Cinsine tükürdüğüm cinsine çeker!
Bu bir darbı meseldir. Atasözü de diyebiliriz. Tamamı şöyledir:
“Katranı kaynatsan olur mu şeker?
Cinsine tükürdüğüm cinsine çeker.”
“Soya çekim kanunu” vardır biyolojide.
Milyarlarca çocuk sünnet olur İslam Aleminde, lakin yine de doğan sünnetsiz doğar.
Yüz nesil farenin kuyruğunu kesmişler yine de doğanlar kuyruklu doğmuş!
“Yani asıl azmaz, aslını bozmaz” atasözü yabana atılır bir söz değildir.
ABD’de iki aile üzerinde yüz yıl boyunca aynı deneyi yapmışlar: Edward ve Jukes aileleri… Edward ailesi yüz yıl önce örnek bir aile imiş… Okuma oranı yüksek, toplumun beğendiği insan oranı fazla, suç işleme oranı gayet düşük… Yetişen gençlerinin millete, ülkeye, insanlığa faydalı olmak gibi idealleri var.
Jukes ailesi yüz sene önce de sıkıntılı! Okuma oranı düşük, suç işleme oranı çok yüksek, kısa yoldan zengin olma, kendi kabilesi veya kantonundan başkasını düşünmeme…
Yüz sene boyunca iki aileye de aynı eğitimi vermişler. Eğitim kalitesinde sıkıntı yok.
Yüz sene sonra bakmışlar:
Edward ailesi yine aynı… Ulvi idealler peşinde ve yüksek yerlerde görev almışlar. Suç işleme oranları olabildiğince düşük…
Jukes ailesi de yüz sene önceki gibi… İyiler var ama çok seyrek. Suçlu oranı yüksek. Kısa vadeli düşünme ve kısa yoldan köşe dönme fikri aynı…
Asıl azmaz aslını bozmaz. Asıl çok önemli.
Samsun Çarşamba’da bir vatandaş, evine yemeğe davet etti. Gittim. Hemen de sofraya buyur etti. Elimi yıkadıktan sonra sofraya oturduk. Yanında ayakta bekleyen on altı, on yedi yaşlarında genç biri var; “oğlum” dedi. Tanıttı yani.
Genç o kadar babasına benziyor ki; gayrı ihtiyari; “Maaşallah! Size ne kadar benziyor” dedim.
Adam: -Ee, hocam. Evelallah! Tabii ki benzeyecek. Çünkü haram yok, dedi.
Haram yok… Öz be öz benim çocuğum. Babasına benzemeyecek de kime benzeyecek ki?
Bir tanıdığım var. Babasına hiç benzemezdi. Annesine benziyor herhalde derdim. Babası rahmetli oldu. Epey zamandır görmediğim bu arkadaşı yakın tarihlerde gördüm. Baktım ki surat büzülmüş, çene uzamış, saç ağarmış, burun yassılaşmış… Aynen babası olmuş!
Haram yok…
Biz bin yıllık tarihimizin varisiyiz. İlerisi de var da; Selçuklu’nun, Osmanlı’nın devamıyız diye övünürüz. Kendimizi onlara nisbet eder, onlar gibi baş olmak sevdası içinde yaşarız. Bizi öldürmeye geleni diriltmeye çalışır, merhamet yanımızı gazabımıza daima galip kılarız. İlla ki düşmanlık eden olursa da ona savaş hukuku mucibince gereğini yaparız.
Mukaddes olan davalarımız, muazzez olan sevdalarımız var: İslam, millet, vatan, bayrak gibi. Gerekirse ölürüz.
Aslımız Müslüman Türk, neslimiz Müslüman Türktür. Arabı, Kürdü, Çerkesi v.s aynıyız.
Bir de; Kıbrıslı Rum kadınların mezelerine Kıbrıs’ı veren, İngiliz mezelerine her yeri veren, ezan okunduğunda kulağını tıkayan hatta ezana karşı feveran eden, beceremedikleri belediyecilikle alemi pis kokuya, yaptıkları pisleyen adam heykelleriyle mideleri bulandıranlar var.
Asılları kim ola ki?
Neden yapılan hiçbir şeyi beğenmezler?
Niçin maddi sıkıntıları olmadığı halde çenelerini kapatmazlar?
Hangi sebepten Türkiye’nin operasyonlarından, dünya siyasetinden, başarılı icraatlarından haz almazlar da şikayet üstüne şikayet ederler?
Neden bir Müslüman gibi… Geçtim; bir Türk gibi… Ondan da geçtim; bir Anadolulu gibi düşünmezler?
Neden hep intikam duygusuyla gezerler?
Neden intikam?
Kimden intikam?
Yoksa bunlara haram mı karışmış?
Yoksa bunlar soya çekim kanununun dışında kalanlar mı?
Katranı kaynatıyoruz beyazlaşmıyor, kaynatmıyoruz katran kalıyor. Cinsleri kim bunların ki cinslerine çekiyorlar.
Din yok, iman yok, ahlak yok, mukaddesat yok, milli gurur ve mefahir yok… LGBT onlarda, Kur’an’a rövaşata onlarda, ezanı yuhalama onlarda, İzmir’i bir Yunan kenti i’lan etme onlarda, 12 Adalar Yunanistan’ındır iddiası onlarda, nikahsız yaşamak onlarda, müstehcen yaşamak onlarda, zina onlarda, rüşvet ve soygun onlarda, bir hiç uğruna yakma yıkma onlarda…
Biyolojinin konusu ama tarihçilere duyurulur vesselam.