Özgürlüğün simgesi alkol müdür?
Dünyanın neresine giderseniz gidin kutsal bir kavram kabul edilen temel haklar kavramını bu ülkede tekeffül etmekten bile utanır hale gelmemiz durduk yere olmuyor.
İnsanlığın ortak değerleri olan veya olması gereken kavramlar siyasi saplantılara kurban edilince bunun doğal sonucu olarak kavramların da itibarı yerle bir oluyor.
Dünya tarihinin en büyük felaketlerinden birini yaşıyor. Ölenlerin sayısı dünya savaşlarında ölenlerin sayısını geçti. Hiçbir ülke bu musibetten nasıl çıkacağına dair net ve kesin fikir sahibi değil.
Bir taraftan kriz birliğinde nasıl bir dünya ile yüz yüze kalacağımızı düşünüyoruz. Diğer taraftan bu krizin hasarını azaltma yolları arıyoruz.
Hasarın bir tarafı insanların yüz yüze olduğu tıbbi ve hayati risklerden kaynaklanıyor. Bunun için bulaş sayısını azaltacak tedbirler alınıyor. Diğer yandan her türlü tedbire rağmen bulaş meydana gelirse tıbbi desteğin kesintisiz sağlanması için sağlık alt yapısı güçlendiriliyor. Salgının ilk günlerinde salgını sınırlarımızın dışında tutma konusunda çok başarılıydık. Sonrasında bulaş hızı ve sayısını kontrol etmekte zorlandık. Kamu otoritesi gönüllü olarak tedbirlere uyma çağrısı yaptı ama dinleyen kim. Sonuçta bu işin de bir matematiği var. Bulaş sayısına göre tespit edilmiş ve devreye girmesi gereken tedbirler oluyor. Salgında pozitif vaka sayıları çok yükselince doğal olarak ilave tedbirler alındı ve kapanıyoruz.
Kapanma veya açılma kararları siyasetçilerin görüşlerine göre değil uzman bilimadamlarından oluşan kurulların görüşlerine göre alınıyor.
Bu kadar yüksek bulaş sayısına rağmen dünyada tıbbi desteğin kapasitesini yeterli seviyede tutabilen aşağı yukarı tek ülkeyiz. Vaka sayısına rağmen dünyadaki en düşük ölüm oranının Türkiye’de olması ihtiyaç duyulan herkese yeterli tıbbi yardımın sağlanıyor olmasındandır.
Aşılamada da planlamanın gerisinde kalmış olsak da dünyada en iyi beş ülke arasındayız. Yerli aşı çalışmaları son aşamada, tedarik ettiğimiz bir yabancı aşının yerli üretimini de yapacağız. Bulaş sayısını kontrol dışındaki tüm tıbbi kriterlerde dünyanın en iyilerinden biriyiz. Nitekim dünya da bize imreniyor.
Pandeminin ortaya çıkardığı ekonomik sıkıntılar var. Pandemiyi fırsata çevirenler de var ama özellikle küçük esnaf ve hizmet sektörü çok ciddi bir darboğazdan geçiyor. Karınca kararınca bu krizin içinde sistemi ayakta tutmaya çalışan bir hükümet var. Dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar da sosyal yardımlara öncelik veren bir hükümet uygulaması var.
Daha iyileri de yapılabilir mi? Elbette yapılabilir. Yöneticilerin görevi de daha iyisini yapmak için çaba göstermek.
Muhalefetin görevi de yapılanları incelemek ve yeni öneriler getirmek.
Pandemiden ekonomiye, hukuk hizmetlerinden din hizmetlerine kadar her alanda yapılacak o kadar iş, konuşulacak o kadar konu var ki?
Bizim sayın muhalefetimiz ne yapıyor? Bu memleketin başka hiçbir sorunu yokmuş gibi mübarek Ramazan gününde içki dışında konuşacak konu bulamıyor. Hem de böyle bir yasak yokken.
Allah akıl fikir versin. Ne diyelim.