Baba vatanı Rize’den notlar...
Rahmetli babamın bizlere vasiyeti vardı. Araya uzun zaman koymadan mutlaka köyünüzü, kabirleri, hayatta olan yaşlı akrabaları ziyarete edin, Rize’ye ve köyünüze gelin.
Geçen sene hastalık ve bazı sebeplerle Rize’ye köyüme ziyarete gidememiştim. Bu sene torunum Enes arabayı kullandı.
Annesi, ben ve kızlar ziyaret için Rize’ye geldik.
Bir süredir karaciğer rahatsızlığı ile uğraşıyorum. Doktorumdan izin ve talimatlarını alarak çok şükür salimen kazasız, belasız Rize’ye geldik.
YOL BOYU VATANDAŞA KURULAN TUZAKLAR…
Başka karayollarını bilmiyorum. Ancak Rize’ye giderken gördüm.
Devletimiz bir nevi vatandaşına tuzaklar, başka bir ifade ile kapanlar kurmuştur.
Dünyanın her yerinde hız kontrolü için radarlar vardır. Elbette ki Türkiye’de de olacak, olsun. Amma bunlar bir tuzak şeklinde olmasın..
Özellikle dikkat ettim; levhada 90 km yazıyor. Yüz metre gittikten sonra birden kilometre 50’ye düşüyor.. Bu sadece bir yerde değil. Yol boyu birçok yerde bu tip tuzaklar vardır.
Rize’de görüştüğüm birçok insan (şoförler) bu durumdan çok şikâyetçiler.
İnşallah yetkililerimiz bu tuzak türü radarlara, en kısa zamanda son verir veya vatandaşın lehine bir çare bulurlar.
ÇAYKUR’UN ÇAY ALIMINDAN VATANDAŞ MEMNUN
Rize’de her sene mayıs ayı geldiğinde sıkıntılar başlardı.
Çay evleri önünde vatandaşa pösteki saydırır gibi çaylar seçtirilirdi.
Hele çay müstahsilleri için “KONTENJAN” sıkıntısı olurdu. Çayından günde veya haftada şu kadar satabilirsin. Mesela dönüm başı on kilo veya onbeş kilo.
Bu müstahsiller için çok büyük bir sıkıntı idi.
Bu sene bunların hiçbirisi olmadı. Vatandaş gerek ÇAYKUR’a gerekse özel firmalara çaylarını rahatça satabildiler.
ÇAYA VERİLEN FİYAT…
Görüştüğüm komşularım ve hemşerilerimden çaya verilen fiyattan az sayıda da olsa memnun olanlar var. Allah bereket versin şükür diyenler var.
Ancak geneli göz önüne aldığımız zaman çaya verile fiyattan bugünkü şartlarda memnun olanlar çok az.
Bir zamanlar yaş çayın kilosu üçbuçuk lira idi. O zaman bir kilo yaş çay satan bir kilo şeker alabiliyordu.
Keza bir kilo yaş çay çatanlar onun parası ile kaç tane ekmek alabiliyordu.
Şimdi bir kilo hayvanların yediği ot. Bir kilo yaş çaydan daha pahalı.. Sayın hükümet yetkililerimiz inşallah gelecek şekilde çay üreticilerini ve Rizeliyi memnun ederler.
PAHALILIK HERKESİN BELİNİ BÜKÜYOR….
Aşırı derecede pahalılık var. Eskilerimiz derlerdi ya: “Paramız pul oldu.” Gerçekten de öyle.
Marketler ve esnaflar kendi başlarına istedikleri gibi zam yapıyorlar.
Dur diyen bir merci yok… Her şey çok pahalı. Hele gıda maddelerinde herkesin görüp bildiği gibi fiyatlar uçup gitmiş, güç yetmiyor. Aşırı derecede fiyat artışı var.
2.07.2024 günü İyidere köprüden biraz alış veriş yapalım dedik. Bir manava uğradık.
Taze fasulye 95 TL. Şeftali 100, Kiraz 100, Karpuz kg. 25TL. Beyaz üzüm 100, böylece fiyatlar alabildiğine yüksek…
Görüştüğüm insanlar gerçekten çok dertliler ve pahalılıktan çok şikâyet ediyorlar…
1000 TL ile marketten sadece birkaç şey alabiliyoruz…
Bu arada beni tenkit edenler de çıkabilir. Biz olanı ve gördüklerimizi yazıyoruz… Yazımız siyasi maksatlı değil.
Ülkemizde tuzu kuru olanlar, alınları terlemeden para kazananlar var.
Onlara göre her şey tozpembe. Ancak öyle değil… Vatandaş büyük sıkıntı içinde.. Aybaşını zor getiriyor. Çokları ise borçla bir öteki aya devir ediyor.
EMEKLİLERİN DURUMU…
Bütün emekliler gibi Rizeli emekli vatandaşlarımız maddi sıkıntı içinde…
Şayet yan gelirleri olmasa on bin lira ile geçinebilmek bir mucize…
Sayın devlet yetkililerimiz; hiç zaman geçirmeden emekli vatandaşlarımızın durumlarını iyileştirmek için bir şeyler yapmaları lazımdır.
İstanbul’dan Rize’ye giderken bir mola yerinde satış reyonlarını bir dolaştım… Gerçekten şaşırdım.
Bir kilo siyah zeytinin kilosu; 600 TL. Buna göre emekli zeytini sayı ile bile yemekte zorlanır.
Salam, sosis, pastırma, kavurmayı zaten bırakın emeklileri herkes kolay kolay alıp da yiyemez.
Yol boyu bir kaşarlı tostun yerine göre, 150.300 TL’ye satılması ülkedeki fiyat istikrarının nasıl bozulduğunu göstermeye yeter ve artar bile…
EN ÖNEMLİ MESELE…
Bildiğiniz gibi Rize mutaassıp bir şehrimizdir. Herkes dinine, vatanına, bayrağına bağlıdır ve candan sever.
Türkiye’nin birçok il ve ilçesinde ne haya kalmış, ne edep..
Kızlarımız, kadınlarımız açıldıkça açıldı. Bir erkek olarak otobüste, durakta, metroda, hastanede veya herhangi bir yerde dolaşmaktan, bulunmaktan hayâ ediyoruz.
Türk anasını, Türk kızını, Türk gelinini nasıl bu hale getirdiler?..
Eşinin saçının bir telini kıskanan Rizeliler nasıl kadınlarının, kızlarının bu kadar açılmasına rıza gösterirler!?..
Birçok kadın aşırı derecede çıplak geziyor. Bir arkadaşım beni biraz teskin etmek veya rahatlatmak için “Ali hocam o aşırı derecede açık gezen hanımlar Rizeli değil kimisi turist, kimisi memur eş ve çocukları” dediyse de ben yine de Rizelinin düşürüldüğü bu hallere çok üzüldüm.
Rabbim, inşallah bizlere en kısa zamanda büyük bir bela veya felaket gelmeden uyanmayı nasip eylesin inşallah. Amin…
Cümleniz Mevla’ya emanet olunuz.
SAYIN SAĞLIK BAKANIMIZA:
Değerli hemşerim;
İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünden Sağlık Bakanlığına atanmanız dolayısıyla sizleri tebrik eder, hayırlı hizmetlerde bulunmanızı temenni ederim.
Kanser hastaları sizden acilen bir sevindirici haber bekliyor.
Bir kanser hastasının: “Akıllı ilaç” alabilmesi için önce Sağlık Bakanlığı ile alakalı dosyayı tamamlaması lazım.
Sonra bir avukatla anlaşıp SSK’yı mahkemeye verecek mahkemeyi kazanırsa akıllı ilacı alacak. Mahkeme, avukat derken çok zaman kaybı oluyor.
Hasta önce peşin ödeyip ilacı almış olsa bu defa mahkeme: “Paran var aldın” diyerek dosyayı reddediyor. Ödeme yapmıyor. Her hastanın mali gücü bu parayı ödemeye yetmiyor…
Türkiye genelinde birçok kanser hastası bu işlemlerden çok muztariptir.
İki kardeşim akciğer kanseri olduğu için konuyu, çekilen sıkıntıları, hasta aleyhine kaybedilen zamanı çok iyi biliyorum.
Zat-ı âlinizden istirhamımız: Bütün bu formaliteler gereken girişimleri yaparak en kısa zamanda ortadan kaldırıp doktorların, akıllı ilaç kullanması gerekir dedikleri hastalar bir an önce, zaman kaybetmeden, mahkeme kapılarında uğraşmadan ilaca kavuşmalarının sağlanmasıdır.
İlginizi bekler, saygılar sunarım.