• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Sandıkçıoğlu
Ali Sandıkçıoğlu
..
TÜM YAZILARI

Camiler Haftası kutlanırken ezansız minareler...

05 Ekim 2024
A


Ali Sandıkçıoğlu İletişim: [email protected]

DEĞERLİ KARDEŞLERİM:

Bildiğiniz gibi Diyanet İşleri Başkanlığının aldığı bir kararla her yıl memleketimizde 01-07 Ekim arası Camiler ve Din Görevlileri Haftası olarak kullanılmaktadır. Bu sebeple bugün inşallah elimizden geldiği kadarı ile imkânlar ölçüsünde, iyi niyetle bu konu üzerine durmaya çalışacağız. Önce çok şükür günde beş defa minarelerimizden okunan Ezan-ı Muhammedi üzerine kısaca bir duralım. Ezan, kelime anlamı olarak bildirmek, duyurmak, çağrıda bulunmak, ilan etmek anlamlarında kullanılır.

Ezan, dini bir terim olarak, İslam dininde namaz vaktinin geldiğini insanlara bildirmek için belli sözlerle yapılan çağrıya (davet) verilen isimdir. Ezan okumak hicretin birinci yılı Medine-i Münevvere’de başladı. Medine-i Münevvere’de ilk ezan okuyan Bilal-i Habeşi’dir (RA). Mekke-i Mükerreme’de ise ilk ezanı Habib-bin Abdullah (RA) okumuştur. İslam dininin alametlerinden birisi olması itibarı ile ezanın önemi çok büyüktür. Ezanda, İslam inancı ve dinin esasları çok veciz olarak anlatılmıştır. Ezanda Allahu Teala’nın birliği ve büyüklüğü, Muhammed Aleyhisselam’ın Allah’ın kulu ve resulü olduğu günde beş defa dünyanın her tarafında bütün insanlığa duyurulur.

Bilindiği gibi Hz. Peygamber Efendimiz (SAS) namaz vakitlerini nasıl duyurmalarını ashabına sorar. Ashap çeşitli fikirler ortaya atar. Hz. Peygamberimiz ortaya atılan fikirlerin hiçbirisine razı olmaz. Ertesi sabah Hz. Ömer (RA) ve Abdullah bin Zeyd (RA) yirmi kadar ashap Hz. Peygamberimize gördükleri rüyayı birbirlerinden haberleri olmadan herkes ayrı ayrı Peygamber Efendimize anlatmıştı. Ashabın Peygamberimize anlattıkları ezan lafzı zaten Cibril (AS) tarafından aynen Peygamberimize vahiy edilmişti. İşte bu şekilde tavsiye edilen ezan hakkında birçoğumuzun bildiği bilgiyi kısaca sunduktan sonra esas arz etmek istediğim mevzuya dönelim.

Ülkemizde çok şükür ülkemizin tapusu mesabesinde çok güzel camilerimiz ve minarelerimiz vardır (Eski camilerimiz olduğu gibi yeni yapılan çok çok güzel camilerimiz de var). Hz. ALLAH (C.C) yapanlardan emekleri geçenlerden razı olsun. Ne yazık ki, minarelerimizin birçoğu köyde, şehirde ezansız kaldığı için ağlamaktadırlar. Sebep; muhterem Diyanet İşleri Başkanlığının geçmişte kaldırılması için gayretler sarf etmelerine rağmen hâlâ telsizlerle şehrin bir yerinden okunan ezanın bütün camilerden hoparlör veya teknik bir cihaz vasıtası ile yayınlanmasıdır. Bu şekil okunan ezanlarda feyiz yok, ruhaniyet yok (Efdal olan Hayyen an hayyindir).

Anadolu’nun birçok yerinde kazadan okunan ezan köylerde de yayınlanıyor. Bazen de ezan yerine minarelerden kanalların karışması sonucu, türkü ve şarkılar yayınlanıyor. Maalesef zaman zaman ülkemizin birçok yerinde böyle nahoş hadiseler yaşanmış ve yaşanıyor... Vatandaş minareden ezan yerine türkü veya şarkı dinliyor. Bizler de basın yolu ile haberdar oluyoruz. Arzumuz; bir an önce bütün yurtta telsizlerle okunan ezanların kaldırılması, müezzinlerimizin asıl vazifeleri olan ezanı canlı olarak okumalarıdır (Elbette ki, bu şekilde okunacak ezanların feyiz ve bereketi çok daha değişik olacaktır.).

Diyelim ki, diyanet telsizlerle ezan okumayı kaldırdı. Ama yine de sıkıntı bitmiyor. Belki müezzin kardeşlerimizin pek hoşuna gitmeyecek ama; birçok yerde durum bundan ibarettir (Diyanet’in, müftülüklerin murakıp ve müfettişleri durumu pek ala kontrol edebilirler). Minareler ne içindir?... Bugün minareler yapılış gayelerine göre kullanılıyorlar mı? Eski camilerde, yeni camilerde?... Minarenin dibine cihazı koy. Hiç merdiven çıkmadan ezanı oku.

Ülke çapında birçok tarihi minarelerimizin içleri örümcek ağları ile örülmüş. Aylardır, belki senelerdir şerefelerine çıkılmamış bile… Minarelere çıkan yok. Minarenin şerefesinden ezan okuyan yok. Muhterem Diyanet İşleri Başkanımızdan konunun üzerine acilen eğilmesini yeniden minarelerimizi ezan-ı Muhammedi ile buluşturmasını sabırsızlıkla beklemekteyiz. Yıllar önce, Üsküdar’da bir ezan dinlemiştim. Hâlâ hatırlıyorum. O okunan ezan kalplere adeta huzur telkin ediyordu. Merkezdeki iki caminin müezzini çok güzel anlaşmışlar. Biri okuyunca öbürü duruyor. O başlayınca diğeri duruyordu. O zaman birçok yaşlı ve gencin ortada durup büyük bir dikkat ve huşu, huzur içinde ezanı dinlediklerine şahit olmuştum...

Şu an epeyce zaman orada öğlen vakti bulunmadığım için aynen orada, aynı şekilde ezanların okunup okunmadığını bilmiyorum. Güzel sesli müezzinlerimizden güzel ezanımızı bütün minarelerden inşallah en yakın zamanda duymak üzere... Burada camiler haftası dolayısı ile Muhterem Diyanet İşleri Başkanımızdan bir istirhamım olacak; ülke genelinde birçok camilde telsizler vasıtası ile merkezlerde yapılan Cuma vaizleri şehirdeki, köylerdeki camilere aktarılmakta. Caminin bir yerine küçük bir radyo veya bir hoparlör koyuyorlar. Parazitli, cızırtılı bir ses geliyor. Ne konuşulduğu anlaşılmıyor bile. Cemaat onu dinleme yerine cami içinde kümeler oluşturup ezan okununcaya kadar sohbet ediyorlar, tabir caizse cami bir sohbet yerine dönüyor… Ezan okununca namaza kalkıyorlar.

Ülkemizde bu kadar emekli müftü, emekli vaiz, emekli imam var. Diyanet ülke çapındaki tüm emekli din görevlilerini seferber ederek kendilerine en yakın camilerde sohbet etmelerini sağlamalıdır. Eminim ki, bütün emekli hoca efendilerimiz bu hizmeti yapmaya canla başla koşarlar. Veya eskiden olduğu gibi diyanet fahri vaizlik imtihanları açarak kendilerinde gereken belgeler olan ve açılan imtihanı kazananlara köylerde, kasabalarda, cumalarda, bayramlarda sohbet etme izni verilmelidir. Unutmayalım ki “Eddinünnasiha” buyrulmuştur…

Camilerimizdeki görevli hoca efendiler namaz kıldırma memuru olmaktan çıkartılıp dini celili İslam’a sırf Allah rızası için ellerinden geldiği kadar hizmetler Allah’ın (CC) ve Peygamberinin memurları olmalıdırlar. Ülkemizde çok şükür yüz binlerce cami var. Buralarda görevli imamlarımız, müezzinlerimiz var… Bunların görevleri belli vakitlerde sadece namaz kıldırmak olmamalıdır. Bunlar gençlerle ilgilense, senede ne kadar gencimiz kurtulur. Hep birlikte görüyoruz ki, gençliğimiz hızla felakete doğru, daha doğrusu uçuruma doğru yuvarlanıyor… Herkes elinden geleni yapmaz ise sonradan eyvah demenin hiçbir faydası olmayacaktır.

Diyanet camiasında veya özel cemiyet ve cemaatlerde sadece Allah rızası için, din ve kitabullah-ı istismar etmeden halen hizmette bulunan her kademedeki din görevlilerine hayırlı muvaffakıyetler, emekli olanlara ise sağlık, sıhhat içinde hayırlı ömürler, beka âlemine göçmüş olan din hizmetlerinde bulunan her Müslümana Cenab-ı Hakk’tan sonsuz rahmetler diliyorum. Mekânları cennet olsun inşallah. Cümleniz Mevla’ya emanet olunuz.

TEŞEKKÜR:

Yakalandığım ileri derecede karaciğer rahatsızlığım (siroz başlangıcı) sebebi ile benimle hem hastanede hem de özel muayenehanesinde yakinen ilgilenen Vakıf Gureba Bezmi Alem Üniversitesi Hastanesi iç hastalıkları bölümünde görevli Sayın Prof. Dr. HAKAN ŞENTÜRK beyefendiye, hastalığımı ilk olarak teşhis edip beni yönlendiren İstinye Devlet Hastanesinde görevli dahiliye doktoru Sayın Uzm. Dr. HİCRAN ÖZSEMİR hanımefendiye, Sarıyer Tıpta görevli aile doktorumuz Sayın Uzm. Dr. SERHAT DURMUŞ beyefendiye, İstinye Pınar Mahallesi Aile Sağlığı doktorlarından değerli dostumuz Sayın Uzm. Dr. ERDOĞAN SAVAŞ beyefendiye hastalığımın tedavisi ile alakalı gösterdikleri yakın ilgilerinden dolayı kendilerine en içten teşekkürlerimi sunarım.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Camiler haftası

Pek çok kişinin hayatından cami ve namaz çıkınca camiler haftası yapılmaya başladı, cami müze, namaz da müzelik oldu yani

Standartlara uygun olmalı.

Diyanetin, hoparlörlere bir standart getirmesi lazım. Bazı müezzinler hoparlörün sesini kafasına göre son raddeye getiriyor, caminin etrafında oturanların nerdeyse kulakları sağır olacak. Sesi çok açmakla insanlar camiye gelmiyor yada daha fazla müslüman olmuyorlar, sadece gürültü kirliliği oluşturup insanları rahatsız ediyor. Hoparlörün desibeli standartların ölçüsünü aşmamalı.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23