Gazze cephesinde yeni bir şey yok!
Gazze cephesinde yeni bir şey yok!
MUHAMMET KUTLU
Gazze’de ateşkes anlaşması imzalandı ama siyonist terör devletinin saldırıları devam ediyor.
Katil İsrail ordusunun ateşkes anlaşmasına rağmen Gazze'de düzenlediği saldırılarda 25 kişi daha hayatını kaybetti.
Gazze’de soykırım saldırıları altında inim inim inleyen mazlumları kurtarmak üzere büyük çaba sarf eden Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın, bu çabalarını BM'nin 80'inci Genel Kurulu’nda artırarak, ABD Başkanı Donald Trump ve bazı İslam ülkelerinin liderleriyle yaptığı görüşmeler olumlu sonuç vermiş, Türkiye’nin de katılımıyla ateşkes anlaşmasını garanti altına alan imzalar Mısır’ın Şarm El Şeyh şehrinde düzenlenen zirvede atılmıştı.
Ancak, İsrail’de Binyamin Netanyahu yönetimindeki aşırı dinci ve siyonist hükümet iktidarda kaldığı sürece Gazze’de kalıcı bir barış zor görünüyor.
Geçtiğimiz gün ABD basınına konuşan Netanyahu, Hamas’ın silahsızlanmasını “kırmızı çizgi” olarak nitelendirerek, “Eğer bunu yapmazlarsa kıyamet kopacak” sözleriyle yeni tehditler savurdu.
Gazze’deki ateşkes sürecine değinen Netanyahu, Hamas’ın tüm silahlarını teslim etmesi, silah fabrikalarının yok edilmesi ve bölgeye silah girişinin engellenmesi gerektiğini belirterek, adeta Filistin’in teslim olmasını şart koştu.
“Silahsızlanma budur” diyerek işgalin yeni adımlarını tarif eden İsrail Başbakanı, bunu kabul etmeyenlere ise “kıyamet tehdidi” yöneltti.
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) 21 Kasım 2024 tarihinde, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında savaş suçu ve insanlığa karşı suçlar işlediklerine ilişkin makul gerekçeler olması sebebiyle yakalama kararı çıkarmıştı.
Fakat küresel siyonist çetenin kuklası İsrail ve küresel kuruluşlar, gemi o kadar azıya aldı ki, hakkında UCM’nin yakalama kararı bulunan soykırımcı Netanyahu, BM 80’inci Genel Kurulu’na katılarak konuşma yaptı.
İşte Netanyahu’nun bu “kıyamet” çıkışı, yaptığı soykırıma rağmen gizli bir dokunulmazlık zırhıyla korunmasından kaynaklanıyor. Dolayısıyla da İsrail başbakanının bu tür açıklamaları, bölgede barış çabalarının değil, savaş siyasetinin hâlâ İsrail’in temel hedefi olduğunu gösteriyor.
Netanyahu’nun sözleri, “barış” söylemlerinin ardına gizlenmiş yeni bir saldırı hazırlığının habercisi olarak anlaşılabilir. “Özgürlük kalıcı değildir” diyerek kendi işgalci politikalarını meşrulaştırmaya çalışan Netanyahu, asıl amacının “Yahudi devletini korumak” değil, Filistin topraklarında dilediğince işgali sürdürmek olduğunu açıkça ilan etti.
Öte yandan, 10 Ekim'de yürürlüğe giren ateşkese rağmen Gazze’ye yönelik saldırılarını sürdüren İsrail, Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) Gazze Şeridi'ne yardım göndermesine ilişkin 7 ayı aşkın süredir uyguladığı yasağı da kaldırmış değil.
Gazze cephesinde yeni bir şey yok yani…
Sözün kısası, iki yıldır Gazze’de sürdürdüğü saldırılarda 70 bine yakın kişinin ölümüne, 180 bin kişinin yaralanmasına neden olan, 10 atom bombasının vereceği tahribata yol açan soykırımcı İsrail’in durmaya hiç niyeti yok.
Çünkü siyonist yönetim yaptıklarının bedelini uluslararası hukuk karşısında ödemedi. O yüzden pervasızlıklarını sürdürüyorlar.
Biz acizlerin elinden de “Allah Gazze’deki mazlumlara yardım etsin” demekten başka bir şey gelmiyor…