• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Ebu Cehil kıtalar dolaşıyor

04 Temmuz 2025
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Ebu Cehil kıtalar dolaşıyor

HÜSEYİN ÖZTÜRK

“Biz bu dünyadan nereye göçelim ya Muhammed?

Yeryüzünde riya, inkâr hıyanet altın devrini yaşıyor.

Diller, sayfalar, satırlar Ebu Lehep öldü diyorlar;

Ebu Lehep ölmedi ya Muhammed;

Ebu Cehil, kıtalar dolaşıyor”. Arif Nihat Asya. 

Merhum Asya’nın da Naat şiirinde dediği gibi Ebu Cehiller kıtalar dolaşıyor hem de ittifak halinde ve en çok da bizim topraklarda konuşlanmış vaziyetteler.

Neden bizim topraklarda sorusuyla başlayalım söze.

Çünkü bu topraklar Rasulullah (s.a.v.) in en çok adının anıldığı ve ibadetlerimizle birlikte günlük hayatımızın belli safhalarında kendisine salavat getirildiği için.

Bu kadar çok anılmaya, bilinmeye, salavat getirilmeye karşılık elbet Ebu Cehiller de vazifelerini yapacaklar ve yapmaktalar.

Peygamberimiz (s.a.v) döneminden hakiki Ebu Cehil ile ilgili bilgelerimiz, Mekke’de yaşanmış bir safhayı anlatırlar. Dilimiz döndüğünce izaha çalışalım.

*

Efendimiz (s.a.v.) mescide giderken, Ebu Cehil arkasından yeterek;

-“Ey Abdullah’ın oğlu” diye büyük bir kibirle hitap eder ve şöyle der:

“Biliyorum sen Hak Peygambersin, lakin malım, mülküm, şöhretim, şanım, nefsim, kibrim, sana inanmama engel oluyor”.

İşte Arif Nihat Asya, “Ebu Cehiller kıtalar dolaşıyor” derken sanırım bu hadiseyi kastetmiştir. Bizde de hemen her sahada mebzul miktarda bunlardan var ve düğmelerine basıldığı andan itibaren ittifak halinde zehirlerini kusuyorlar.

Şerde ittifak önemli bir iman meselesidir. Keşke biz de hayırda ittifak edecek böyle bir imana sahip olabilsek.

İman ettiğimiz halde malımız, mülkümüz, şanımız, şöhretimiz, makamımız, mevkiimiz, kasamız, hırsımız, tamahımız, siyasetimiz, partimiz, imanımızı altüst etmekte.

Hal böyle olunca bu sayılanlara ve daha fazlasına takılıp kalmış aklın, vicdanın, imanın özgürlüğünden bahsetmek imkânsız hale gelmektedir.

Elbet istisnalar vardır ama maalesef günümüzde pek çoğumuzun içine düştüğü girdaplardan birisi de eşyanın esaretine teslim olmamızdır. Hakikatten kopuş yaşamamızdır.

İnsan ve Müslüman olma sorumluluğumuzun ana özelliği, hakikati anlama ve anlamlandırma yeteneğidir ve bu yetenek, ancak ahlaklı bir idrakle mümkündür.

Dini ve milli değerlerimizi küçümseyen sinema, televizyon, dizi, medya ve sosyal medya aracılığıyla; fitne, fesat mikrobu yayarak mücadele edenler de pek âlâ bilmektedir ki, bizim toplumumuzun kültürel tüm kodları, aynı zamanda dini ve milli muhtevalıdır.

İşte bu yüzden sanat kamuflajı adı altında isyan, şirk ve inkârlarını yaymaktadırlar. Elbet herkes vazifesini yapacaktır ve yapmaktadır.

Bu vaziyet aynı zamanda şunu da göstermiyor mu? Devlet ve millet olarak varlığımızı, istiklalimizi, bağımsızlığımızı biz hangi değerler üzerinden inşa ediyor ve sağlıyoruz?

El-cevap: Milli kültürümüzün temelini oluşturan dini referanslarımızla.

Ezcümle:

Demek ki, referanslarımızın ya farkında değiliz yahut başka referanslarla meşgulüz ki, bizi biz yapan inanç değerlerimiz çapulcuların geviş malzemesi olmakta.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Şeref

Emekli maaşlarına zam oranı hakkındada birşeyler yaz be arkadaş.....

hacı

Türkiyede de çok ebu cehil var mesela birisi senin bugünkü üst komşun
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23