• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Sefa Saygılı
Sefa Saygılı
TÜM YAZILARI

Aile yılı iyi değerlendirildi mi?

06 Aralık 2025
A


Sefa Saygılı İletişim: [email protected]

Aile yılı iyi değerlendirildi mi?

SEFA SAYGILI

Nasrettin Hoca evinin önünde, sokak lambasının altında endişe içinde bir şey arıyormuş. Mahalleli, komşular merakla gelmişler: “Hayrola Hocam, bir şey mi kaybettin?” Hoca keyifsiz, “Evin anahtarını kaybettim, onu arıyorum” demiş. “Biz de bakalım, yardım edelim, sokakta mı düşürdün?” diye sormuşlar. “Hayır” yanıtını vermiş Hoca, “Evde, avluda kaybettim.” Şaşırmış herkes: “Pes Hocam, avluda düşürdüğün anahtar burada aranır mı?”Hoca, “Ne yapayım?” demiş, “Avlu çok karanlık, onun için burada arıyorum.”


Bizimkiler de aileyi kaybettikleri yerde aramıyorlar. Feminist ideolojiye teslim edilen aile, başka mecralarda aranıyor.

Evliliklerin azaldığı, boşanmaların arttığı, evlilik yaşının yükseldiği, şiddetin boyut değiştirerek yükseldiği, nüfusun gerilediği inkâr edilemez maddi gerçeklik olarak karşımızdadır. TÜİK verileri alarm zillerini çaldırıyor. Asgari 2,2 olması gereken nüfus artışı maalesef 1.38 seviyelerine düşmüştür. 2002 yılında 2.38 olan nüfus artışında neler oldu ki Avrupa seviyesinin bile altına inildi?

Ucuz reçete yazanlar ekonomi, hayat pahalılığı gibi mazeretlere sığınmaktadır. 1970’li yıllarda 5 seviyelerinde olan doğurganlık oranı düşünülürse bu durumun ekonomik krizle izah edilemeyeceği apaçık ortadadır.


Özellikle son 24 yılda yeni devrim yasaları ile evlilik cazip halden çıkarılmıştır. Edinilmiş mallara ortaklık rejimi, süresiz nafaka, kadının beyanının esas alınması, pozitif ayrımcılık ve kadın istihdamının köpürtülmesi kişileri evlilikten uzaklaştırmıştır. Bu azalma ile birlikte evlilikler ilk üç yılda %50 oranında boşanma ile sonuçlanmaktadır. Yıllarca süren boşanma davaları hem taraflar hem de çocuklar bakımından eziyete dönüşmektedir.


Bir taraftan yeni ceza yasasıyla doğrudan fuhuş suç olmaktan çıkarılmış, diğer taraftan İstanbul Sözleşmesi feshedilmesine rağmen türevi olan 6284 sayılı yasa ile kolluk, hâkim, savcı ve avukatlar ailenin içine müdahil edilmiştir.


Ailenin mahremiyeti kalmamıştır. Yeni yasalarla evlilik cazip halden çıkarılmıştır. Dünyada sadece sekiz ülkede fuhuş yasaldır. (Hollanda, Almanya, Avusturya, İsviçre, Türkiye, Yunanistan, Macaristan, Letonya.) Maalesef 2005 yılında yürürlüğe giren yeni ceza yasası ile fuhuş (aracılık yapan olmadığı takdirde) yasal hale getirilmiştir. Feminist önderlerin “Yeni yasaları biz hazırlattık” iddiaları düşünüldüğünde yasaların redaktörlüğünü yapan akademisyenlerin rolleri manidardır. Kaldı ki, bu yasaları görünürde hazırlayan akademisyenler günümüzde CHP mensuplarına hukuki hizmet vermektedirler.


Evliliğin önünde diğer engel; 2010 yılında yapılan referandumla Anayasanın 10. maddesine eklenen kadınlar lehine pozitif ayrımcılık ilkesidir. Siyaset, kadın istihdamı ile övünürken zorlama istihdam politikasının gerek evlenmelerin azalmasına gerekse nüfus artışının düşmesine sebebiyet verdiğini görmemezlikten gelmektedir. Hayatın doğal seyrine uygun olarak kadının çalışma hakları sağlanmalıdır. Ancak feminist politikalar doğrultusunda eşitlik ve adalet ilkeleri ihlal edilerek uygulanan kadın istihdamı vahim sonuçlar doğurmuştur.


Yıllardır mağduriyetlere sebebiyet veren süresiz nafaka sürekli sürüncemede bırakılmaktadır. Neredeyse herkesin ortak fikri haline gelen süresiz nafaka haksızlığı bir türlü giderilmemektedir. Emeksiz ücret ve haksız kazanç yanında yeni evliliklerin de önünü kapamaktadır. Süresiz nafaka alan bir kısım kadınların kayıt dışı çalıştığı ve nafaka alabilmek için evlenmeyerek evlilik dışı ilişki yaşadığı bilinmektedir. Süresiz nafaka ödeyen erkek ise imkânsızlıktan yeni evlilik yapamamaktadır.



28 Şubat döneminde 8 yıl kesintisiz zorunlu eğitime itiraz edenler, 12 yıl kesintisiz zorunlu eğitimi getirmişlerdir. 12 yıl kesintisiz zorunlu eğitimin sonunda gereksiz üniversiteleri yaygınlaştırarak yaklaşık 25 yaşına kadar gençleri eğitim adı altında gerek meslek sahibi olmaktan, gerekse evlenmekten uzaklaştırmıştır. Ülkemizde halen yaklaşık 10 milyon üniversite öğrencisi bulunmaktadır. Bunun, evlenmenin ve çocuk sahibi olmanın önünde önemli engellerden birisi olduğu görünen gerçekliktir.


Evlenmenin artırılması ve en az 3 çocuk doğumunun sağlanması 150.000 TL kredi verilerek veya çocuk maması/bezi yardımları ile mümkün görünmüyor. Akil kanaat önderleri ısrarlı feryatlarla nüfus artışının düşmesini beka sorunu olarak dile getirmektedirler. Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof Dr. Erhan Afyoncu beyefendi ülkemizin nüfusunun azalmasının güvenlik ve beka sorunu olduğunu her mecrada dile getirmektedir. Aileyi korumaya ve güçlendirmeye ilk adım olarak feminist politikalardan vazgeçmekle başlanmalıdır. Yeni devrim yasaları tadil edilmelidir. Milletimizin ahlakına ve geleneklerine uygun yasalar hazırlanmalıdır. Rezil, ahlaksız yayınlara son verilmelidir. Ahlak seferberliği kapsamında temiz toplum temiz aile hedeflenmelidir.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23