• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Burak Karen
Burak Karen
TÜM YAZILARI

Bizim olan yarınlar için...

07 Mayıs 2016
A


Burak Karen İletişim: [email protected]

Türkiye çok ciddi problem ve krizlerle boğuşurken milletin kendini arayış hamlesini yavaşlatacak kırgınlıklar ve ayrılıklar milletin gönlünü burktu.

Halkoyuyla seçilmiş ve aktivitesinden ödün vermeyen bir Cumhurbaşkanı, yine halkoyuyla seçilmiş ve bilgi birikimini aktarmaktan, sorumluluk üstlenmekten geri durmayan bir Başbakanın aynı ritimde ahenkle hareket edememesinden kaynaklanan mesele fitne tacirlerinin üstün gayretiyle devletin zirvesine mesele olarak yerleşti ve rutini dumura uğrattı.

Ak Parti ile hem Türkiye’de hem İslam dünyasında başlayan dönüşümden rahatsız olan yerli ve yabancı odaklar kritik bir süreçte, ağır ve tahrik edici bildirilerle devletin zirvesinde bir fitneyi başarılı olarak çıkarttılar.

Kimler tarafından ve hangi amaçlara hizmet eder şekilde servis edildiği malum olan bu fitne harekâtı ile bu necip milletin, dirilişi, yeniden ayağa kalkıp, yeryüzü mazlumlarının yeniden umudu olma ihtimali yok edilmek istendi.

Fitne-fesat üzerinden mevzi savaşları verenler, küçücük çıkarları için büyük laflar edip bunu memleket meselesi olarak pazarlayanlar, içerideki omurgasızlar, dışarıdaki CIA, MOSSAD, KGB, BND, MI5 ajanları, yüreklerinde Erdoğan korkusu ve düşmanlığı besleyen muhalefetin kifayetsiz muhterisleri hayallerini gerçekleştirme hesapları yapıyor.

Ehlisalibin merkez üsleri, çok uluslu Ebu Cehiller fitne virüsünü yaymak için gayret sarf ediyor, müstekbirler kötülüğü bulaştırmaya ve dolayısıyla mutluluğu azaltmaya çalışıyor, bilumum çakal takımı ve aklı evvel AKP’li fırıldaklar sürüsünden de kaybedenler kulübü oluşturulmaya çalışılmakta.

Dün Haçlı Seferleriyle yapmaya çalıştıklarını, Çanakkale’de yapamadıklarını, bugün farklı enstrümanlarla, son ve sahici bir vuruşla yapabilmek için uğraş veriyorlar.

Güncellenmiş oyunlar, kurmaca terör örgütleri, öngörüsüz muhterisler, onursuz piyonlar eliyle Türkiye’nin başkaldırışı önlenmeye çalışılıyor, bedel ödettiriliyor, savaş açılıyor.

Avrupa Erdoğan’daki Kanuni ruhunun dirilmesinden, İsrail Erdoğan’daki Selahaddin-i Eyyubi iradesinden, Ortadoğu ve Araplar Erdoğan’daki Yavuz Sultan Selim inancından ürküyor, korkuyor ve Osmanlı ruhunun yeniden dirilişinin önüne geçmeye çalışıyorlar.

Toplum zemininde kaygı oluşturulmaya, gönüllerde huzursuzluklar oluşturmaya çalışıyorlar.

Bu kirli arenada özgüveni, rahatlığı, komplekssiz tavırlarıyla öne çıkıp enerjisiyle, sadeliği ve yürekten gelen coşkusuyla halka el uzatıp, kucak açan Davutoğlu asla bir bölen olmadı, olmaz da.

Bu davada koltuk sevdası olmaz. Lider arayışı da olmaz. Bu davanın lideri Erdoğan, Davutoğlu’nun da lideridir ve Davutoğlu davasına zarar verecek hiçbir hareketin içinde olmazdı, olmadı da.

Fitneye odun taşıyanların hevesleri kursaklarında kaldı ve oluşan sorunlar konuşularak, parti ilkeleri dikkate alınmak suretiyle çözümlendi.

Bir dava ahlakı, şuuru ve geleneği içinde, bugüne kadar olduğu gibi sürekli bir yenilenme, tekâmül, ilerleme adına nöbet değişimleri olmuştu, bu da o nöbet değişimlerinden biri olacak.

AK Parti olağanüstü kongresinde Davutoğlu Genel Başkanlığı ve Başbakanlığı bir dava arkadaşına teslim edecek ve son güne kadar da Büyük Türkiye davasına hizmetini sürdürecektir.  

Bu dava fani isimler, fani şahsiyetler üzerine değil, baki hakikatler üzerine inşa edildi, bugüne böyle geldi ve böyle de gidecektir.

İnsanların fikirleri, tavırları, öncelikleri değişebilir. Kardeşlik halkasının dışına çıkmamak şartıyla, ayrılık da olacak fakat kavga olmadı, olmayacak.

Bu süreçte hortumcuların üzerine gidilmesinde, derin devlet mensuplarının derdest edilmesinde, paralel yapının çökertilmesinde, PKK ile mücadelede bazı gevşemelerin yaşanabileceği kaygısı olsa da bunun da üstesinden gelinecektir inşallah.

AK Parti’nin kurucusu, önderi, lideri sağ ve çok şükür dimdik ayakta. Erdoğan hem Cumhurbaşkanlığını hem de liderlik misyonunu aksatmadan ve kararlılıkla sürdürüyor.

Erdoğan, kısır tartışmaları, günübirlik dedikoduları, birkaç gün sonrasını göremeyen siyasi söylemleri, cambazlıktan başka bir işe yaramayan yorum ve analizlerin hükümranlığını basiretiyle, ferasetiyle, tecrübesi ve cesaretiyle yine tek hamleyle yok etti.

Türkiye’nin, bütün İslam coğrafyasının, ümmetin ve yerküredeki tüm mazlumların umudu olan, arkasında milletle, milletin ve ümmetin duasıyla yürüyen, mahzun gönüllerin, kırık kalplerin, sahipsiz ellerin ümidi, beklentisi olan Erdoğan yine yol çizdi, tavır koydu, tarih yapıcıların yolunu açtı.     

Türkiye’yi diz çöktürmek isteyen çokuluslu müdahaleye meydan okudu, küçük hesaplar peşinde koşanların, ülkenin ve milletin zamanını çalıp, azmini kıranların mücadelesinden korudu, bedel ödetti.

Bütün bu yaşananlar bu ülke için başkanlık sisteminin mutlak şart olduğunun, siyasi iradenin millet iradesi adına inisiyatif alması mecburiyetini ve Erdoğan’ın liderliği ile yol alma zaruretini zorunlu kılıyor.

Erdoğan otoriterliğe gidiyor algısı, küresel sistemin tekerine taş koymaya kalkan Erdoğan’ın devre dışı bırakılması hesabıdır.

Gelecek nesillerin ellerini güçlendirme, işlerini kolaylaştırma, yollarını aydınlatma adına dava için dava erleriyle omuz omuza mücadele etme, gerektiğinde bedel ödeme zamanıdır.

Küçük hesaplar sayfasını kapatma, küçük hesapların peşinde koşanların defterini dürme, ülkenin ve milletin zamanını ve azmini onlardan koruma, kurtarma zamanıdır.

Ben böyle düşünür, böyle bilirim...

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23