• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Coğrafya Vatan Tarih

27 Ağustos 2025
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Coğrafya Vatan Tarih

HÜSEYİN ÖZTÜRK

Üzerinde yaşadığımız kutlu vatan toprağı, nice zaferler ve kayıplar coğrafyasıdır. Toplumların kaderi olduğu gibi coğrafyaların da kaderi vardır.

Bizim topraklarımız, tarihimiz boyunca hayır ile şerrin istiklal ve istikrar mücadelesinin sürdüğü bir coğrafyadır.

Bugün de böyledir. Bekamızı istikrarlı bir şeklide koruma mücadelemiz, binbir kılıklı şeytan sürüsüyle devam etmektedir.

Haçlı Batı elini üzerimizden hiç çekmemiştir. İçimizdeki besledikleriyle, devşirdikleriyle; siyasette, ekonomide, kültürde ihanetlerini aralıksız yaymaktadırlar.

Yüz yılda nihayet kendimizi bulduğumuz, kendimize geldiğimiz, ele güne muhtaç olmaktan çıktığımız bir devirde işte yaşananlar meydandadır.


Kimlerin ülkemize ve milletimize dost olduğu, kimlerin düşmanlık beslediği sarih şekilde görülmektedir. Birlik ve beraberliğimiz üzerine devamlı oyunlar sahnelenmektedir.

Hem Haçlı Batılıların hem de içerideki aparatlarının bilmediği hakikatleri, tarihe yol vererek hatırlatmakta fayda vardır.

Ağustos ayı tarihimize zafer ayı olarak kaydedilmiştir. Ağustos’ta kazanılan zaferler yalnızca askeri başarılarımız değildir.


Amentü sahibi milletimizin, “Kelime-i Şehadet’i” topraklarımızın tapusu hâline getirmek için zamanla, mekânla ve tarihi ile kurduğu bağı koparıldıkça, ilmek ilmek dokumasıyla bu zaferler kazanılmıştır.

Bir coğrafyayı vatan eden elbet ordudur, elbet ordusunun arkasındaki milletidir. 26 Ağustos 1071, 30 Ağustos 1922, Türk milletinin yalnız düşmanıyla değil, düşmanları gibi güçlü silahlara sahip olamayıp, tüm imkânsızlıklara rağmen inancını silah olarak kullanarak kazandığı zaferlerdir.

Tarihimiz tüm açıklığıyla yazılmalıdır derken, zaferlerin esas sahibinin ordumuzdaki her neferle birlikte, arkasındaki milletimizin zaferi yazılmalıdır.

Devletimizin ve milletimizin istiklali ve bekası, “Coğrafya, Vatan, Tarih” teknesinde mayalanarak yazılır ve anlatılırsa, ancak o vakit her nesil, nasıl bir coğrafyada, nasıl bir vatan üzerinde, nasıl bir tarih içerisinde yaşadığını anlayabilir.

Burada sözü merhum Remzi Oğuz Arık’a bırakmanın yeri gelmiştir. Şöyle der:


“… Vatan, alelade bir toprak parçası değildir. Hakiki kimliğini üstünde yaşadığı insanlardan, onların eserlerinden alır… Hürriyetsiz vatan insana zindan olur.

Vatan, insanların bu topraklar üzerinde verdiği mücadelenin hikâyesi olan tarihten ayrı da düşünülemez. Müşterek tarih toplumları millet yapar…

Yaşanılan acı tatlı hatıralar bir potadan eriyip dökülerek coğrafyayı vatan yapar. Toprak çiğnene çiğnene vatan olur. Milliyet fikrinin doğuşu vatanla başlar.

… Coğrafyamız her yandan o kadar çok düşmanla, rakiple sarılmıştı ki felaketler arasında durmadan bilendik.


 

Bir toprağın coğrafyadan vatana yükselişi, kaç milyon faciaya, acıya, hatıraya mal olmuştur. Çocuğun doğarken kaç kere anasını öldürüp, dirilttiği gibi, coğrafya da vatan olurken üstündeki milleti öldürüp, öldürüp diriltir.

Ezcümle:

İnsana vatanı için can verdiren hatıralarıdır. Hatıralar olmazsa toprağın vatan bellenmesi imkânsızdır.

İnsanın o toprakta yaşaması ile hatıralar doğar. Ama hatıraların sönmemesi ve nesillere aktarılması tarih ile mümkün olur”…

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23