Noel Baba’nın kızağı nereye ya da kime kayıyor?
Noel Baba’nın kızağı nereye ya da kime kayıyor?
YÜCEL KAYA
Her yıl aynı senaryo, aynı nakarat:
"Canım ne var bunda, sadece eğleniyoruz!"
Işıklar yanıyor, çamlar süsleniyor, kadehler havada uçuşuyor. Birileri “modernlik” maskesi altında bu rezaleti savunurken, asıl hakikat kapı gibi karşımızda duruyor.
Sahi, o geyiklerin çektiği süslü kızağın üzerinde kimler nereye kayıyor?
Kendi pagan kültürünü, Hıristiyan sembollerini "evrensel eğlence" paketinde dünyaya pazarlayan Batı mı? Yoksa o kızağa binip, kahkaha atarken kendi kimliğini kızaktan aşağılara düşüren Müslümanlar mı?
Kim nereye ya da kime kayıyor?
Kuran’da yok, kültürümüzde yok
25 Aralık, Hıristiyan dünyasının sözde Hz. İsa’nın doğumu diye kutladığı bir gün.
Ama işin aslına bakarsanız; Bu Pagan kültürünün İncil’de de yeri yurdu yok!
Bu rezil kutlama sadece ‘Pagan Güneş Bayramları’nın Hıristiyanlaştırılmış bir kopyasından ibaret.
Onlar kutlar, onlar kutsallaştırır; o onların meselesi.
Bizim itirazımız, isyanımız, Noel Baba’nın şoförlük yaptığı bu kültürel operasyona gönüllü yolcu olan ve bileti kendi değerlerinden kesen "bizimkilere!"
"Sadece Eğleniyoruz" Yalanına kananlara.
Adına "yılbaşı" diyorlar, dini olmadığını iddia ediyorlar.
Ama sahneye bir bakıyorsunuz:
Süslü çam ağaçları, Noel Baba ve boğazlarında çanlar çalan geyikler, Hristiyan sembolleri.
İçki su gibi akıyor,
Cinsellik vitrine çıkarılıyor,
Hayâ ve edep alay konusu yapılıyor,
Ahlâk ise "eski kafalılık" ilan edilerek çöpe atılıyor,
Ve çanlar gece yarısı çaldığında.
Siyonistler Hristiyanlara mı?
Hristiyanlar Müslümanlara mı?
Müslümanlar Paganlara mı?
Noel Baba’nın o süslü kızağında herkes bir yerlere kayıyor.
Ama kim nereye kayıyor? O belli değil,
Noel Baba figürü öyle sanıldığı gibi masum bir çizgi film kahramanı, çam ağacı da basit bir dekor değil. Bunlar; bir inancın, bir yaşam tarzının ve bir ideolojinin sinsi taşıyıcılarıdır.
Kızağına binenleri,
"Noel kutlamıyorsun, sadece yılbaşında eğleniyorsun" diyerek kandırıyor.
Başka bir inancın ritüellerini kaydırıyor Müslüman evladına.
Kültürel kuşatma işte böyle sinsi işliyor.
Önce "zararsız" derler, sonra "herkes yapıyor" diye normalleştirir,
Bu rezalete karşı çıkanları "yobaz" diyerek yaftalar.
Bugün mesele sadece bir kadeh içki ya da bir süslü ağaç değildir.
Mesele, hayânın "geri kalmışlık" olarak aşağılanması, kimliğimizin un ufak edilmesidir.
O süslü kızağın üzerinde kahkaha atanlara hatırlatalım:
Bugün tartıştığımız şey yalnızca bir süs, bir ağaç, bir figür ya da bir gece değildir.
Tartıştığımız şey;
Bir toplumun özsaygısını, kültürel egemenliğini ve değer sürekliliğini kaybetme ihtimalidir.
Eğer bu süreç fark edilmez ve sorgulanmazsa,
O süslü kızağın üzerinde kayan şey sadece bir beden değil,
Bir kimlik,
Bir medeniyet iddiası,
Ve bir gelecek tahayyülüdür.
O hâlde asıl soru şu olmalı;
Bu kızağın üzerinde gerçekten kim kime kaydırıyor?
Batı kendi kültürünü bize mi?
Yoksa biz kendi kimliğimizi sessizce ve gönüllü biçimde uçuruma mı kaydırıyoruz?
Cevap, her birimizin zihninde ve vicdanında saklıdır.