• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mustafa Armağan
Mustafa Armağan
TÜM YAZILARI

Şimdi İnönücü kesilen “Cumhuriyet” geçmişte onu Hitler’e benzetmişti

07 Eylül 2025
A


Mustafa Armağan İletişim: [email protected]

Şimdi İnönücü kesilen “Cumhuriyet” geçmişte onu Hitler’e benzetmişti

MUSTAFA ARMAĞAN 

Geçen haftaki Kayıtdışı Tarih programında İsmet İnönü’nün kendi Hatıralar’ından okuduğum Yunanlar “kendiliklerinden çekilip gitmişlerdir” sözünü alicengiz oyunuyla sanki ben söylemişim gibi lanse edenler hiç mi utanmaz: O sözler İnönü Vakfı’nın bastırdığı Hatıralar’ın 233. sayfasında aynen şu şekilde geçmektedir:

“Atatürk Birinci İnönü Muharebesi’nin neticesine çok önem vermiş görünmektedir. Aslında Birinci İnönü Muharebesi askeri bakımdan mütevazı ölçüde bir muharebedir.

Yunanlılar taarruz etmişler, bizim mevzileri söktürmüşler, bundan sonra hazırlıksız geldiklerini, ilerisinin daha çok tehlikeli olduğunu anlayarak kendileri çekilip gitmişlerdir.”

Anladınız mı şimdi kim söylemiş? 


Ak Parti iktidara geldikten sonra yeniden CHP’nin gayri resmi gazetesi kılığına bürünmüş olan Cumhuriyet gazetesi pek bir İnönücü olmuş güya. Bakın beyler, size sadace şu kadarını hatırlatayım:

Vaktiyle Hitler’i ve Nazileri destekleyen yazılar yayınladınız diye öfkelenip gazetenizi hem de SÜRESİZ kapatan birini savunmaya utanmıyor musunuz? Hiç mi kızaracak yüz yok sizde?

Hem de kurucunuz Yunus Nadi sağken kapatıldı gazeteniz ve hangi tavizlerle açılabildiğini bizzat oğlu ve bilahare patronunuz olan Nadir Nadi’nin hatıratından okuyacağım size, yüzünüzün kızarmayacağını bildiğim halde.

Bakalım ‘şanlı’ tarihiniz bize neler anlatacak?  


İsmet İnönü öylesine bir kapalı kutudur ki, korkarım tam olarak açılmasına 21. yüzyılın ilk yarısının bile nefesi yetmeyecektir.

Başbakanken eleştirilemezdi. 

Tek Parti’nin Cumhurbaşkanıyken hiç eleştirilemedi.

1946-50 arasında kısmen eleştirilebildi. 

1950’de Demokrat Parti’ye iktidarı eski defterleri açmama şartıyla devrettiği için eleştiriden yırttı. 

27 Mayıs’ta yeniden kutsandığı için kimse yan bakamadı… 


12 Martta da darbeden yana tavır aldı, hatta Türkiye’de darbelerin demokrasiyi korumak için yapıldığını bile söyledi:


 

Türkiye’de ordu müdahaleleri demokrasiye korumak içindir.” (Cumhuriyet, 27 Aralık 1971)

Velhasıl, kapanmamış bir hesap var ortada. O kadar ki, İnönü’nün fiilen yaklaşık 50 yıl (30 yılı bizzat, 20 yılı da el altından) süren baş döndürücü uzunluktaki iktidar devrinin vidalarının yeni yeni çözülmeye başladığını söyleyebiliriz. 

Milli Şef’in demokrasi anlayışını buradan ölçüp biçebilirsiniz aslında ama Adolf Hitler’e duyduğu ilgi, onu çok daha ileri noktalara taşımıştır.

1941 yılına geldiğimizde 15 Mayıs’ta Hitler’in Milli Şef’e “dostane bir mesaj” gönderdiği haberini manşetten okuruz. 21 Haziran’da ise “Führer ile Milli Şef arasında samimi tebrikler” haberi vardır. Bu dönemde Türkçü yayınlarda bir patlama yaşandığına tanık olunur. Ancak Müttefiklerin zoruyla 1944’te bu yayınlar yasaklanır, tabii Türkçüler de tabutlukları boylar. 


 

Aslında Hitler, Atatürk döneminden başlamak üzere bilinçli bir politika gütmüş ve Türkiye’den büyük miktarlarda hammadde çekmiştir. (Özellikle de savaş sanayii için ihtiyaç duyduğu krom veya bakır gibi madenleri). Karşılığında Türkiye silah almak ister ama vermez. Bunun yerine mamul madde satın almamız istenir. Nazi Almanya’sına krom satışı Müttefiklerce 1944’te Türkiye’ye bir nota verilinceye kadar devam edecektir.

Görüldüğü gibi İnönü döneminde sadece Hitler’in bıyığına imrenilmemiş, 19 Mayıs gösterileri dahil pek çok alanda Naziler bal gibi örnek alınmıştı. Tabii basına talimatlar verilmesi, manşetlerin kaç punto ile atılması gerektiği gibi yukarıdan emirler, süresiz keyfi gazete kapatma rezaletleri de benzerlikler arasındaydı.


 

İşin garip tarafı, şimdi bize İnönücülük taslayan Cumhuriyet Gazetesinin, Milli Şef döneminde kapatılan ilk gazete olmasıdır. Kurucusu Yunus Nadi ile oğlu Nadir Nadi’nin daha Milli Şef safını belirlemeden önce Alman yanlısı bir tavır içine girmiş olmaları (ne hadlerine!) Cumhuriyet’in aylarca kapalı kalmasıyla ödüllendirilmiştir! (Ne var ki, 1941’den 1944’e kadar bu defa Almancılık geçer akçe olacaktır.) 

Gazetesinin kapatılması Yunus Nadi’yi derhal harekete geçirmiş, eski dostu İnönü’yle görüşüp meseleyi halletmek istemiştir. Lakin ne mümkün! Bir çözüm yolu bulur ve doğru Ankara Garı’na gider. Milli Şef’i karşılayanlar arasına katılarak derdini anlatmaktır niyeti.


Ancak hiç beklemediği bir tepki alır. Sert bir sesle “Ticari maksatlar uğruna siyasi yazılar yazılmasına müsaade edemem diye çıkışıyor.” Milli Şef daha yüksek sesle ikinci defa “Katiyen müsaade edemem” der ve Yunus Nadi’nin elini bile sıkmadan çıkar gider.

İşte oğul Nadir Nadi’nin patladığı an budur. Perde Aralığındanadlı kitabına, bugünkü tartışmalara ışık tutmak istercesine şu zehir zemberek satırları not düşer: 

“Bir insan; Cumhurbaşkanı da olsa, Milli Şef de olsa, anlamadan, dinlemeden, sırf etrafın doldurmasıyla eski bir arkadaşına bu muameleyi nasıl reva görebilirdi? Üstelik yazı ile babamın hiçbir ilintisi de yoktu. (…) Bir kusur işlemişsem, ilkin benim sorumlu tutulmam gerekirdi. Sorumsuz bir Cumhurbaşkanı nasıl olur da tıpkı Hitler gibi, Mussolini gibi hakaret edercesine uluorta bir arkadaşını paylardı?” (s. 127)


 

Anlaşılan, Cumhuriyetin müstakbel patronu Nadir Nadi, “Hitler ve Mussolini gibi” birisiyle karşı karşıya olduğunu anca cici gazeteleri kapatılınca anlamış. Şimdiki Cumhuriyetçiler bol bol Tek Parti güzellemesi yapabilirler!

Peki ezanı Arapça okudu diye falakaya yatırılanların, Kur’an-ı Kerim öğretiyor diye hapse atılanların, çarşafları sokak ortasında kesilenlerin feryatlarını gazetelerinde yıllarca “Kara irtica hortluyor” diye yüreklerini soğutarak verenlerin aynı silah kendilerine doğrultulunca feryat etmeye hakları var mıydı? Türkiye’deki Hitler’in ‘uzun bıçağı’nın bir gün kendilerini de keseceğini düşünememişler miydi? 

Eğer öyleyse pek saflarmış. Şimdi de Hitler ve Mussolini gibi birine toz kondurmuyorlar çünkü. Üstelik o “Hitler” ve “Mussolini” Cumhuriyet gazetesini aylarca kapatan tek kişidir. 

Aman yine yanlış anlaşılmasın, ben demiyorum, kendi kurucuları diyor…

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Mustafa

Harika bir yazı. Teşekkürler

MUZAFFER..

ELİNE SAĞLIK HOCAM ALLAH C.C RAZI OLSUN ÖMRÜNÜZ BEREKET VERSİN İNŞALLAH AMİN.....VATAN HAİNİ LERİ DİNİ İSLAM DÜŞMANLARI DIR LAR YAHUDİ VE HAÇLI UŞAKLARI PROJE, GAZETESİ DİR.......VATAN SEVGİSİ MAYA GİBİDİR SÜTÜ BOZUK OLANLARDA TUTMAZ.....
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23