• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Latif Erdoğan
Latif Erdoğan
TÜM YAZILARI

Faiz haram derken

30 Ağustos 2025
A


Latif Erdoğan İletişim: [email protected]

Faiz haram derken

LATİF ERDOĞAN

“Allah, faizi yok eder, sadakaları artırır. Allah kâfirlikte ileri giden, günahta ısrarlı hiçbir kimseyi sevmez.” (Bakara, 276)

“Ey iman edenler, Allah’tan korkun ve eğer müminlerden iseniz faizden arta kalanı bırakın. Eğer böyle yapmazsanız Allah’a ve Resulüne savaş açtığınızı bilin…” (Bakara, 278- 279)

İslam faizi haram kılar. Bunu hayata geçirirken de faize açık bir zemin, faize götürücü bir boşluk bırakmamaya özen gösterir. Bu önleyici tedbirler, infak, ihsan, îsâr, sadaka, zekât, karz-ı hasen, hediye, hibe, vakıf ve miras gibi kavramlarla vücut bulur.

İnfak, Allah’ın rızasını elde etmek gayesiyle kişinin kendi servetinden harcama yapması, muhtaçlara ayni, nakdi yardımda bulunması, demektir. Kuran’da paylaşım adına en çok adı geçen bu kavram aynı zamanda bire yedi yüz veren buğday tanesine  benzetilir.(Bakara,261)

İhsan, özel manada Allah’ı görüyor gibi Allah’a kulluk etmek, her yeri huzur-u ilahi bilmektir. Genel anlamda ise iyiliklerde farz olan asgari ölçünün ötesine geçip, isteyerek ve severek fazlasını yapmak, demektir.


Îsâr, kendi ihtiyacı olmasına rağmen mümin kardeşini kendi nefsine tercih etmektir.

Sadaka, gönüllü olarak veya dini bir vecibeyi yerine getirmek için yapılan maddi yardımdır. Bazen zekât anlamında da kullanılır.

Bedenin zekâtı olmak üzere Ramazan ayında verilen fitre de bir sadaka türüdür. Yapılan nezirler de yine sadakadır. Belirli suç veya hataların telafisi maksadıyla yapılan harcamalar da yine sadaka kapsamına dâhildir. Bir de tamamen tatavvu sadakası vardır ki, gönüllü bağışlar bu sadakaya dâhildir.

 Zekât, hakikaten ve hükmen çoğalma kabiliyeti olan, sahibi tarafından meşru yollardan kazanılan mallardan alınan ve layık olanlara yardım anlamını taşıyan farz bir ibadettir.Toprak ürünlerinden alınan zekâta ise öşür denilir.


Zekât, Kur’an’da namazla birlikte zikredilen en önemli ibadetlerden biridir. Peygamber Efendimiz, onu İslam’ın köprüsü olarak nitelendirmiştir.

Zengin ve fakir arasındaki en güvenilir köprü zekâttır. Zekâtın işlevini kaybetmesi bu iki sınıf arasındaki dengenin, iki tarafın da aleyhinde olmak üzere bozulması demektir.


 

Karz-ı hasen, karşılığında hiçbir dünyevi menfaat beklemeden ihtiyaç sahibi kişiye borç vermektir.  Allah’ın sevgi ve muhabbetini kazanmanın en salim yollarından biri karşılıksız borç vermektir. Karz-ı hasen, “Verdiğinin kat kat fazlasını kendisine ödemesi için Allah’a bir borç verecek yok mu?” (Bakara, 245) ayetindeki teklife icabet ile bereket iklimine girmektir. Kur’an en uzun suresi olan Bakara Suresinin en uzun ayeti olan Müdâyene ayetinde bu konuya özel yer ayırır. Bugünkü noterlik sistemini aşan detayları tek ayete sığdıran bir icazla borçlanmayı belli disiplinlere bağlar.

Hediye, insanlar arasında sevgi ve dostluk nişanesi olarak veya muaşeret kaidesi uyarınca karşılıksız verilen nesne, manasınadır. Hediyeleşme, Peygamber Efendimiz tarafından da çok teşvik edilmiş sosyal bir faaliyettir. Kalpleri yumuşatır, insanları birbirine daha yakın kılar. Hibe ise karşılık şart koşulmaksızın bir malın hayatta iken temlikidir.

Vakıf, bir malın maliki tarafından dini, içtimai ve hayri bir gayeye ebediyen tahsisidir. Vakıf bir hayır müessesesidir ve İslam medeniyetinin çok önemli bir unsurudur.



 

Miras, ölenin yakınlarının onun malını belli ölçüler çerçevesi içinde paylaşmalarıdır. Kırk konum hâlinde bu paylaşımı ele alan ilme ferâiz ilmi denilir. Bu ilmin öğrenilmesi ve öğretilmesi ile ilgili pek çok hadis mevcuttur. Miras dağılımında orada hazır bulunan başka ihtiyaç sahipleri de gözetilir.

Peki faiz nedir? Ödünç işlemlerinde ve alış verişte karşılığı bulunmayan hakiki veya hükmi fazlalık.

Ve elimizi vicdanımıza koyarak soralım; yukarıda sadece tanımlarını yaptığımız ve her birisi kitap muhtevalı yardımlaşma ve paylaşım kurumlarının bütünüyle var olduğu ve işlevlerini sürdürdükleri bir toplumda faizin varlık sebebi olabilir mi?

Ve yine böylesi bir toplumda alanıyla, vereniyle faiz ilişkili kişiler Kur’an’ın faizle ilgili ağır tehditlerini hak etmiş olmazlar mı?

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

okur

Faizin adı olmuş "NEMA". Nemalanmayan mı kalmış.

Tasdik

Evet, hak ederler hem de fazlasıyla. Kalemine sağlık Hocam, yüreğine sağlık.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23