‘Ahbap-çavuş’ ilişkisi ve ‘paralel’ yapı...
Ülke büyük bir felaket yaşamış…
İnsanlarımız enkaz altında can vermiş, evleri başlarına yıkılan yüz binlerce vatandaş kaybettiklerinin acısından sağ kurtulduğuna bile sevinememiş…
Yüce gönüllü Türk insanı acıları paylaşmak, bir yaraya merhem olmak için ‘tek yürek’, ‘tek bilek’ olmuşken…
‘Senin yardım kuruluşun’, ‘benim yardım kuruluşum’ tartışmalarını izlerken
içim daralıyor, yüreğim sızlıyor…
Taraflı tarafsız bütün kurum ve kuruluşlarca ‘asrın felaketi’ olarak nitelendirilen çifte deprem sonrası ufak tefek eksikliklere, aksaklıklara rağmen vatandaşının yanına koşan devlet, bu tür kara günler için hazır tuttuğu AFAD’ı, Türk Kızılay’ı ve UMKE’siyle afet bölgesinde canhıraş bir çalışma başlattı.
Devlet, yardım ve kurtarma organizasyonlarında çok başlılığın önüne geçmek; yağma ve talanı engellemek, 81 ilden ulaştırılan gıda, giyecek, yakacak malzemelerini hakkaniyetli şekilde dağıtmak için de AFAD’ı adres gösterdi.
‘Hayır, biz iktidarla çalışmayız’ havasına giren bazı muhalefet partileri ise, yıllardır ahbap-çavuş ilişkisi içerisinde oldukları AHBAP’ı işaret ederek, bu acı günlerde bile ayrıştırmayı, ötekileştirmeyi tercih etti.
Eyvallah…
Adı ne olursa olsun. Kim tarafından organize edilirse edilsin.
Yardımı her kim yaparsa yapsın…
Bunlara tek lafım yok.
Yeter ki depremzede kardeşlerimizin yaraları sarılsın, acıları hafifletilsin!
Lakin, ihanet odaklarının daha yakın dönemde devletin en kritik kurumlarına sızmak için oluşturduğu ‘paralel’ yapı hâlâ hafızalarımızda iken, bazı yardım kuruluşlarının ‘alternatif’ ve ‘paralel’ bir yapılanma gibi hareket ederek, devlete meydan okuması kabul edilebilir bir durum değil...
Hem fondaş medya aracılığıyla ‘Türkiye tek yürek’ diyeceksin, hem siyaseten ‘Bu acı hepimizin ortak acısı’ söyleminde bulunacaksın, ‘Hem başın sağolsun Türkiyem’ sloganları atacaksın, ardından da birlik - dirlik yerine ikircikli bir tavırla, fitneye kapı aralayacaksın.
Madem öyle, kalksın bir kesim alternatif yargı, bir başka kesim alternatif sağlık sistemi, bir diğer kesim de alternatif futbol ligi oluştursun!
Ne ala memleket ya!
Kusura bakmayın!
Bazılarının ‘paralel’ ya da ‘alternatif’ yapılar oluşturmak gibi hesapları olabilir.
Ama Türkiye’mizin bir alternatifi yok!
Her ne kadar uzun süredir denetimlerden uzak kalsa da, hakkında birçok iddia ortaya atılsa da AHBAP’ın da bu toplumda bir karşılığı olduğu inkar edilemez…
Ancak…
Sabırla, sukûnetle ve iyi niyetle bir şeyler yapmaya çalıştığını gözlemlediğimiz, hatta ‘AFAD ile koordineli çalışıyoruz’ açıklaması yaparak devlet ile bir kavgası olmadığını dile getiren Haluk Levent’in, bazı muhalif siyasetçiler ve sanatçı kisvesi altındaki bazı iktidar karşıtlarınca istismar edildiği kanaatindeyim.
‘Enkaz altından önce AK Partililer çıkarılıyor’ diyenler de…
‘Ne devleti, ne iktidarı tanırız’ narası atanlar da…
‘ÇYDD’si, ADD’si yan gelip yatarken, alnı secdeli, ağzı dualı gönüllülere saldıranlar’ da Haluk Levent’in yardım kuruluşu üzerinden mütedeyyin kesimle ve hükümetle hesaplaşmaya çalışıyor.
AHBAP, şayet bu ideolojik yaklaşımı göremiyorsa gaflet, göz göre göre buna çanak tutuyorsa dalalet içinde demektir.
Yıllardır uluslararası arenada büyük sorunlar yaşadığımız, Yunanistan, Ermenistan ve İsrail gibi ülkelerden gelen yardımların kabul edildiği bir ortamda, (fikir ayrılıkları yaşansa da) kendi içimizden olan insanların destek ve yardımlarının tartışma konusu yapılması kamuoyunun vicdanını yaralamaktadır.
Fakat,
Nasıl ki, yurtdışından gönderilen yardım, bağış ve destekler devletin denetim ve kontrolüne tabiyse...
Nasıl ki, 81 ilden ulaştırılan yardımlar, devlet mekanizması altında tek elde toplanıp dağıtılıyorsa, AHBAP da bu uygulamaya ayak uydurmak zorundadır!
Velhasılı;
Türk milletine düşmanlık/hasımlık etmediği, halkı provokasyona sürüklemediği ve devlete kabadayılık yapmadığı sürece isteyen istediği ile ‘ahbap’ olabilir.
* * * * *
Onlar derde ‘deva’ olamasa da Baykar, hayatlara ‘dokundu’
Hani birileri çıkmıştı da,
Türkiye’nin yüz akı, tüm dünyanın gözdesi İHA/SİHA’ların mimarı olan Baykar’a ‘dokunacağını’ söylemişti ya!
Hani o birileri, ülkenin dertlerine DEVA olacağını iddia etmişti ya!
Maalesef o birilerini deprem sürecinde ortada göremedik…
Hiçbir yaraya merhem olduğuna, hiçbir derde deva olduğuna da şahit olamadık…
Ama o ‘dokunacağız’ dedikleri Baykar,
Depremzedelere verdiği destekle, bölgeye giderek gösterdiği dayanışmayla, yardım kampanyalarına yaptığı milyarlarca liralık bağışla Türk milletinin yüreğine dokundu…
