• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Latif Erdoğan
Latif Erdoğan
TÜM YAZILARI

Gerontoloji ve ihtiyarlar risalesi

22 Kasım 2025
A


Latif Erdoğan İletişim: [email protected]

Gerontoloji ve ihtiyarlar risalesi

LATİF ERDOĞAN

“Sizi Allah yarattı, sonra da vefat ettirecektir. İçinizden, (sahip oldukları) bilgiden hiçbir şeyi bilmeyecek yaşa, ömrün en düşkün çağına kadar yaşatılanlar da vardır. Kuşkusuz Allah ilim ve kudret sahibidir.” (Nahl, 70)

 Yaşlılık yaşamla ilgili bir süreç. Öncesinde ölmeyenler mutlaka bu sürece dahil olarak hayatlarını devam ettireceklerdir. Bunun anlamı bu sürecin insanların çoğunluğunun kaderi oluşudur. Öyleyse ona herkesin bir vakıa olarak bakması ve öyle de değerlendirmesi gerekir.

Bu bağlamda insanları iki grupta toplamak mümkündür. Yaşlananlar ve yaşlanacak olanlar. Durum böyle olunca yaşlılık bütün insanların ortak konusu olur. Hiç kimse yaşlılıkla ilgili konulara ilgisiz kalamaz. Veya kalmaması gerekir.


Yaşlılık bütün hal ve ahvaliyle özendirilmeli ki, o vakte girildiğinde insanlar başka arayışlara girmesinler. Peygamber Efendimizin hadisleri bu perspektiften değerlendirildiğinde, yaşlılığın katlanılması gereken zorunlu bir dönem değil saygınlığı ile özenilmesi gereken bir fırsat olduğu açıkça görülür. Şöyle buyurur:

“Kim saç ve sakalını Allah yolunda (çalışırken) ağartırsa, bu (beyazlık) kıyamet günü kendisi için nur olur.”


“Bir genç, ihtiyar bir kimseye yaşından dolayı saygı gösterirse, Allah da ona yaşlılığında kendisine saygı gösterecek birisini hazırlar.”

“Küçüğümüze merhamet etmeyen ve büyüğümüze saygı göstermeyen bizden değildir.”


“Eğer beli bükülmüş yaşlılarınız olmasaydı, durmadan üzerinize bela yağardı.”

Günümüzde yaşlılık çerçevesinde ele alınan konular gerontoloji denilen bir ilim dalının ilgi alanına girmektedir. Önceleri yaşlıların sadece fiziksel yönüyle ilgilenen bu ilim dalı günümüzde yaşlıların maddi- manevi bütün ihtiyaç alanlarıyla ilgilenmektedir. Doğru ve isabetli olan da budur.


İşte bu doğru ve isabetli olanı Bediüzzaman, henüz Türkiye’de hatta dünyada konuya böyle bir yaklaşım söz konusu değilken keşfetmiş ve 1934 yılında İhtiyarlar Risalesini (26. Lema) kaleme almıştır.

Eser, şu ayeti serlevha yaparak başlamaktadır: “Kef, he, ye, ayn, sad. Bu, rabbinin Zekeriyyâ kuluna lutfettiği rahmetin anlatımıdır. Hani o, alçak sesle rabbine yalvarmıştı. “Rabbim!” demişti, “Benim kemiklerim zayıfladı, saçlarım ağardı. Rabbim! Ben sana ettiğim dualarda hiç eli boş dönmedim.” (Meryem, 1-4)


Evet bu ayette adeta ihtiyarlar üzerindeki ilahi rahmetin bir ebedi tahlili yapılmaktadır. Zekeriya (a.s.) bu duayı yaptığında yaşlıdır ve yaşlılığını ilahi rahmetin celbine vesile olması için dergahı ilahiye arz etmektedir. Yaşlılık acizliktir. Acizlik ise insanın istek ve taleplerini elde etmede en güçlü yanıdır. Bir çocuk aczindeki güç ile çevresindekileri kendine hizmette pervane eder. Ana rahmindeki ceninin aczi, sebepsiz doğrudan doğruya ilahi rahmeti kendine celp ederek rızkı ayağına getirir. Doğduğunda rızkı olan sütü annesinin memelerinde hazır bulur. Hasta acizliği ölçüsünde daha çok yardım görür, şefkatleri üzerine çeker. Ölü tamamen acizdir ve onun için başlarda taşınarak son menziline götürülür.  


Yaşlının istek ve taleplerinin asla ret görmeyeceği de Hz. Zekeriya diliyle vurgulanıyor ayette. Peygamber Efendimiz de “Allah, yaşlı kişinin kendisine açılmış elini boş döndürmekten haya eder” buyuruyor. İşte yaşlılık insana böylesi bir manevi mertebe kazandırıyor.

İman teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül de iki dünya saadetini netice verir. Bu gibi seçkin halleri fıtrat seyri içinde yaşamaya vesile olduğu için de yaşlılık ayrı bir öneme sahiptir.

Dünya nüfusunun yüzde onu yaşlılık sınırı içinde. Dünya nüfusunun yüzde doksanı da o istikamette hızla yol alıyor. Öyleyse konu önemli ve ciddi bir çalışma alanı.



Hafızam beni yanıltmıyorsa, Merhum Mehmet Fırıncı Abinin de katılımıyla on sene kadar önce konuyla ilgili bir akademik çalışma yapılmıştı. Ahmet Ay da geçmişte Risale Haber’de konuyla ilgili güzel, faydalı yazılar yazdı. Benim teklifim, bu tür çalışmaları sürekli yapmak ve konuyu gündemde tutmak. Ayrıca, İhtiyarlar Risalesi’ni Dördüncü Şua ve Hastalar Risalesi gibi risalelerle birlikte basarak taliplerine ulaştırmak.


Hastalar Risalesi insana hastalığı sevdiriyor, ülfet ve ünsiyet veriyor. İhtiyarlar Risalesi insana yaşlılık denilen büyük fırsatı değerlendirmeyi öğretiyor. Dördüncü Şua, aşkı beka devasıyla insanın bütün manevi yaralarını tedavi ediyor.

On Beşinci Rica’nın haşiyesinde İhtiyarlar Risalesini tekmil ve telif (terkip) edecek nurcu, Üstadın ifadesiyle Bediüzzaman unvanının hakiki sahibi olan Risale-i Nurun kendisidir. Öyleyse, İhtiyarlar Risalesi konuyla ilgili başka risalelerle bir araya getirilerek tekmil ve terkip edilmelidir. 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23