Türkiye, yarına bırakır, yanına bırakmaz!
Türkiye, yarına bırakır, yanına bırakmaz!
MUHAMMET KUTLU
22 Aralık Pazartesi günü, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi lideri Nikos Hristodulidis, Doğu Kudüs’te bir araya gelerek, eski efendileri Türkiye’ye karşı askeri ittifak ve “Ortak Askeri Müdahale Gücü” kurulmasını ele aldı.
Zirve sonrasında basın açıklaması yapan Netanyahu, üç ülkenin katılacağı 2 bin 500 askerlik ortak müdahale gücünü masaya yatırdıklarını duyurdu.
Netanyahu’nun şu sözleri ise hem komik hem de düşündürücüydü: “İsrail, Yunanistan, Kıbrıs… Üç kadim ülke, kadim insanlar… Kudüs ve Atina batı medeniyetinin kurucularıydı ve Kıbrıs her iki kültürle yeşerdi. Geçmişimizin ihtişamını görüyorsunuz. Bu yüzden üçümüz de tarihimizle ve atalarımızın yurtlarıyla büyük gurur duyuyoruz ve gördüğümüz kadarıyla bu, geleceğimizi de oluşturuyor. Doğrudur, art arda gelen imparatorluklar her üç ülkeyi de fethetmiştir, ancak cesaret ve fedakârlıkla modern çağda bağımsızlığımızı kazandık. Yunanistan 195 yıl önce; İsrail 78 yıl önce; Kıbrıs ise 65 yıl önce. Topraklarımız üzerinde yeniden imparatorluklar kurabileceklerini ve egemenlik sağlayabileceklerini hayal edenlere şunu söylüyorum: Unutun bunu. Böyle bir şey olmayacak. Düşünmeyin bile. Kendimizi savunmaya kararlıyız ve bunu yapabilecek güçteyiz…”
Bu sözler, adeta bin yıllık kuyruk acısının ve aşağılık kompleksinin dışa vurumuydu.
Başarısız ve devlet adabından yoksun üç ülke liderinin gerçekleştirdiği haset zirvesinden bir gün sonra ise Ankara Esenboğa Havalimanı'ndan Trablus'a gitmek üzere havalanan, içerisinde Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Ahmed Al-Haddad ve Kara Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Alfitory Jribil'in de bulunduğu, 8 kişiyi taşıyan Falcon-50 tipi özel uçak, saat 20.52 sularında, Haymana ilçesinde düştü. Kazada uçaktakilerden kurtulan olmadı.
Kazaya ilişkin edinilen ilk bilgilere göre, düşen uçak İsrail şirketlerinin cirit attığı Malta’daki bir şirketten kiralandı. Kazanın, Libya’daki Türk askerinin görev süresinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde uzatılmasının ardından gerçekleşmesi ayrıca şüphe çekici.
Gözler, Türkiye’ye karşı son aylarda giderek artan bir hasmane tutum içine giren İsrail’e çevrilirken, bölgede son dönemde yaşanan çok sayıda suikast ve şüpheli kazayı da akıllara getirdi.
Bilindiği gibi İsrail, özellikle 7 Ekim 2023 tarihinde Gazze’ye yönelik başlattığı soykırımla birlikte, bölgede kendisine tehdit olarak gördüğü ülkelere ve önemli yöneticilerine peş peşe suikastlar ve sabotajlar düzenliyor.
Ankara’da düşen uçağa ilişkin teknik ve istihbari araştırmaların sonucu bu açıdan çok önemli.
Kazadan bir gün sonra, dün AK Parti Kongre Merkezi'nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan Başkan Recep Tayyip Erdoğan, sözlerinin bir yerinde İsrail, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan'ın gerçekleştirdiği üçlü zirve ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Türkiye'yi hedef alan sözlerine değinerek; “Elinde 70 binden fazla Filistinli kardeşimizin kanı olanların hadsizliklerinin bizim nazarımızda teneke tıngırtısından farkı yoktur ve olamaz. Oyuna gelmedik, gelmeyeceğiz. Tahriklere kapılmadık, kapılmayacağız. Türkiye olarak; uluslararası hukuk ve ikili anlaşmalarımız çerçevesinde, tarihi tecrübelerimize ve köklü geleneğimize yakışır şekilde vakarla, basiretle, sağduyuyla, sükûnetle hareket etmeye devam edeceğiz” mesajını verdi.
Türkiye’den ayrılma üç eski eyalet liderinin şımarık, devlet adabından yoksun açıklamaları ve taşkınlıkları ne kadar bayağıysa, Başkan Erdoğan’ın sözleri bir o kadar köklü devlet ciddiyetini sergiler nitelikte.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, halkımız ve mazlum milletler tarafından işte bu yüzden çok seviliyor ve baş tacı ediliyor.
Başkan Erdoğan, Ankara’da düşen uçakla ilgili acele ve hesapsız laflar etmiyor, şüpheli şer odaklarına tehditler savurmuyor.
Türkiye gibi dünyaya nizam vermiş bir medeniyetin temsilcisi olan güçlü bir ülkenin damarına basmak, “gel gel” yapmak, korkakça suikastlar, sabotajlarla avunmak, ancak eyaletten bozma başıbozuk ülkelerin yapacağı işler.
Bilmiyorlar ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti yarına bırakır, yanına bırakmaz!