• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Yaz dostum

04 Şubat 2025
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Yaz dostum

HÜSEYİN ÖZTÜRK

Bir Barış Manço geçti bu dünyadan. Hem de ne geçiş. Farklı duruşlarıyla sanat adına yerli ve milli düşüncesinden vazgeçmeden!

Her haliyle kendini sevdiren adam gibi adamdı. Adamlığını; şarkısıyla, sözüyle, yaptığı müziği ile yediden yetmişe herkese sevdirdiği gibi bütün bir dünyaya da sevdirmişti.

Coşku ve neşeyle söyleyiverdiği İşte adam olacak çocukifadesiyle dinleyenlerinin “Barış abisi” olan Mehmet Barış Manço, tarihler 2 Ocak 1943’ü gösterdiğinde İstanbul’da dünyaya gelmişti.

Hayatını, “Ölüm, yaşam uykusundan uyanmaktır çizgisine oturtmuş ve böylece 7’den 77’ye herkesin kendisine bir noktada pay çıkardığı eserleri ile zihinlere hiç eskimeyecek nağmeler nakşetmişti.

Belki de her kesim ve yaştan bunca insan tarafından sevilmesinin sebebi, farklı düşüncelerden, fikirlerden ve meşgalelerden insanları ortak bir paydada buluşturmasıydı.

Diğerlerinin aksine sahte birlik mesajlarından ziyade bunu hakikate intikal ettirerek ismi ile müsemma olması, önyargısız benimsenmesine ve sahiplenilmesini sağlamıştı.

II. dünya savaşı sıralarında doğan Manço’yu ailesi, o dönem tüm dünyanın hasret kaldığı “Barış” ismini vererek bu arzularını gerçekleştirecek evlat olsun istemişlerdi.

Geçmişten günümüze kültür mirasımızı bugüne taşıyan kıymetlerimizden “abdallık” geleneğimize yeni bir soluk getirmiş ve bu cihetle, eserlerinin ekseriyetinde tasavvufi dokunuşlara yer vermişti.

Hayy’dan başlayıp ’da neticeye erecek olan bu geçici dünya hayatına değinen Barış Manço, medeniyetimizin irfan ikliminden beslenmiş içi dolu mesajlarıyla; hakiki bir “Sanatçı” kimliğine, vasfına erişerek, bu toprakların ozanı olarak gönüllerde taht kurmuştu.

“Yaz dostum/Güzel sevmeyene adam denir mi?
   Yaz dostum/Selam almayana yiğit denir mi?
   Yaz dostum/Altı üstü beş metrelik bez için
   Yaz dostum/ Boşa geçmiş ömre yaşam denir mi?”

Ne bu dünyayı ne ebedi hayatı ne hesap gününü ne asıl gayeyi ne beyhude hırsların varacağı noktayı kestiremeyen ne geride bıraktıklarını ne de şimdiyi anlayamayan ve bu sebeple nesillerdir süren içi boş kavgacılara şöyle sesleniyordu. 

“Daha çatal, bıçak, kaşık icat edilmemişken,

İsmail’e inen koç kurban edilmemişken,

Bir kavga başlamış ki nasip kısmet uğruna,

Kapağı ver, kulpu al, kurbanı hiç soran yok”.

Dizeleriyle, bu fani dünyadaki manasız kavgaların, hırsların, tamahların, kin ve öfkelerin bir kazanım olmadığını; “Çalakaşık saldıranlar, kula kulluk edenler taş döşeye dursun; alnı açık, gözü tokları başköşeye” diye anlatıyordu.

“Yıllardır sürüp giden bir pay alma çabası.

Topu topu bir dilim kuru ekmek kavgası.

Bazen durur bakarım bu ibret tablosuna.

Kimi tatlı peşinde, kimininse tuzu yok”.

Ezcümle:

Evet, merhumun kendisine sorulduğunda; “Daha huzurlu bir ortam istiyorum” demiş ve çok geçmeden takvimler 1 Şubat 1999 tarihini gösterdiğinde, emr-i hak vaki olmuştu. Allah rahmet eylesin. Ruhu için el-Fatiha.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Mekânı cennet rûhu şâd olsun

Yaz dostum/Güzel sevmeyene adam denir mi? Yaz dostum/Selam almayana yiğit denir mi? Yaz dostum/Altı üstü beş metrelik bez için Yaz dostum/ Boşa geçmiş ömre yaşam denir mi?”...her zaman tüylerim ürperten bir eseri oldu bu dizeleri...birde Halil İbrahim sofrası var .. Ahmet Bey'in ceketi...çok düşündüren anlam yüklü eserleri...
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23