Psikolojileri bozuldu; bir kurşun kovanında koparılan fırtına!
İyi Parti’nin il binasının camına bir kurşun değmiş..
Kıyametler kopartılıyor..
Grup toplantısında kurşun kovanları alınıyor, yerlere saçılıyor, yetinilmiyor, sağa sola fırlatılıyor..
Koca koca adamlar ayaklanıp, alkış tutuyorlar..
Asena daha da aşka gelip, sağa bir bağırıyor, dönüyor sola bir daha çığlıklarla haykırıyor.
Hatırlatıyoruz Asena’ya..
PKK terör örgütünün saldırısında, küçücük çocuklarını kaybeden anneler bile, senin bağırdığın kadar bağırmadı..
Dur bi, dur.. Sakin ol..
Cana gelen bir zarar yok..
Mala gelen de çözülür..
Devam ediyor, soruyoruz Meral hanıma..
Diyarbakır annelerine ziyarete gitmiş miydiniz?
Gitmediniz.. Korktunuz değil mi?
Diyarbakırlı annelerin yanına gidemedin, çünkü HDP’den-PKK’dan korkuyorsunuz.. Sizi ittifaktan çıkartırlar diye tir tir titriyorsunuz..
Ama bir sersem kurşun üzerinden, yaygaralar kopartıyorsunuz.
Kurşunu atanı derhal bulun..
Buldular..
Niçin atmış, derhal ortaya çıkarın..
Çıkardılar..
Hırsız nerde, hemen gösterin..
Kamera kayıtları nerde, çalınan mallar nerde?
Sabret Asena.. Hepsi çıkacak.. Merak etme, heyecanlanma sen..
Biz Asena’yı sakinleştirmeye çalışırken, CHP’nin asenalığa soyunanı kafayı çıkartıyor..
“Bizim de il binamıza saldırdılar..”
Dur abla, nereye saldırdılar, hani nerede, İP’in kırılan camına benzer bir camınız.
“Binamız isabet almamış. Ama biz korkmayız..”
Dur abla, sizin binanıza saldırmışlar ve kocaman binayı isabet ettirememişler mi, bunu mu söylüyorsun?
Onlar dediğimiz dedik, çaldığımız düdük modunda devam ediyorlar..
“Bir hafta içinde İstanbul’da iki tane siyasi parti il başkanlığı önünde herhangi bir olay olma ihtimali, dünyadaki en büyük ikramiyeyi kazanma ihtimalinden daha düşüktür diye tahmin ediyorum.”
Ablaya diyoruz ki, “İP’in camına kurşun değdiren bekçi yakalandı, ifadesini verdi.. Ama sizin partinizin koalisyon ortağı olduğu 1991-1996 yılları arasındaki dönemde güneydoğuda işlenen 15 bin faili meçhul cinayetin katilleri bulunamadı.”
Abla sakinleşmiyor..
“Bulacaksınız, bulacaksınız, o kurşunu sıkanları bulacaksınız.”
Nitekim ertesi günü, kurşunu sıkanlar bulunuyor..
Uyuşturucu müptelası, hatta ikametlerinde uyuşturucu satışında kullanılan terazi dahi bulunan tipler..
Ablamız sakinleşiyor mu?
Ne mümkün?
“Saldırıyı, uyuşturucu müptelası, sabıkalı 4 kişi yapmış diyerek örtemezsiniz.. Bunların arkasında kim var, bulacaksınız?”
Buluruz abla..
Sen merak etme..
Hatta hepsinin, annelerinin adı, babalarının eşkali, anneannelerinin kızlık soyadı ile, ebelerinin çocuk sayısını, dedelerinin ilkokul arkadaşlarının hepsinin listesini bulup çıkarır ve açıklar, emniyetimiz..
Sen merak etme..
Yeter ki sakinleş..
Ama bakıyoruz ablaya, sakinleşme bir yana, her yeni bilgi geldikçe, daha da büyük yaygara ile karşımıza çıkıyor, kendini yerden yere atıyor..
“Geçen hafta İYİ Parti’ye yapılan saldırıdan sonra bu tip saldırıların olabileceğini öngörmesek de, olursa da şaşırmayacağımızı biliyorduk. Nitekim şaşırmadık!” diye devam ediyor abla..
Emniyet açıklama yapıyor:
“4 şüpheli yakalanmıştır, yakalanan şüphelilerin ifadelerinde; E.D’nin, sosyal medyada paylaşım yapmak amacıyla seyir halindeki araçtan silahla havaya ateş ettiği beyan edilmiştir. Firari şüpheli E.D’nin yakalanmasına yönelik çalışmalar devam etmektedir.”
Emniyetin açıklaması ile birlikte, bir defa daha dövünüyorlar, sanki etlerinden et kopartılmışcasına yırtınıyorlar, bağırıp çağırıyorlar:
“Tetikçi nerde. Tetikçi Nerde. Tetikçiyi bulun. 48 saat geçti, tetikçi niye bulunamadı!”
Ablaya diyoruz ki, “ABD Başkanının katili yarım asrı aşkın süredir bulunamadı..
İstanbul emniyeti 48 saatte 4 kişiyi buldu, diğerini de bulur.
Sen merak etme, tetikçi de bulunacak, tetik de bulunacak..
Sen yeter ki rahat ol.”
Ama biliyoruz ki, tetikçi bulununca, abla yine devam edecek..
“Tetikçinin arkasındaki aktörler bulunsun” ile devam edecek..
İP’te cama değen bir kurşun vardı.. 500 TL’lik cam parasını tahsil etmek için fırtınalar kopartıyor olabilirlerdi..
CHP’nin il binasında ise, kırılan cam da yok..
Ama olsun..
Psikolojileri bozuldu bir defa..
Bir yerden “pat” sesi duyunca..
Hemen zıplıyorlar.
“Bize saldırıyorlar. Bize saldırıyorlar” diyerek ciyaklıyorlar..
Oysa ortada ne İP’e saldıran var, ne de CHP’ye..
Kim, niye saldırsın ve ne için saldırsın?
Birisinde hırsız kovalanıyor.
Diğerinde, uyuşturucu müptelaları gösteriş olsun diye havaya kurşun sıkıyor..
Ama, Ramazan günü öğlen vakti Muharrem İnce ile oturup, Cumhurbaşkanı adaylığından vazgeçmesini isteyen ve CHP’lilerin anlatımına göre o sırada “Çay-kahve” içenler..
Akşam dindar insanların iftar sofralarına oturup, oruç tutuyorlarmış gibi takıyye yaptıkları için..
Suçüstü oldukları için.. Milleti kandıramadıkları için..
Moralleri bozuluyor.. Psikolojileri bozuluyor..
“Pat” deyince..
İki metre havaya zıplıyorlar..
Yok yok, sıkılan kurşunu tutmak için değil..
Korktukları için..
Biz bunları rahatlatalım.. Ve hatırlatalım..
Yok abla, size kimsenin dokunduğu yok..
İstanbul’da her gün, asgarisinden 30-40 havaya ateş etme olayı yaşanır..
16 milyonluk şehir burası..
Siz havaya atılan kurşunlardan korkmayın..
Ortaklık ettiğiniz HDP’nin “hak arama örgütü” olarak tanımladığı PKK’nın patlattığı, patlatabileceği bombalardan korkun..
PKK’nın, YPG’nin sıktıkları kurşunlardan korkun..
Öldürdükleri öğretmenler, askerler, polisler ortada iken..
Sersem kurşun ile, binanıza bile isabet etmeyen kurşunlardan korku manyaklığına düşmeyin.
Anladın mı abla?..
Anlamadı isen, ses ver, bir daha anlatalım..
