• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mustafa Çelik
Mustafa Çelik
TÜM YAZILARI

İblis’in doğruları olur istikameti olmaz

30 Nisan 2025
A


Mustafa Çelik İletişim: [email protected]

İblis’in doğruları olur istikameti olmaz

MUSTAFA ÇELİK

Allah’ın arzında İblisleşmenin alâmetlerinden birisi de, yanlış bir istikamette ilerlemek için doğruları istismar edip kullanmaktır. Doğruyu yanlışa malzeme yapan herkeste İblisleşme vardır.

Fıtratı bozulmamış bir insandan hâsıl olacak en büyük kerâmet, istikâmettir. Yolsuz ve yönsüz deyişler ile eyleyişler cehâleti artırır. Bu nedenle bir sözün ya da eylemin yalnızca doğru olması yetmez; doğruların istikâmetine de dikkat kesilmelidir. Müslüman olarak yalnızca doğruyu değil, istikâmeti de önemsiyorsan, sadece söze ve eyleme değil söyleyene de eyleyene de dikkat et; zîrâ İblisin doğrusu olur ama istikâmeti olmaz. İblis’in de doğruları vardı ama istikameti yoktu. Rabbimiz haber veriyor:

“Andolsun, sizi yarattık. Sonra size şekil verdik. Sonra da meleklere, ‘Âdem için saygı ile eğilin’ dedik. İblis’ten başka hepsi saygı ile eğildiler. O, saygı ile eğilenlerden olmadı.

Allah, ‘Sana emrettiğim zaman seni secde etmekten/saygı ile eğilmekten ne alıkoydu?’ dedi. (O da) ‘Ben ondan hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın. Onu ise çamurdan yarattın’ dedi.” (A’raf Sûresi/11-12)

Günümüzde dini emir ve nehylerin makâsıtları üzerinden heva ve heveslerini vazgeçilmez kılmaya çalışanlar, bu ümmetin İblisleşenleridir. Makâsıt usul bağlarından koparılıp müstakil delil gibi işletilir, maslahatın neliği modern akla/modern paradigmalara teslim edilirse, yorum keyfileşir ve sonuçta devrilmedik duvar, aşılmadık eşik kalmaz. Dinde ıskonto veya zam yapma yetkisini kendilerinde görenler, dinin sahibine ortak olmaya kalkışan insi İblislerdir.

Bugün olduğu gibi her asırda inkârcıların müminlerden sayıca daha fazla olduğu bir gerçektir.

“(Rasûlüm unutma ki) Ne kadar hırs göstersen de insanların çoğu iman edecek değildir.” (Yusuf, 12/103),

“Elif Lâm Mîm Râ. Bunlar, Kitab›ın ayetleridir. Sana Rabbinden indirilen haktır, fakat insanların çoğu inanmazlar.” (Rad, 13/1) mealindeki ayetlerde de bu gerçeğin altı çizilmiştir.

“Hakikaten iblis onlar hakkındaki zannı doğruladı. Müminlerden bir kısmı hariç, (hepsi) onun peşine düştüler.” (Sebe, 34/20) mealindeki ayette işaret edilen “iblisin zannı”, onun şu ayetlerdeki ifadelerindedir (bk. Taberi, 34/20. ayetin tefsiri):  

“Onları mutlaka saptıracağım, muhakkak onları boş kuruntulara boğacağım, kesinlikle onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar (putlar için nişanlayacaklar), şüphesiz onlara emredeceğim de Allah›ın yarattığını değiştirecekler. (dedi). Kim Allah›ı bırakır da şeytanı dost edinirse elbette apaçık bir ziyana düşmüştü.” (Nisa, 4/19)

“Öyle ise, dedi. Sen beni azgınlığa mahkûm ettiğin için, ben de onları gözetlemek üzere senin doğru yolunun üzerinde pusu kurup oturacağım. Sonra onların gâh önlerinden, gâh arkalarından, gâh sağlarından, gâh sollarından sokulacağım, vesvese verip pusu kuracağım, sen de onların çoğunu şükreden kullar bulmayacaksın.”(Araf, 7/16-17)

- Şeytanın zannında doğru çıkmasını sağlayan unsurlar, insandaki;

- Nefsani arzular,

- Kuvve-i şeheviye ve gadabiyenin varlığı,

- Hazır lezzetleri gelecek lezzetlere tercih eden kör hissiyatı gibi insanın zayıf damarı olan, hayvan ve bitkisel yanını teşkil eden iç dürtüleridir.

Şeytan bunların farkındaydı. Ayette yer alan “Onları mutlaka saptıracağım, muhakkak onları boş kuruntulara boğacağım” mealindeki -şeytana ait- ifadelerden de onun insanların zayıf karnını keşfettiğini göstermektedir. Denilebilir ki, iman şuuruna, İslam’ın emir ve yasaklarına aykırı olan her düşünce, her eylem bir “Kuruntu”dan ibarettir. Zira kâr niyetiyle yapılan ve neticesi zarardan başka bir şey olmayan her şey bir “kuruntu”dur.

- Şeytanın bu zannının gerçekleşmesine katkı sağlayan sebeplerden biri de müminin en büyük lojistik desteği olan ahirete iman konusundaki bilgisizlik ve samimiyetsizliktir.

“Aslında şeytanın onlar üzerinde bir sultası, zorlayıcı gücü yoktu. Ancak ahirete iman edeni, o konuda şüphe eden kimselerden ayırt edip ortaya çıkaralım diye ona bu fırsatı verdik. Rabbin her şeyi hakkıyla gözetlemektedir.” (Sebe, 34/21) mealindeki ayette buna vurgu yapılmıştır.

- Şeytanın Allah’a hitaben: “Senin halis / samimi olanları hariç bütün kullarını iğva edeceğim / hak yoldan saptıracağım.” (Hicr, 15/39-40) mealindeki ayette de şeytanın saptırdıklarının hepsi samimiyetten yoksun insanlar olduğuna işaret edilmiştir. (Ayrıca bk. Sad, 38/82-83) Ardından gelen ayetlerde de insanların bu samimiyetlerine ve samimi kulların şeytana yem olmayacaklarına dikkat çekilmiştir:

“Allah, ‘İşte bu bana ulaştıran dosdoğru yoldur. Azgınlardan sana uyanlar dışında, (samimi) kullarım üzerinde senin hiçbir hâkimiyetin yoktur’ dedi.” (Hicr, 15/41-42)

Dinin sabitelerine sadakatle bağlı kalıp dindarlıkta sade ve samimi olmak, İblisleşmeye engeldir. İstikametlerini imanlarından almayanların, almak istemeyenlerin, İblisleştiklerinden şüphe edilmez.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

YORUM

Selamlar. Rabbim bizleri istikametli müslüman kullarından olmayı nasip etsin inşaallah.

Nedim

İhlas kavramı Kuran'da sünnette çok kullanılır.Lugat âlimleri ve müfessirler Akaid alimleri ihlas kavramının terim yani istilahi anlamının şirksiz küfürsüz söz,duruş ve inanış olduğunu söylerler.Lugati anlamı yazarın da dediği gibi samimi olmak münafık olmamak anlamı olduğu da bilinir.Kuranda hadislerde geçen muhlis kullar şirk ve küfür işlemeyen takvalı samimi müslümanlar kast edilir.Kuranda ki İhlas süresi diye bilinen sürenin de İslam öncesi bütün dinlerin şirke küfre girdikleri konulara cevaben Allah cc merkeze alan ve onun isim ve sıfatlarını anlatan tevhidi haykıran bir süre olduğu da bilinir.Onun için İhlas daha çok şirk ve küfür işlememek olduğu kabul edilir.Adeta İslam öncesi ehlikitap örneğinde görüldüğü gibi müslüman demek helak olmuş kavimlerin sapkinligini yapmamak ve Yahudilerin ve Hristiyanlar in gibi şirk ve küfür işlememek olduğu kabul edilir.musluman şirk ve küfür işlemeyen ve işleyenlere müslüman dindaş muamelesi yapmayanin adıdır vesselam.Osmanli sonrası şeytan ve dostları emperyalist Siyonist ve onların işbirlikçileri Kuran'da ki sünnette ki bu müslüman kavramını yozlastirdiklari bilinir.Yoksa Filistin Gazze de vb zulümlere böylemi kayıtsız kalinirdi.Cunku peygamber ve ashab İslam'ı rol model olmaktan çıkarılmış
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23