Mülk Senindir hamd Sanadır ve şerikin yoktur
Peygamberimiz’in (sav) rükuya vardığı, alnını secdeye koyduğu mihraba bizler de yüz sürdük, dualar ettik…
Bu fotoğraf; ‘Kainat imamıyım’ diyerek Allah’ın evi ‘Beytullah’ı bir kez dahi ziyaret etmeyenlere,
imkanı olduğu halde gitmeyenlere, yüzlerini sadece ABD’ye, İsrail’e, Avrupa’ya çevirenlere, ithaf olunur…
Ne diyelim; bu bir nasip meselesi…
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile Körfez ülkelerini ziyaretin ardından Umre yapmak da nasip oldu… Cidde’den yola çıktığımızda şu duayı dilimizden hiç düşürmedik: Lebbeyk Allahümme Lebbeyk. Lebbeyke lâ şerike leke lebbeyk. Innel hamde Venni'mete leke Velmülk. La şerike lek". (Mevlam davetine uyarak Sana geldim. Senin eşin ve ortağın yoktur. Mülk ve nimet Senindir. Hamd Sanadır. Şerikin yoktur.)
‘HAYAT KİTABIMIZ’DAN
“Şüphesiz, Safa ile Merve Allah'ın sembollerindendir. Onun için her kim Hac veya Umre niyetiyle Kâ'be'yi ziyaret ederse, tavafı bunlarla yapmasında ona bir günah yoktur. Her kim de gönlünden koparak bir hayır işlerse, şüphesiz Allah, mükafatını veren ve her şeyi bilendir. “(Bakara 158)
“Onda apaçık deliller, İbrahim'in makamı vardır. Oraya giren güvene erer. Ona bir yol bulabilenlerin Beyt'i haccetmesi Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse, şüphesiz Allah bütün âlemlerden müstağni (kimseye muhtaç değil, her şey ona muhtaç)dir. (Al-i İmran: 3/97)
Geçtiğimiz hafta içinde Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve heyetle birlikte önce Bahreyn’in başkenti Manama’ya, ardından Suudi Arabistan’ın Başkenti Riyad’a, daha sonra Katar’ın başkenti Doha’ya gittik…
Hem Bahreyn’de, hem Riyat’da, hem de Katar’da en üst seviyede karşılandı Cumhurbaşkanımız ve heyet…
Ülkeler arasında ekonomi ve kültür alanında çeşitli anlaşmalar imzalandı…
2022 Dünya Kupası’na hazırlanan Katar’ın başkenti Doha, adeta bir şantiye şehrini andırıyor…
Doha’daki inşaat işlerinin ihalelerine girerek kazanan Türk firmalarının buralardaki spor komplekslerine mührümüzü vurması bizleri oldukça sevindirdi…
Bu tür işbirliği anlaşmalarını ve siyasi gelişmelerle ilgili konuşmaları geçen hafta boyunca elimizden geldiğince siz okurlarımızla paylaşmaya çalıştık…
Onları burada tekrar yazmanın bir faydası yok…
‘ACABA UMRE YAPACAK MIYIZ’ DİYE
SAYIKLADIM DURDUM KENDİ KENDİME
Şimdi gelelim asıl konumuza…
Şunu itiraf etmeliyim…
Bu ziyaretlerle ilgili davet geldiğinde Suudi Arabistan’ı görünce inanılmaz derecede heyecanlandım…
Nedeni ise; acaba Mekke -Medine yapabilir miyiz…
Bunun Türkçe okuması ise; “umre yapabilir miyiz”di…
Havaalanına vardığımızda bizlere de verilen o kitapçığı aldım elime; itiraf edeyim ki; Suudi Arabistan ziyaretinde sadece Riyad’ı görünce kaşımın düştüğünü fark ettim açıkçası…
Neyse ‘Hayırlısı olsun’ diyerek çıktığımız yolculuğun ikinci gününde öğrendik ki; Bahreyn’den sonra Suudi Arabistan’ın Başkenti Riyat, sonra Katar ve daha sonra yine Suudi Arabistan; ama bu sefer önce Medine ardından da tabii ki Mekke…
Bunu duyunca nasıl sevindiğimi anlatamam…
İnanıyorum ki heyettekiler de bu duruma sevinmişlerdir…
Önce Medine…
2002 yılında hacc vazifesini ifa etmek için gelmiştim bu mukaddes topraklara…
Gece saat 22:30 sularında Peygamberimiz’in medfun olduğu Mescid-i Nebevi’yi görünce yaşadıklarımı anlatamam, çünkü o anı yaşamak apayrı bir duygu olsa gerek…
İçeri girdiğimizde başta Cumhurbaşkanımız Erdoğan olmak üzere Genelkurmay Başkanımız Hulusi Akar, MİT Müsteşarımız Hakan Fidan, bakanlar, bürokratlar ve heyet üyeleri, Mescid-i Nebevî'de Peygamberimiz (a.s.)'in kabri ile minberi arasındaki bölüm olan Ravza-i Mutaharra’da namaz kılıyorlardı…
Bizler de namazlarımızı kıldık, dualarımız ettik ve daha sonra, Peygamberimiz’in namaz sonrası ashabı toplayarak sohbet ettiği, çeşitli istişareler için toplantılarını yaptığı “Ashabı Suffe”de bir araya geldik…
ASHABI SUFFE’DE DERS
Hafız Osman Hoca’nın etrafından bir halka oluşturarak toplandık Ashabı Suffe’de…
Osman Hoca; “Peygamber Efendimiz (sav) buyuruyor ki; “Benim şu mescidimde kılınan bir namaz, Mekke’deki Mescid-i Haram hariç başka mescidlerde kılınan bin namazdan hayırlıdır" diyerek başladı sözlerine ve Peygamberimiz’in hadislerinden örnekler vererek başlattı anlatmaya Ashabı Suffe’yi: “Medine’de kılınan bir vakit namaz burada bin vakit namaza bedeldir… Her kim bana salât-u selam getirirse ben o kişinin salât-u selamını alırım…”
Burada namaz kılmak, dua etmek sevaptır. Biz de namazlarımızı
kıldık, dualarımızı ettik Allah kabul etsin. Bulunduğumuz yer ise buraya ‘sofa’ deniyor.
Sahabeler, sohbetine katılmak için Peygamberimizin evinden çıkmasını beklerlerdi. İşte burası Ashabı Suffe’nin oturduğu yer… İşte size Kur’an-ı Kerim de Peygamberimizi anlatan birkaç ayet: “Yüce rabbimiz buyurur ki; Muhammed, sizden birisinin babası değildir ve fakat Allah'ın resûlüdür ve peygamberlerin sonuncusu ve Allah, her şeyi bilir.” Ahzab/40
“Ey Nebî (Peygamber)! Muhakkak ki Biz, seni şahit, müjdeleyici ve nezir (uyarıcı) olarak gönderdik.” Ahzab/45
Daha sonra ayetlerle Mescid-i Nebevi’nin kudsiyetini anlatan Osman Hoca şunları söyledi: “Kur’an-ı Kerim de; peygamber size ne getirdiyse alın, peygamber sizi neden sakındırdıysa ondan da sakının. Çünkü bizim peygambere karşı görevlerimiz başında iman etmek, gerçekten iman etmek, O’nun yanında O’nun yaşadığı gibi İslam’ı yaşamak. Aynı zamanda da itaat etmek. O’nun getirdiği Kur’an’a, O’nun getirdiği prensiplere, O’nun getirdiği dünya nizamına tabi olmak ve Peygambere sonsuz, tereddütsüz, şeksiz, şüphesiz itaat etmek gerekir...”
MESCİD-İ NEBEVİ’NİN ÖNÜNDE ‘HABİBİ’ İZDİHAMI …
Daha sonra Peygamberimiz Efendimizi salavatlar eşliğinde ziyaret ettik tazimle ayrıldık O’nun huzurundan…
Mescid-i Nebevi’nin önü ana baba günüydü…
Umreye gelen başta Türkler olmak üzere dünyanın birçok ülkesinden gelen Müslümanlar, ‘Habibi Erdoğan’ diyerek Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a sevgi gösterisinde bulundular…
Mekkeli müşrikler tarafından göçe zorlanan Müslümanlara (muhacirlere)kucak açan ve tarihe ‘ensar’ olarak geçen Yesrip’e (Medine) elveda diyerek Cidde’ye doğru yola çıktık…
Cidde’ye geldiğimizde saatler gece yarısını gösteriyordu…
LEBBEYK ALLAHÜMME LEBBEYK…
Müslümanlar hacca ve umreye hazırlanırken, Cidde’den Mekke’ye doğru yola çıktıklarında şu duayı dillerinden hiç düşürmezler; “Lebbeyk Allahümme Lebbeyk. Lebbeyke lâ şerike leke lebbeyk. İnnel hamde Venni'mete leke Velmülk. La şerike lek" (Mevlam davetine uyarak Sana geldim. Senin eşin ve ortağın yoktur. Mülk ve nimet Senindir. Hamd Sanadır. Şerikin yoktur.)
Oradan karayoluyla kralın bizler için ayırdığı misafirhanede abdestimizi aldık, ihramımızı giydik, günde en az beş vakit, namazımızı kılmak için yüzümüzü döndüğümüz kıblegahımızın bulunduğu Mekke’ye doğru yola koyulduk…
BEYTULAH’IN İÇİNDEKİ HEYECANI
ANLATAMAM YAŞAMAK LÂZIM
Gecenin ilerleyen saatlerinde önce tavafımızı yaptık, ardından namazımızı kıldık ve daha sonra da, milyonlarca insanın ‘Kâbe’nin içerisini görmek için neler vermezdim’ diye hayıflandığı o mübarek Beytullah’ın içine girdik…
Çok heyecanlandım…
Etrafıma bile bakamadan hemen iki rekat şükür namazı kıldım içerde…
Ve daha sonra, başta ülkem, ailem, tanıdıklarım, dostlarım ve iş arkadaşlarım olmak üzere ‘şeytanın şerrinden Sana sığınırım’, ‘Rahman ve rahim olan Allah'ın adıyla’ diyerek; Kur’an’ın ilk suresi olan ve namazların her rekatında okuduğumuz şu duayı ettim: “Rahman ve rahim olan Allah' ın adıyla… O, rahman ve rahimdir… Din Günü'nün sahibidir… Bizi doğru yola ilet… Kendine nimet verdiğin kimselerin yoluna ilet… Gazap edilenlerin ve sapmışların yoluna değil…
Ve ardından da yine “Ülkemizi, tüm İslam alemini kötülüklerden koru; dünyamızı ve ahiretimizi ma’mur eyle” diyerek, ‘Amin… Amin… Amin…” sözleriyle noktaladım duamı..
SEMBOL MEKANLAR: SAFA VE MERVE TEPELERİ
Tavafın ardından ‘koşmak, hızlı yürümek’ anlamına gelen Sa’y’a başladık. Mihmandar hocaefendinin dualarıyla "Safa" tepesinden başlayarak, "Merve"ye dört gidiş, Merve’den Safa’ya üç dönüş olmak üzere bu iki tepe arasındaki gittik geldik…
Tabii ki ‘hervele’yle…
Kâbe’de sabah namazı, öğle namazı ve akabinde de “Önce gitmeyenlere sonra da gidenlere de tekrarını nasip et Yarabbi” diyerek veda ettik kıblegahımızın şehrine…
Allah mebrur eylesin…