Teknoloji yalnızlaştırıyor refah şımartıyor
Teknoloji yalnızlaştırıyor refah şımartıyor
HÜSEYİN ÖZTÜRK
Teknolojinin nimetlerinden istifade etmek elbette şart! Aklıselim sahibi kimseler, teknolojinin gelişmesinden şikâyet etmez.
Çünkü insanın keşif ve icat kabiliyetinin önemli nimetidir. Yani Allah’ın insana verdiği kabiliyetlerinin bir başka zuhurudur.
Teknoloji, insanlığın imarı ve işlerin kolaylığı için kullanıldığı sürece tabii ki, elzemdir ve pek yerindedir.
Lakin başkalarının haklarına girerek, kişisel yahut grupsal çıkarlar adına kullanılması bu nimete karşı nankörlük ve kötülük etmektir.
Özellikle haberleşme ve iletişim dışında, sonunun nereye varacağı kestirilemeyen “insani yoksullaşmanın” har vurup harman savrulduğu sosyal medya araçlarının akıbeti, hızla insanlığı çürütmektedir.
•
Bir de “yapay zekâ” meselesi var. Yapay zekâ da insan üretimi ama “insan zekâsını” geriletmekte, embesilleştirmekte, çalışamaz duruma getirmekte, muhakeme ve muhasebeden yoksun bırakmaktadır.
Yani yapay zekâya bir cümle söylüyorsunuz, o size yüzlerce hem de en kaliteli şekilde istediğinizi söylüyor. Sonra çıkıp; “İşte benim maharetim bu diyorsunuz”. Ahlaki mi?
Yapay zekâ sistemi, başka insanların zekâsının ürünlerini bir havuzda topluyor, “yapay zekâ kullanıcıları da” o havuzdan akanları, “Benim fikrim, benim düşüncem” diye yutturuyor.
Daha da kötüsü, kişi kendisini aptal yerine koyduğu gibi karşısındakileri de aptal yerine koyuyor. Reklamlardan dizilere ve filmeler kadar her hususta aynı.
Neyse bu mesele başka bir sohbet konusu olmalı. Şimdilik sosyal medyanın insanı yalnızlaştırmasına bakmalı.
•
Cep telefonlarındaki “sosyal cinnet şebekelerinin” esareti altında yaşandığı bir devirdeyiz. Af edersiniz tuvaletler dâhil, sosyal medyanın kullanılmadığı an ve alan yok!
Sanal âlemde görülen ve muhatap olunan her kare, kişiyi gerçek insanlardan uzaklaştırmakta, daha da tehlikelisi öfke ve gerginliğe sevk etmektedir.
Çünkü yüz yüze konuşmak yerine, sanal âlemde olup bitenleri kendimize muhatap almaktayız ve aile fertlerimizin yanı sıra diğer insanlarla iletişim kurmaktan kaçınmaktayız. Devlet kurumlarından özel iş yerlerine kadar vaziyet aynı!
Sosyal hayatın bütününde bu gözlemleri rahatlıkla yapabilirsiniz. Sokakta, çarşıda, pazarda, toplu taşım araçlarında, kendi aracınızla trafikte, okullarda, evlerde; tek sığınağın cep telefonları olduğunu hepimiz görmekteyiz, hem de 24 saat.
İşin tuhafı şu ki, hepimiz hızla yalnızlaştığımızın farkındayız. Televizyonlardaki insanlığı dinamitleyen kadın programlarının benzerlerine sosyal medyada da ciddi esaret var.
Meğer her kademeden herkes esir oluyormuş. “Siz ne durumdasınız” diye bir soru akla gelebilir. Şükür şimdilik sınırdayım. Whatsapp dışında bir iletişim aracım yok.
Belki de bu yüzden böyle rahat yazıyorum. Yalnız bu husus gittikçe kangren halini almaktadır.
Ezcümle:
İnsanlığımız, teknolojiyi art niyetli kullananların arzulu köleliğine sürüklenmektedir. Kalabalık içerisinde yalnızlık, beş duyu organımıza ihanettir
Yazının başlığı, “Teknoloji Yalnızlaştırıyor Refah Şımartıyor” idi. Refah şımartıyor yarına kaldı.