• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Kadir Demirel
Kadir Demirel
TÜM YAZILARI

Halef-Selef kasetçi başkanlar; ‘Hayır’ diyeceğinize önce şu sorulara cevap verin...

03 Nisan 2017
A


Kadir Demirel İletişim:

16 Nisan Cumhurbaşkanlığı sistemi referandumuna şunun şurasında 13 gün kaldı...

Vatandaşlar bu referandumun bir rejim değişikliği değil bir sitem değişikliği olduğunu anladı ancak, CHP’nin başına kasetle gelen Kemal Kılıçdaroğlu hâlâ anlamadı...

Geçtiğimiz günlerde katıldığı radyo programında ‘yeni anayasayı ve Cumhurbaşkanlığı sistemini’ eleştirirken büyük bir gafa daha imza atmıştı Kılıçdaroğlu...

Ne demişti...

“Cumhurbaşkanlığı Sistemi”nde başbakanlığın kaldırılacağını, cumhurbaşkanı ve başbakanın iki ayrı partiden çıkması durumunda güçler ayrılığının yaşanacağına ve kavga çıkacağına dikkat çekmiş, “Neden millete anlatılmıyor” sözleri ile sitemde bulunmuştu Kılıçdaroğlu...

Vatandaşlar da bunu şöyle yorumlamıştı: Yeni sistemde başbakanlık olmadığını biz bile anladık ama CHP’nin başındaki Kılıçdaroğlu hâlâ anlamadı...

Belli ki Meclis’te kavga çıkarırken değişikliklerden haberi olmadı bunu anladık; ama en azından Meclis’ten geçen ‘anayasa değişikliği’ne şöyle bir göz atsaydı belki yukardaki sözleri sarf etmezdi... 

KAVGA ETMEK VE ISIRMAKTAN ‘SİSTEMİ’ ANLAYAMADILAR...

l Meclis’te Anayasa değişikliklerinin yapıldığı saatlerde onlarda ordalardı ama, TBMM’ye katkı yapmak için değil...

l Meclis’e kendilerini kilitleyerek ‘Milletin Meclisi’nin icraat yapmasını engellemek için, tıkamak için oradaydılar...

l Anayasa değişikliklerinin çıkmaması için arbede çıkarmak için kürsüleri işgal etmek için oradaydılar...

l Milletin seçtiği vekilleri yumruklamak için oradaydılar...

l Milletin seçtiği vekillerin ayaklarını ısırmak için oradaydılar,..

Dolayısıyla;

Milletin Meclisi’nde konuşulanları dinlemeyenlerin ‘bu anayasa değişikliği neler getiriyor, ya da neler götürüyor’ diye anlamalarını beklemek biraz saf dillik olur herhalde...

İşte Kılıçdaroğlu’nun bir konuşmasından satır başları...

Oy versin vermesin, hangi partiden, inançtan, kimlikten olursa olsun, 80 milyonu bir kişi temsil edecek. Onun adına da ‘cumhurbaşkanı’ denilecek.

Evet; çünkü o bu ülkenin cumhurbaşkanı... 

Ne yapmasını bekliyordunuz sayın Kılıçdaroğlu... 

l Eğer cumhurbaşkanı partizan olursa 80 milyonu temsil edemez. Mesela ben 80 milyonu temsil edemem.

Ya sen, zaten temsil edemezsin... 

Sana kim dedi ki ‘80 milyonu temsil et’ diye...

l Sayın Bahçeli, Sayın Binali Yıldırım, Saadet Partisi Genel Başkanı 80 milyonu temsil edemez. Neden?

Bırak da o kararı kendileri versin o başkanlar... 

Sen onların avukatı mısın?..

l Biz, arabamızda Türk bayrağı taşıyamayız. 

İyi o zaman DHKP-C, PYD, PKK’nın paçavralarını taşı ne diyelim?...

Devamında da şöyle diyor Kılıçdaroğlu: Türk bayrağını taşıyacak olan cumhuru temsil eden, 80 milyonu temsil eden cumhurbaşkanı olacak. Dolayısıyla tarafsızlığının temel noktası, ana kaynağı 80 milyonu temsil etmesidir. Sandığa giderken hangi partiden, hangi kimlikten, kadın, erkek, genç, yaşlı 80 milyonu temsil eden bir kişiyi seçiyorsak, onun tarafsız olması lazım. Tarafsızlığının bu kadar önemi vardır.”

Ya ben anlamadım bu sözlerden...

Anlayan biri varsa beri gelsin bana da anlatsın...

BU ZATA 5 TANE KOYUN,
5 TANE KEÇİ VER
KAYBEDER GELİR...

Kılıçdaroğlu’nun katıldığı bir programda söylediği sözleri yukarda da yazdım.. 

Cumhurbaşkanımız Erdoğan da şunları söylemişti o sözlere karşılık: “Burada artık başbakan olmayacak ki sadece cumhurbaşkanı olacak. Bunu dahi öğrenememiş. Bu zata beş tane koyun, beş tane keçi verin kaybeder gelir.” 

Hakikaten doğru söze ne denir ki?..

Ne konuştuğunu bilmeyen, konuştuklarını anlamayan ve anlatamayana birisi için ‘cuk’ diye oturan bir söz...

✶ ✶ ✶

Ey Halef-selef...

Siz ‘Evet’ i ‘Hayır’ı bırakın da önce İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun defalarca sorduğu şu sorulara bir cevap verin de millet de meraktan kurtulsun...

KENDİNİ SAVUNAMAYANDAN MİLLETE NE HAYIR GELİR...

Geçtiğimiz günlerde kasetle CHP’nin başından alaşağı edilen Deniz Baykal’a, “Sana söylüyorum, ben İçişleri Bakanı’yım, sen referandumla uğraşacağına sana tuzak kuranlara ait bir iki cümle söyle de milletin gönlü rahatlasın. Kendini savunamayan bir adamdan memlekete ne hayır gelir, hadi söyle. Ben İçişleri Bakanı olarak söylüyorum, yüreğin yetiyorsa İçişleri Bakanlığına bir gel, Kemal Kılıçdaroğlu’yla sana kaset kumpasını kim kurdu bir gösterelim.”

CHP, SENİN ARKANA TENEKE TAKACAK KILIÇDAROĞLU...

Soylu’dan bir salvo da Kılıçdaroğlu’na: “Nasıl genel başkan oldu? Kasetle değil mi? Bunu bütün ülke biliyor, peki kaseti kim yaptı? FETÖ. (...) Ya korkuyor ya diyeti var ya da esirdir. (...) Kandil, ‘Eğer evet çıkarsa biz bittik’ diyor. Merak etme sen biteceksin. CHP, Kılıçdaroğlu’nun aklıyla PKK ile aynı noktaya koşuyor. Bir de aradan cambaz gibi kendini kurtarmaya çalışan Kılıçdaroğlu var. Bu seçimi kaybedeceksin. CHP senin arkana tenekeyi takacak ve seni gönderecek. Bu millet, PKK ve FETÖ ile yaptığı işbirliğinin Hollanda ve Almanya ile el altında sürdürdüğün işbirliğinin bedelini sana net bir şekilde ödetecek.”

16 NİSAN REFERANDUMU; 2023 HEDEFLERİ İÇİN ‘EVET’TE BULUŞMA ZAMANI...

Son söz;

Safları çok geçmeden belirlemenin tam da zamanı değil mi şimdi?...

15 yıldır bu ülkenin şaha kalkması için milletle omuz omuza vererek gece gündüz demeden çalışan hükümete bu millet; yine 16 Nisan’da gerekli desteği ‘EVET’le verecektir inşallah...

Ya ‘Hayır’ diyerek 15 Temmuz’da hain darbe girişiminde bulunan FETÖ’cülerle, PKK’lılarla, Kandil’le, bilumum terör örgütleriyle, İslam ve Türkiye düşmanı Avrupa ülkeleriyle birlikte olacaksınız...

Ya da bu ülkeyi daha müreffeh bir hale getirmek için çalışan, Türkiye’yi 2023’e taşımak için gayret sarf eden kadrolarla ‘Evet’te buluşacaksınız...

Karar ve seçim sizin...

Selam ve dua ile...

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23