve kabiliyeti yetmez.
Zaten Allah diyoruz bunun için…
Aklımıza sığmadığından, sonsuzun ötesinde olduğundan, onu kavramamız mümkün olmadığından, yüceler yücesi olduğundan; Allah diyoruz.
Onun zatını kavramak zor olsa da, yarattığı bütün bu mükemmelliklerle görüyoruz onu…
Daha doğrusu o gösteriyor bize kendisini.
Yer ve gök mucizelerle dolu.
Evrende ki her bir zerre onun adını taşıyor; haykırıyor.
Bütün bu âlem, dünya ve insan başlı başına bir sanat;
Ve Allah, bu muazzam sanatın sanatkârı…
O, bizde ki her türlü eksiklikten uzak olan.
O, her şeyi mükemmel olan.
Uyumayan, yorulmayan, unutmayan, diri olan, daima var olan.
Ezeli ve ebedi, zamanın ve mekânında yaratıcısı; tüm en iyi zamanların üstünde olan,
O ki; her şeyin sonsuz yaratıcısı
O ki; kendinden başka tek bir şey yaratabilecek kimse yok.
O, Allah.
O yaratmanın tek sahibi.
O âlemlerin Rabbi.
O yoktan var eden, her şeyin kendisine muhtaç olduğu ama kendisi hiçbir şeye muhtaç olmayan, O her şeyin başlangıcı ve her şeyin sonu.
O hem apaçık görünen, hem görünmeyen âlem onun eseri ve her bir zerre de onun adı var ama o kadar yüce ki, yüceliğine ermiyor bu aciz varlığımız; ne gözlerimiz, ne aklımız bu şiddetli zuhuru kaldıramıyor.
Aslında her yerde o var ve o kadar apaçık ki, bu zuhurun şiddetinden ve aczi yetimizden onu göremiyoruz.
Eşi benzeri olmayan, her şeyden bambaşka, her şeyden en yüce, hayatın ve ölümün sahibi, her şeyi gören, her şeyi işiten, her şeyi bilen ama ne görmek, ne işitmek, ne bilmek için hiçbir şeye ihtiyaç duymayan Allah.
Yaratmak sadece “Ol” demesinden ibarettir.
O ne arzu ederse o olur. Fakat onun arzulaması insana benzemez.
Çünkü o her şeyden en yüce, her şeyden bambaşkadır.
Nasıl arzu eder, nasıl “ol” der bilmiyoruz ama kudretinin sonsuzluğuna şahit oluyoruz her an.
Çünkü her an bambaşka bir saniye yaratılıyor her yerde.
Her an ona muhtaç olduğumuz yeniden çalkalanıyoruz sanki.
O “ol” dediği için, gökyüzü; ufuklar kızıl, yağmur ne kadar güzel.
O “ol” dediği için her şeyin nasıl olduğunu bilmiyoruz.
O’nun zatını düşünmek, idrak etmek, bu sığ akla yaraşmaz zaten.
Bu dar terazi, bu kadar sıkleti çekmez zaten.
Allah dediğimiz zaman her şey bitiyor hâsılı; o insana benzemez. Çekimlerin sınırında kalmaz. Akla gelen şekiller o değildir. Sonsuzdur. Sonsuzunda ötesindedir Allah.
Onu anlatmak dahi güç; Onu anlatmak dahi bambaşka, kelimeler bu ağırlığı kaldıramıyor.
Onun için anlatamadığımızı ama her şeyin içinde saklı olduğunu zahiren o iki heceyi söylüyoruz; “ALLAH.”
Bu tavırla yaşarsan hem onun olursun hem de sonsuz.